Darbeci askerler tarafından havalimanı girişleri tanklarla kapatılmış, kule ise askerler tarafından ele geçirilmişti. Darbeci askerlere rağmen canları pahasına hava trafik güvenliğini sağlayan o kahramanlardan o gece görev yapan Atatürk Havalimanı Hava Trafik Kontrol Merkezi yaklaşma memuru Özer Özermen ve kule şefi Enver Yavuz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı taşıyan TC-ATA uçağının nasıl darbeci askerlere rağmen Atatürk Havalimanına indiğini ve kulede neler yaşananları ayrıntılarıyla anlattılar.
CUMHURBAŞKANIMIZ ATATÜRK HAVALİMANI'NA İNMEK İSTEDİ
5 yıldır Atatürk Havalimanı'nda Hava Trafik Kontrol merkezi'nde yaklaşma memuru olarak görev yapan Özer Özermen, şunları söyledi:
"O akşam nöbete geldik. Her şey normal bir şekilde gidiyordu. Bize Askeri darbe girişimi olabileceğine yönelik haberler geliyordu. Daha sonra Atatürk Havalimanı girişinde tankların olduğunu söylediler. Bu noktadan sonra tedirgin bir şekilde ama hava trafik emniyetini de aksatmayacak bir şekilde işimize devam ettik. Bir şekilde koordinasyon kurarak durumu kontrol altına almaya çalıştık. Daha sonra Ankara Hava Trafik Kontrol Merkezi'nden telefon geldi ben de o sırada orada olduğumdan telefonu açtım ve bana Cumhurbaşkanımızın uçağının Atatürk Havalimanı'na ineceğini söylediler. Sonra TC-ATA uçağının pilotu ile konuştum. O sırada radar ekranında tanımsız askeri uçaklar görüyorduk. Bütün bu durumu detaylı bir şekilde kendisine ilettim. Kendisi yine de Atatürk Havalimanı'na yaklaşıp inmek istediğini söyledi. İlgili yönlendirmeleri yaparak radar teması olan ATA uçağının Atatürk Havalimanı'na gelişini bir şekilde sağladık. Bu sırada havadaki askeri uçakların var olması ekstra tedirgin ediyordu. Ama çok şükür kazasız belasız uçağın inişini gerçekleştirdik. Gecenin en kritik anları Cumhurbaşkanımızın uçağı ATA uçağının inişi ve geldiği aşamaydı."
'KULEDE ASKER VAR MI?'
O gece TC-ATA uçağının pilotu ile ilgili yaptığı görüşmeyi de anlatan Özermen "İstanbul yaklaşma olarak ilk benimle konuştu, ilk bilgileri benden aldı. Atatürk Havalimanı'nın inişe müsait olup olmadığını sordu. Genel olarak Hava sahasında ki durumu da öğrenmek istedi. Ben kendisine kuleden de aldığımız bilgiler doğrultusunda bilgilendirmeleri yaptım. Apronda sivil insanların olduğunu, kulede halen askerin ve polisin bulunduğunu, durumun karışık olduğunu ancak inişinde herhangi bir sorun olmayacağını, pistin inişe müsait olduğunu belirttim. Kendisi de bu doğrultu da yaklaşık inmeye devam edeceğini söyledi" dedi.
ASKERLER KULEDE OLDUĞU İÇİN KONUŞMALARIMA DİKKAT ETTİM
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın taşıyan TC-ATA adlı özel uçağın uçuş kodunun normal yolcu uçağı olarak görüldüğünü de sözlerine ekleyen Özer Özermen konuşmasında şunları söyledi:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın uçağı sivil yolcu uçağı koduyla görünüyordu. Normalde 'Türkiye Cumhuriyeti 1' koduyla görünüyordu. Çünkü VIP ve devlet uçaklarının operasyonları daha farklıdır. O gün bu şekilde görünmüyordu. Ama biz o uçak olduğunun bilgisini aldık. Konuşmalarda Cumhurbaşkanımızın adı ve o uçakta olduğu hiçbir konuşma olmadı özellikle buna dikkat etmeye çalıştım. Uçak, Çanakkale Biga civarında havada beklerken askerler de buradaydı. Frekansların dinlenme ihtimaline karşı açık vermemeye çalıştım. Ben de sözlerimi ona göre seçmeye çalıştım. Başka bir uçak olduğunu düşünerek konuşmalarımı sürdürdüm." diye konuştu.
ASKERLER POLİS KULEYE GİRMESİN DİYE ATEŞ AÇTILAR
15 Temmuz günü darbeci askerler tarafından ele geçirilen kulede o gece şef olarak görev yapan Enver Yavuz, bir albayın kendisinin yanına gelerek, ülkenin huzuru ve selameti için ordunun göreve geldiğini belirterek, ardından da 'Artık sizin göreviniz burada bitti' diyerek uçuşların durmasını istediğini söyledi.
