Türk demokrasi tarihinde idam, kötü muamele ve insan hakları ihlalleriyle yerini alan 12 Eylül 1980 askeri darbesinin üzerinden 38 yıl geçti. Dönemin Genelkurmay ve Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Kenan Evren imzalı darbe bildirisinin TRT radyosunda, 12 Eylül sabahı okunmasıyla başlayan darbe girişimine, "güvenlik sorunu" gerekçe gösterildi. Belli başlı olayların yanı sıra Konya'da 6 Eylül'de düzenlenen "Kudüs Mitingi" de darbe yönetimi tarafından "şeriatçı girişim" olarak gösterildi. Emir-komuta zinciri içinde gerçekleştirilen son askeri darbe idam, kötü muamele ve insan hakları ihlalleriyle zihinlerdeki yerini koruyor.
DEMOKRASİYE DARBE
Süleyman Demirel'in Başbakanı olduğu Hükümet görevden alındı.
Demirel ile Bülent Ecevit'i Hamzakoy'a, Necmettin Erbakan ile Alparslan Türkeş'i ise Uzunada'ya sürgüne göndererek, siyasi yasaklar getirdi.
TBMM lağvedildi. 1970 sonrasında değiştirilen 1961 Anayasası uygulamadan kaldırıldı. Değiştirilen anayasanın yerine, cuntanın hazırladığı anayasa Kasım 1982'deki "güdümlü" referandumla yüzde 92 "Evet" oyu ile yürürlüğe sokuldu.
Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Bülent Ulusu'ya kurdurulan hükümet, 21 Eylül'de göreve başladı.
Cuntanın başında bulunan Evren kendisini önce Cumhurbaşkanı yaptırdı, ardından da askeri yönetim üyelerinin ömür boyu yargılanmasını engelleyen "geçici 15. maddeyi" Anayasa'ya ekledi.
İDAM, KÖTÜ MUAMELE...
Sol görüşlü Necdet Adalı, ardından ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu idam edildi. 17 yaşındaki Erdal Eren, yaşı büyütülerek 13 Aralık 1980'de idam edildi. Evren'in onun için, "Asmayalım da besleyelim mi?" sözü ise hafızalardan hala silinmedi.
Darbede, 650 bin kişi gözaltına alındı, 7 binden fazla kişi hakkında idam cezası istendi.
Vatandaşlıktan 14 bin kişinin çıkarıldığı bu dönemde, aralarında yaşı büyütülen Erdal Eren'in de bulunduğu 50 kişi idam edildi. AA