Son dakika haberi... Adnan Oktar suç örgütüne yönelik yürütülen soruşturmalarda ifade veren müştekiler skandal bilgiler vermeye devam ediyor.
Soruşturma kapsamında ifade veren bir müşteki, babasının Doğru Yol Partisi Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Tevfik Ertüzün olduğunu, 1998 yılında vefat etmesinden sonra kalan tüm mal varlıklarını Adnan Oktar ve mensuplarının gasp ettiğini söyledi. Müşteki, Adnan Oktar ve üyelerinin dedesinden kalanları da almak için yoğun çaba sarf ettiklerini anlattı.
İşte müştekinin ifadesi:
"ANNEM DE ÖRGÜTE KATILDI"
"Milletvekili olan babam Prof. Dr. Tevfik Ertüzün,1998 yılı Ocak ayında vefat etti. Babamın vefatından sonra, Adnan Oktar'ın adamları olan dayım ve teyzelerim, annemi örgüte katmaya yönelik yoğun telkinleri ile annem de örgüt katıldı.
Annem, 1999 yılında önce kardeşimi sonra da beni Adnan Oktar ile tanıştırdı. Ben bu sırada 13 yaşındaydım ve örgüte girmemiz için teyzelerim ve dayım telkinlerde bulundu. Adnan Oktar'la Kandilli'de ikamet ettiği villada tanıştık.
EVLERİMİZİ KULLANDI
Dolandırıcı örgüt önce annemin babamdan miras kalan gayrimenkullerini kullanmaya başladı. Beykoz'daki çiftlik evimiz ve Kadıköy Bağdat Caddesi'ndeki apartman dairemiz örgüt evi olarak kullanıldı. Kadıköy'deki evimize 1999 yılında Organize Şube tarafından baskın düzenlendi. Evden çıkan örgüt mensupları gözaltına alındı ve örgüte ait para kasasına el konuldu. Daha sonra Adnan'ın emriyle anneme iki adet lüks araç satın aldırttı. Bunlardan biri zırhlatıldı ve kısa bir süre sonra tamamen örgütün kullanımına sunuldu.
MALLAR ÖRGÜT İÇİ SATILDI
2000 yılı Ağustos ayında Adnan Oktar'ın cezaevinden çıkmasından sonra babamdan kalan gayrimenkullerin örgüt için satışına, menkul değerlerin ise doğrudan örgüt kasasına aktarılması süreci başladı. O tarihte 14 yaşındaydım.
LÜKS ÇİFTLİK, DAİRELER, VİLLALAR
Mallarımızın örgüt tarafından dolandırıcılık marifetiyle gasp edildiği dönem başladı. Babam tarafından, ev hanımı olan ve İstanbul Şişli'de bir han odası haricinde hiçbir geliri ve birikimi olmayan anneme babamın bedelsiz olarak verdiği Beykoz'daki lüks çiftlik evi, Beykoz Çubuklu ve Maltepe'deki iki adet apartman dairesi, Ankara'daki bir gayrimenkul ve İzmir Çeşme'deki yazlık villa örgüt kasasına devredildi. Beykoz'daki lüks çiftlik evi o dönem bir matbaaya bildiğim kadarıyla kitap bastırmak karşılığında ödeme yapmak maksatlı verildi.
YÜKLÜ MİKTARDA PARAYA EL KOYDULAR
Bana ve kardeşime miras kalmış olan yüklü miktarda döviz, bugünkü değerle yaklaşık 1 milyon TL tutarında hisse senedi, babamın arabası, Bakırköy'de bulunan apartman dairesi biz 18 yaşına gelmeden Adnan Oktar'ın emriyle annem tarafından satılarak parası örgüte devredildi.
MAAŞLARI ALDILAR
Yine devlet tarafından bize tahsis edilen babamın öğretim üyeliği ve milletvekilliğinden kaynaklanan yetim ve dul maaşları doğrudan örgüte devredildi.
