CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve yakınlarının Man Adası'na para transferi yaptıklarına ilişkin iddiaları nedeniyle 142 bin lira manevi tazminat ödemeye mahkûm edildiği davanın gerekçeli kararının yazımı tamamlandı.
BELGESİ BİLE YOK
Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde hazırlanan 12 sayfalık gerekçeli kararda, davalı Kılıçdaroğlu'nun avukatının davacılara ait olduğunu iddia ettiği banka dekontlarını mahkemeye sunduğu ancak, yapılan incelemede Erdoğan'a ait herhangi bir banka dekontunun olmadığı belirtildi. Ancak, buna rağmen yapılan konuşmada, davacı Erdoğan'ın yurtdışına para transfer ettiği ve vergi kaçırdığının iddia edildiği vurgulanarak, "Oysa Recep Tayyip Erdoğan'ın yakınları ve akrabalarının Man Adası'nda bulunan Belleway Limited Şirketi'nin yurtdışındaki hesabına veya yurtdışında başkaca bir hesaba para gönderdiklerine dair herhangi bir dekont veya belge davalı tarafından dosyaya sunulmamıştır" denildi.
İFTİRASI TESCİLLENDİ
Ayrıca Erdoğan'ın yurtdışında bulunan başkaca bir hesaba para göndermediklerinin anlaşıldığı vurgulandı. Kararda buna rağmen, Erdoğan'ın Kılıçdaroğlu tarafından vergi kaçırmakla suçladığı kaydedildi.
YASADIŞI TEMİN EDİLDİ
Kararda ayrıca, 5411 sayılı bankacılık yasasına göre banka kayıtlarının üçüncü kişilere verilmesinin hukuki olarak mümkün olmadığına, dekontların kanuna aykırı olarak elde edildiğine yer verilerek, "Mahkemelerin dahi sahip olamadığı böyle bir yetkiye, siyasi bir kişiliği olan davalının sahip olmadığı evleviyetle kabul edilmelidir" ifadelerine yer verildi.
'ZEHİRLİ AĞACIN MEYVESİ DE ZEHİRLİDİR'
GEREKÇELI kararda, davalının bu dekontları hukuka uygun yollarla elde ettiğinin de ispatlaması gerektiği vurgulanarak, Anayasa'nın 38. maddesinde "Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez" hükmünün bulunduğu belirtildi. Hukuka aykırı elde edildiği anlaşılan delillerin, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamayacağı belirtilen gerekçeli kararda şu ifadeler yer aldı: "Mahkeme tarafından delilin her ne suretle olursa olsun hukuka aykırı olarak elde edildiğinin tespiti halinde, diğer tarafça bu konuda itiraz ileri sürülmese dahi bu delillerin caiz olmadığına karar verilerek, dosya kapsamında değerlendirilmemesi ilkesi benimsenmiştir. Özetle, zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir." Gerekçeli kararda, davalı Kılıçdaroğlu'nun TBMM'de grubu olan bir partinin genel başkanı olarak kişilerin banka kayıtlarına ulaşması, müşteri sırrı niteliğindeki kişisel verileri elde etmesi için kanunen bir yetkisi olduğuna dair bir ispat yapılamadığı kaydedildi.