Gazeteci Hüseyin Gülerce yaptığı açıklamalarda FETÖ ile CHP'nin cumhurbaşkanı adayı olan Muharrem İnce arasındaki ilişkiyi deşifre etti. Konuşması sırasında çarpıcı açıklamalarda bulunan Gülerce, İnce'ye yönelik sorular yöneltti.
Gülerce yaptığı açıklamalarda FETÖ ve İnce arasındaki ilişkiye dikkat çekti. Gülerce, FETÖ'nün İnce'yi Bosna Hersek'e çağırdığını ve orada görüştüklerini söyledi. Gülerce, İnce'ye "Bosna Hersek'e bir ziyarete götürüldünüz mü? Bunu bugün ki FETÖ'cüler mi organize etti yoksa ailecek olan bir gezi miydi? Ayrıca 2014 yerel seçimlerde bütün Yalova biliyor ki FETÖ'cüler CHP'liler ile birlikte çalıştı. Muharrem İnce'ye buradan soruyorum; İl İmam yardımcısı olan Aydın Kahveci ile seçim çalışması için bir toplantı yaptınız mı? sorularını yönelterek İnce'nin açıklama yapmasını istedi.
Gülerce, Muharrem İnce'nin FETÖ bağlantısını anlattı "FETÖ İnce'yi Bosna Hersek'e götürdü"
AK Parti kurulurken Pensilvanya'dan icazet alındı" iftirasına tokat gibi bir cevap da Hüseyin Gülerce'den geldi. O dönemde Zaman Gazetesi'nde köşe yazarlığı yapan Hüseyin Gülerce tüm detaylarıyla Muharrem İnce'nin iftirasını kaleme aldı. Muharrem İnce'yi de yakından tanıyan Hüseyin Gülerce yazısında ilginç detaylara yer veriyor.
YAPILAN İFTİRAYA YÖNELİK GÜLERCE'NİN CEVABI
Karşımızda gayet rahat yalan söyleyen değişik bir karakter var. "Seni arayan Amerikalı kim?" diyorsun, söylemiyor. Canlı yayında, "Büyükelçiler bana 'Erdoğan'ı yargılayacak mısınız?' diye sordular" diyor, ertesi gün tweet atıyor; ben öyle bir şey demedim" diyor.
İnce'nin, AK Parti kurulurken Erdoğan'ın Gülen'den icazet almak için Pensilvanya'ya gittiği iddiası kuyruklu bir yalandır.
BEN ŞAHİDİM; ÖYLE BİR YAKINLIK HİÇ OLMADI
Ben şahidim; Erdoğan ile Gülen arasında öyle icazet almayı icap ettiren bir hukuk, yakınlık hiç olmadı. Çünkü Erdoğan en baştan itibaren, özellikle de İstanbul Belediye Başkanlığı seçiminden itibaren, Gülen'in kendisine olan hasmane tavrını biliyordu. 1994'teki belediye seçiminde Gülen'in, o dönemin İstanbul imamı Ahmet Kara'yı görevlendirerek, Erdoğan'ın seçilmemesi için bütün adamlarını seferber ettiğini biliyorum.
ERDOĞAN'A HEP DÜŞMANDI VE ERDOĞAN BUNUN FARKINDAYDI
Gülen'in bu düşmanlığının, Erdoğan elbette farkındaydı ve bunu hiç unutmadı.
Gülen'in Erdoğan'ı sevmesi, desteklemesi mümkün değildi. Çünkü kendisini "seçilmiş kurtarıcı", "Beklenen Salih Zat" olarak görüyor ve yolundaki en büyük engelin Erdoğan olduğuna inanıyordu. Bu yüzden Erdoğan'a karşı büyük hazımsızlığı vardı.
2002'DE "ERDOĞAN'A İKTİDAR VERMEZLER" DİYORDU
3 Kasım 2002 seçimlerinden bir-iki ay önceydi. Pensilvanya'da bana seçim havasının nasıl olduğunu sordu. Ben, AK Parti'nin tek başına iktidara geleceğini söyledim. Bozuldu, yüzü gerildi ve elini dizine vurarak; "Yanılıyorsun, yüzde 60 oy alsalar bile iktidarı ona vermezler" dedi...
Erdoğan'a da, Melih Gökçek'e de takıntısı vardı. Bir defasında "Erdoğan, Gökçek, ikisi de Türkiye'nin cins kafaları" dedi.
Erdoğan, Gülen'in kendisine olan kin ve nefretini daha sonraları açıkça gördü. Gülen Pensilvanya'da hastaneye kaldırılmıştı. Geçmiş olsun telefonunda Gülen, Erdoğan'a çok övücü sözler söylemişti. Ama Erdoğan daha sonra şunu öğrendi. Gülen telefonu kapatır kapatmaz yanındakilere Erdoğan'ın aleyhinde ağır sözler söylemişti... (Bunun şahitlerini bana ilk elden söyleyen oldu)
BÜTÜN HAMLELERİ ERDOĞAN DÜŞMANLIĞININ SONUCUYDU
Gördük ki; 7 Şubat 2012 MİT krizi, Gezi olayları, 17/25 Aralık isyanı, MİT tırlarının durdurulması ihanetlerindeki hamlelerin hepsi Erdoğan düşmanlığının sonucuydu.
Ancak bunlardan çok önce, 2009 yılından itibaren elebaşı Gülen, bütün FETÖ tabanına Erdoğan kin ve nefreti aşılamaya başladı.
Erdoğan'ı ve yakın çevresini, başta MİT Müsteşarı Hakan Fidan olmak üzere İran ajanlığı ile suçlama hususunda geniş bir algı operasyonu yürütüldü.
MUHARREM İNCE KUYRUKLU YALAN SÖYLÜYOR
Tabandakilere en çok söylenen de şuydu:
"Hocaefendi seçilmiş kurtarıcı. Peygamberimiz Medine-i Münevvere'de kendisine, 'Biz bu işi Türkiye'de Fetullah'a verdik' dedi. Herkes Hocaefendi'ye danışıyor, onu dinliyor. Obama bile Amerika'da kendisiyle istişare ediyor. Erdoğan kim oluyor ki Hocafendi'ye danışmadan, onunla istişare etmeden kendi kafasına göre Türkiye'yi yönetmeye kalkıyor?"
Muharrem İnce'nin iddiası, işte bu gerçekler ışığında kuyruklu bir yalandır. Erdoğan nezdinde Gülen, hiçbir zaman fikri sorulacak, icazet alınacak biri olmadı.