SALİH TUNA'NIN YAZISINDAN BAŞLIKLAR
"SANA İSTEDİĞİN KADAR SÜRE, SABAHLARA KADAR KONUŞ"
Yaklaşık iki hafta evvel ("Sıradışı Tarih" programında) Turgay Güler ve Prof. Mehmet Çelik'le birlikte Muharrem İnce'yi canlı yayına davet ettik.
Madem "yandaşlar beni televizyona çıkarmıyorlar" diyorsun, hadi buyur, dedik.
"Sana istediğin kadar süre, sabahlara kadar konuş..."
Gelmedi.
"İNCE'NİN YERİNE BENİM YÜZÜM KIZARDI"
Ne zaman ki Ersin Ramoğlu ve Fuat Uğur'un yazılarını okudum, anladım.
Sadece anlamadım; İnce'nin yerine benim yüzüm kızardı.
Demek, o sorudan kaçıyordu!
Şayet o soruyu bana sormayın deseydi, kendini ele verecekti. Kurnazlık yapıp, soruları topyekûn belirlemek istemişti.
O soru ne miydi?
"CİNSEL TACİZ İDDİALI TEK DOSYA İNCE'NİN DOSYASIDIR"
Şimdi de gazetemiz yazarlarından Ersin Ramoğlu'na kulak verelim:
"O günler İnce'nin avukatı Haluk Pekşen'le bu konuyu konuşmuştuk. Söyledikleri kulağımda. Arınç'ın dedikleri de. 'Dokunulmazlık dosyaları içinde 'cinsel taciz' iddialı tek dosya Muharrem İnce'nin dosyasıdır (...)Bu güne kadar cinsel taciz iddiasıyla bir milletvekili hakkında fezleke düzenlenmemişti. Muharrem İnce bir ilktir' demişti..."
Zira bazı şeylerin şüyuu vukuundan beterdir.
Muharrem İnce'nin sipariş soru istemesini, başka bir ifadeyle, cinsel taciz sorusundan kaçmasını anlıyorum.
Ama bundan daha ne kadar kaçabilir ki?
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