Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin davada, 460 sanığın yargılanmasına devam edildi. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
KONYA'DAN İSTANBUL'A GELMİŞLERDİ
Duruşmada dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Abidin Ünal'ı derdest eden Konya MAK ekibinde yer alan sanıklar savunma yaptı.
Sanık eski astsubay Güngör, 15 Temmuz günü İzmir'de izinde bulunduğunu, harbe hazırlık eğitim gerekçesiyle kışlaya çağırıldığını, özel aracıyla Konya'ya döndüğünü söyledi.
Darbecilerin Orgeneral Abidin Ünal'ı rehin aldığı anlar kamerada
O ANLAR KAMERADA...
İstanbul'a gideceklerini Konya'daki birlikten çıktıktan sonra yolda öğrendiklerini savunan Güngör, gece İstanbul'a varıp Samandıra'daki askeri tesislere geçtiklerini anlattı. Güngör, burada bölük komutanı sanıklardan eski Binbaşı Gökhan Maldar'ın kendilerine "İhtiyaç halinde Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal'ın korumasını sağlayacağız." dediğini aktardı.
"DIŞ EMNİYETİ SAĞLADIM"
Daha sonra helikopterle Ünal'ın bulunduğu Moda Deniz Kulübüne gittiklerini anlatan Güngör, dışarıda emniyeti sağladığını, emekli Korgeneral Mehmet Şanver'in kızının düğününün yapıldığı salona girmediğini belirtti.
"SAVCIYA NASIL ANLATACAĞIMIZ TARİF EDİLDİ"
Ardından helikopterle Samandıra'daki askeri tesislere döndüklerini, buradan da Akıncı Üssü'ne geçtiklerini belirten Güngör, "Helikopterden indikten sonra 5-10 dakika bekledik. Daha sonra bir araçla ağaçlık alandaki bir kamelyaya götürüldük. Bir süre sonra üzerimizde uçaklar uçmaya başladı. Komutanımız ülkede kalkışma olduğunu, bizim yaptığımızın komutanı korumaktan ibaret olduğunu söyledi. Savcıya bu şekilde anlatmamızı istedi." diye konuştu.
İFADESİNİ REDDETTİ, "ELLERİ BAĞLI KİMSE GÖRMEDİM" DEDİ
Üzerine atılı suçları reddeden, suçlamaların somut delile dayanmadığını öne süren Güngör, kovuşturma aşamasında verdiği "Komutanlarımızın ellerinin bağlı olduğunu ve zor durumda olduklarını görünce bir şeylerin yanlış olduğunu anladım" şeklindeki ifadesini reddetti. Elleri bağlı kimseyi görmediğini savunan Güngör, Akıncı'da gördüğü tulumlu 4 kişiyi komutan sandığını söyledi.
Güngör, mahkeme başkanı Selfet Giray'ın, "Eğitimin nerede olacağını sordun mu?" sorusuna karşılık, "Hayır sadece eğitim olduğunu söylediler. Ben de nerede olacağını sormadım. Her zamanki eğitimlerden biri diye düşündüm." dedi.
Güngör, düğündeki komutanların alınıp helikoptere bindirilmesine şahit olmadığını, komutanların İstanbul'da Hava Harp Okuluna, oradan da Akıncı'ya götürüldüğünü sonradan öğrendiğini savundu.
Örgüt mensubu olduğuna dair itirafçı beyanını kabul etmeyen Güngör, itirafçıyı tanımadığını, bu kişinin kendini kurtarmak için iftira attığını öne sürdü.
"SUÇ KASTIYLA YAPMADIM"
Sanıklardan eski astsubay Hasan Çalmaz da 15 Temmuz'da izinde bulunduğunu, eğitim gerekçesiyle kışlaya çağrıldığını, Konya'da olduğu için perşembe akşamı üsse gidip cuma günkü eğitim için hazırlık yaptığını söyledi.