"DEDENİN MALLARINI DA YİYECEĞİZ"
Sarıyer'de bulunan kooperatif villa hissemiz de Adnan Oktar'ın emriyle örgütün elemanı olan Erol Ş.'ye bedelsiz olarak devredildi. 2008 yılında Adnan Oktar bana "Babanda ne mal varmış ya, ye ye bitmedi" demişti. Yine "Dedenin malları da benim, ölünce yiyeceğiz" demişti.
REKLAM KARŞILIĞI VERİLDİ
Bunlardan başka, Merter'de bulunan anneme ait 2,5 adet han dairesi ve Şişli'deki bir adet han odası bu örgüte devredilmiştir. Yine dedem tarafından diğer evlatlarına hüsnü niyetle bedelsiz olarak hediye edilen Merter'de bulunan toplam 10 han dükkanı ve Şişli'deki Aydın han odası yine Adnan Oktar örgütüne verilmiştir. Hatta bu gayrimenkullerin bir kısmı bildiğim kadarıyla o dönem (2004-2006) çeşitli gazetelere Adnan Oktar, Harun Yahya ilanları karşılığında ödeme olarak verildi.
AYAK İŞLERİNİ YAPTIM
2003 yılında Adnan Oktar'ın yaşadığı Kandilli'deki villanın ayak işlerini yapmak üzere villaya alındım. Orada çalışan işçi ve tamircilerin başında çavuşluk yaptım, oradaki misafir hanenin temizliğini ve oranın alışveriş işlerini yaptım.
OKUMAMA VE ASKERE GİTMEME İZİN VERMEDİ
Sürekli olarak baskıya ve psikolojik işkenceye maruz kaldım. Birçok şeyi yememiz Adnan Oktar tarafından yasaklandığı için yetersiz beslenmekten sağlığım bozuldu. Vücudumda rahatsızlıklar ortaya çıktı. Kazandığım İstanbul Üniversitesi'ne gitmeme de Adnan Oktar mani oldu. "Ben okumadım, sen okuyup ne yapacaksın, beni mi kafalayacaksın uyanık" diyerek okumamı engelledi. Adnan Oktar askere gitmeme de engel oldu. Adnan Oktar askerlik kurumunu aşağılayıp, örgüt mensuplarını askerlikten soğutuyordu.
"BUNU ÖĞRENEN ADNAN OKTAR BİZE KARŞI TACİZE BAŞLADI"
Dedem, evlatları kendisine karşı on yıldır düşmanlık ettikleri ve bütün malvarlıklarını örgüte verdikleri için, vefatından sonra kalan malının kendisine yıllarca zulmeden Adnan Oktar'ın eline geçmemesi için sağlığında evlatlarını mirasından ıskat (men) etmiş ve anneannemle beni varis göstermişti. Bunu öğrenen Adnan Oktar bize karşı tacize başladı.
Dedem 15 Eylül 2017 tarihinde vefat etti. 2015 yılında hazırladığı ve noter kasasında bulunan vasiyetnamesinde Adnan Oktar örgütüne mensup olan evlatları ve torununu mirasından men etti. Vefatı öğrenen Adnan Oktar, o tarihte örgüte mensup olan birine vasiyetnamenin saklı olduğu notere ulaşıp vasiyetnamenin içeriğinin öğrenilmesi ve merhumun banka hesaplarının araştırılması talimatını vermiştir. O kişi noter yardımcısının telefonuna ulaşmış, vasiyetnamenin içeriğini öğrenmek istemiş fakat olumsuz yanıt almıştır.
EVE GELDİLER
Adnan Oktar'ın emriyle cenaze günü derhal miras tespiti için mahkemeye başvurulmuş, cenazeden iki gün sonra İstanbul Anadolu 1. Sulh Hukuk Mahkemesi heyeti çocuklarımla beraber oturduğum eve miras keşfi için geldiler.
Bilirkişi tespitine göre uğradığım zarar, 31 Ekim 2016 tarihinde 2 milyon 177 bin 193 TL'lik babamdan kalan mirasın bana ait olan 8/3' lük kısmı olan 816 bin 447 TL, 10 yıllık milletvekili ve öğretim görevlisi yetim aylığı, Sarıyer uyum yapı kooperatifindeki 8/3'lük hissemin ve babam tarafından anneme bedelsiz hibe edilen 5 adet gayrimenkul..."