Bunun üzerine telefonlarla gerekli birimlere durumu bildirdiğini ifade eden Enver Yavuz, "Albay kalkışların bir kısmını durdurmamızı istedi zaten olay duyulmuş, giriş kapısında tanklar olduğu için şirketler de kalkışmadan haberleri olduğu için seferler kendiliğinden durma noktasına gelmişti. Albay yarım saat burada kaldıktan sonra burayı terk etti. Bir binbaşı, bir astsubay, bir uzman çavuş ve 3 erden oluşan başka bir grup geldi. Diğer grup tüm kalkışları durdurmamızı söyledi. Bu sırada sürekli telefonla görüşüyorlardı. Ben de yaşananları telefonla yöneticilerime bildirdim. Askerler polislerin kuleye girmesini engellemek için ateş açtılar. Üç el silah sesi geldi. Biz üst tarafta olduğumuz için olayları göremiyorduk. Fakat konuşmalardan sesler net bir şekilde duyuluyordu. Daha sonra bir uzman çavuş teslim oldu ve polisler içeri girip askerlerin silahlarını aldılar" dedi.
YABANCI ŞİRKETLERE ASKERİ OPERASYON OLDUĞUNU SÖYLEDİK
Yerli havayolu şirketlerinin darbe girişiminden haber olduğunu yabancı havayolu şirketlerinin ise sürekli uçakların neden kalkmadığını sorduğunu belirten Yavuz," Bu darbe girişimini sivil birisine nasıl anlatabilirsiniz ne söyleyebilirsiniz. Çok zor bir olay. Sadece birkaç kez uçakların dinlemede kalmasını söyledik. Daha sonrasında askeri bir operasyon olduğunu söyledik. Fakat onlara bu askeri operasyonun bize karşı olduğunu hangi dile nasıl anlatabilirsiniz" diye ifade etti.
ASKERLER APRONDA HALKA ATEŞ ETTİ
Kuledeki askerlerin silahları alındıktan sonra kontrolün tekrardan kendilerine geçtiğini belirten kule şefi Enver Yavuz, "O sırada kule ve apronda yüzlerce insan dolaşıyordu. Havalimanı ana giriş noktasından tankları aşan vatandaşlar iç hatlar terminalinden aprona doğru ilerlemeye başladılar. Oraya giden halkın sayısı azımsanmayacak kadar değildi. Kalabalığın bir ucu iç hatlardayken bir ucu da kulenin oradaydı. Daha sonra onların ortasından iki araç geçti ve halka ateş ettiler. Sonra o araçlar Türk Hava Yolları hangarlar bölgesine doğru gitti ve oradan kayboldu" dedi.
TANIMSIZ HELİKOPTERLER, JETLER HAVADA TUR ATIYORDU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı taşıyan TC-ATA adlı özel uçağın 03.18'de Atatürk Havalimanı'na iniş yaptığını hatırlatan Yavuz, o sırada neler yaşandığını da şu şekilde özetledi:
"Apronda çok insan vardı. Ben de follow me araçlarını gönderdim. Önce Başmüdürümüz ile 'uçak 05 pistine mi insin yoksa 35 pistine mi insin?' diye fikir alışverişinde bulunduk. Daha sonra halkın orada olup olmadığı konusunda follow me araçlarını pistleri kontrol etmesi için gönderdim. Sonra kavşak noktaların araçları kondurdum. Uçak, yaklaşma ile gerekli koordineleri yaptı ve Cumhurbaşkanımızın uçağı saat 03.18'de güvenli bir şekilde 35 sol pistine inişini gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanımızın uçağı indikten sonra jetler gelmeye başladı. Düşük irtifadan yüksek hızlara çıktığı için patlamalar yarattı. Bu halk arasında olsun gerek kule de olsun büyük bir paniğe neden oldu. O sırada askerler halen kuledeydi dışarı çıkarılamamıştı ve polisler buradaydı. Milletvekillerimiz vardı, sayın bakanımız vardı, pek çok kişi vardı. Yaklaşık bir saat kadar jetler İstanbul ve meydan çevresinde uçuşlarını sürdürdüler. Saat 06.00 gibi iki tane helikopter askeri alandan havalandı. Birisi askeri meydan üzerinde dönerken, diğeri kuleye doğru geldi. Yanında silahları vardı sanki filmlerdeki gibi yan uçuşla kulenin etrafında döndükten sonra devlet konukevine gitti. Bu sırada ben frekanstan onlara çağrı yaptım bölgeyi terk etmeleri için fakat hiçbir şekilde cevap alamadım. 45 dakika bu şekilde uçtuktan sonra bölgeyi terk ettiler. Tam o sırada da Eskişehir'den kalkmış olan tanımlı dost diye nitelendirdiğimiz jetler geldi ve her şey normale döndü. "