Konya'dan yola çıktıktan sonra İstanbul'a gidildiğini öğrendiklerini öne süren Çalmaz, timin de bulunduğu Fatih Suçatı'nın mola yerinde kendilerine, eğitim planlamasının iptal edildiğini, komutanın emriyle İstanbul'a gideceklerini, işin içeriğini orada öğreneceklerini söylediğini bildirdi.
İstanbul'a vardıklarında Samandıra'daki askeri tesislere geçtiklerini anlatan Çalmaz, burada eski Binbaşı Maldar'ın kendilerine Hava Kuvvetleri Komutanını koruma ve emniyeti için görevlendirildiklerini söylediğini, ardından helikopterle Moda Deniz Kulübüne geçtiklerini, kendisinin çevre emniyetinde görevli olduğunu söyledi.
Görevin ardından önce Samandıra'ya, ardından Akıncı'ya geçtiklerini bildiren Çalmaz, "Burada komutanımız, 'Ülke genelinde birtakım karışıklıklar var. Biz içinde değiliz. Emir komuta zinciri içinde içinde hareket ettik. Karargaha giderek bu şekilde ifade vereceğiz' dedi. Biz de gidip bu şekilde ifade verdik. Akıncı'ya ne amaçla gidildiğini bilmiyorum. Generallerin Akıncı Üssüne getirilmesine iştirak etmedim. Akıncı'da hiçbir faaliyetim olmadı. Kimsenin hiçbir eylemine yardım etmedim. Bugün olsa verilen emirleri aynı şekilde yerine getiririm. Bu faaliyetleri suç kastıyla yapmadım." diye konuştu.
"SİLAH DAĞITMAM SÖZ KONUSU DEĞİL"
Sanık eski astsubay Ali Uçar da üzerine atılı suçlamaları reddetti, FETÖ üyesi olmadığını söyledi. Diyarbakır'da görevde bulunduğunu anlatan Uçar, görev bitiminde Konya'ya döndüğünü, ardından eğitim gerekçesiyle kışladan çıktıklarını, yolda İstanbul'a gidileceğini öğrendiklerini savundu.
Samandıradaki askeri tesislerde toplandıktan sonra helikopterle geçtikleri Moda Deniz Kulübünde emniyet görevini yerine getirdiğini söyleyen Uçar, "Abidin Ünal'ın korumaları eşliğinde ellerini sallayarak rahat şekilde ayrıldığını gördüm. İddianamede zorla götürüldüğü söyleniyor. Komutanın korumalar eşliğinde kendi isteğiyle çıktığına şahit oldum." iddiasında bulundu.
Kovuşturma aşamasındaki "Yaptığımız işin koruma görevi olmadığını anladım." ifadesini kabul eden Uçar, "Bir işin içine sürüklendik. Kim yaptı bilmiyorum. Ben sadece emirleri uyguladım." dedi.
"HERKES KENDİ SİLAHI NI KENDİ ALIYOR"
Sanıklardan eski astsubay Fatih Pancar ile MAK timine silah ve mühimmat dağıttığı iddiasını kabul etmeyen Uçar, "Benim kimseye silah vermem söz konusu değil. Herkes silahını kendi alıyor." dedi.
Fatih Pancar'ın timdekilere plastik kelepçe dağıttığını görmediğini savunan Uçar, "Biz bunları zaten taşıyoruz. Fatih Pancar vermedi. O gün benim çantamda vardı zaten. Bunları arazide kullanıyoruz." diye konuştu.
Uçar, timde bulunanların telefonlarının toplanıp SIM kartlarının çıkarıldığı iddiasını da kabul etmedi.
Sanıklardan eski Astsubay Burak Kolukısa da üzerine atılı suçlamaları kabul etmedi, Ahmet K. adlı itirafçının kendisini örgüt evinde gördüğü iddiasını reddettiğini, bu kişinin suçtan kurtulmak için kendisine iftira attığını öne sürdü.
Kolukısa'nın savunmasının ardından mahkeme, yarın devam edilmek üzere duruşmayı bitirdi.