Kamuoyunda "Adnan Hoca" olarak bilinen Adnan Oktar ve grubunun; siyasi ve askeri casusluk yaptığı, devletin güvenliğine ilişkin belgelere casusluk kapsamında ulaştığı ifade edildi.
ABD'DEKİ KUMPAS DAVASININ BİLİRKİŞİSİYLE BAĞLANTI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında ifade veren C.Ö; Adnan Oktar'ın, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi polis amirleri ve yargı mensuplarının AK Parti Hükümeti'ne karşı 17-25 Aralık 2013 tarihinde gerçekleştirmek istediği yargı darbesi girişimini ABD'de sürdüren davanın bilirkişi bilirkişisi Jonathan ve Mark Dubowitz'i CHP Genel Merkezi'nde görüştürdüğü söyledi.
C.Ö.; Adnan Oktar'ın grubunun ABD Dışişleri Bakanlığı'na bağlı istihbarat teşkilatında görevlisi Lee Thurman'la bağlantılı olduğunu bildirdi. C.Ö., "Adnan Oktar'ın İsrail'den talepleri dünya çapında yayın yapan basın organlarında yazılarının çıkması ve propaganda faaliyetlerinde yardımcı olunması, İsrail Tel Aviv'de bulunan Bari Üniversitesi'nde konferans verilmesinin sağlanması ve para yardımında bulunulmasıydı. Adnan Oktar ise İsrail'de politikacılar ile ilgili bilgi verirdi" dedi.
"ABD'DE SÜREN DAVANIN BİLİRKİŞİLERİYLE BAĞLANTI KURDUM"
C.Ö.'nün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nda verdiği ifade şöyle:
"Adnan Oktar, Reza Zarrab'ın ABD'de görülen davasıyla ilgili olarak o dava başlamadan önce Adnan Oktar davada bilirkişi olarak bulunan Jonathan ve Mark Dubowitz'le görüşmek istediğini ve bunlarla bağlantıya geçip görüşme ayarlamamı istedi. Ben de bu kişilerin bağlı bulunduğu düşünce kuruluşu olan Foundation For Defense of Democraries'e mail atarak bağlatı kurdum ve görüşmelere başladım."
"ABD'DEKİ DAVANIN BİLİRKİŞİLERİ ADNAN OKTAR'IN TALİMATIYLA CHP GENEL MERKEZİ'NE GİDEREK GÖRÜŞTÜ"
"Uzun bir süre bu kişilerle görüşme yaptıktan sonra 2013 veya 2014 yıllarında Türkiye'ye gelip Adnan Oktar ile görüşmesini sağladık. Buraya geldiklerinde Aylin Atmaca ve B.A. bu kişileri karşıladı ve görüşmelerde yanlarında bulundular. Bu kişiler Kavacık'ta bulunan A 9 stüdyosunda bulunan Adnan Oktar ile görüştükten sonra Halkbank yetkilisi olan Hakan Atilla, CHP'den etkili bir yetkili ile görüşmek istediklerini söylediler. Bunun üzerine Adnan Oktar'ın talimatıyla Hakan Atilla ve CHP Genel Merkezi'ne giderek Aylin Atmaca'nın ayarladığı bir yetkili ile görüştüler. Bu görüşmelerden bir süre sonra da dava başladı."
"ABD İSTİHBARAT TEŞKİLATINDA BULUNAN KİŞİYLE BAĞLANTILIYDIK"
"Lee Thurman (kod adı olabilir) isimli ABD Dışişleri Bakanlığı'na bağlı istihbarat teşkilatında görevli olan kişi ile birinci derece de Ece Koç bağlantılıydı. Ben de bu kişi ile zaman zaman bağlantı kuruyordum. Bu kişi ile olan örgüt faaliyetlerini Ece Koç biliyor. Ben sadece bağlantıda kalıp olası bir durumda Ece Koç yokluğunda bu kişiyi kaybetmemek için hazırda tutuluyordum."
"ADNAN OKTAR, İSRAİLLİ POLİTİKACILARA BİLGİ VERİRDİ"
"Adnan Oktar'ın İsrail'den talepleri dünya çapında yayın yapan basın organlarında yazılarının çıkması ve propaganda faaliyetlerinde yardımcı olunması, İsrail Tel Aviv'de bulunan Bari Üniversitesi'nde konferans verilmesinin sağlanması ve para yardımında bulunulmasıydı. Adnan Oktar ise İsrail'e politikacılar ile ilgili bilgi verirdi (Politikacıların zaafları vs.) dünya çapında İsrail aleyhine olabilecek olan durumlarda İslam literatüründen örnekler vererek İslam alimi olarak İsrail'e destek vermesi ve İsrail'den buraya gelen milletvekillerine ve hahamlara istedikleri kişilerle (emekli paşalar, eski politikacılar, güncel milletvekileri, STK vs) gizli veya basına kapalı toplantı ayarlanmasıydı..."
ADNAN OKTAR VE GRUBUNA "SİYASAL VEYA ASKERÎ CASUSLUK" SUÇLAMASI
Adnan Oktar ve grubunun, Türk Ceza Kanunu'nun 328. maddesini ihlal ettikleri ifade ediliyor. TCK'nın 328. maddesi "Siyasal veya askerî casusluk" başlığını taşıyor. Buna göre, söz konusu suçu işleyenler en az onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezası verilir. Eğer ağırlaştırıcı sebepler varsa, suçlu ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır