27 Mayıs 2013'te başlayan, 22 gün boyunca 79 ile yayılan Gezi Parkı kalkışmasına, FETÖ'nün polis, hâkim ve savcıları açık destek verdi. Parkta ağaçların taşınması bahane edilerek başlayan eylemlerde Beşiktaş'ta dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kullandığı Başbakanlık Çalışma Ofisi basılmak istendi, Dolmabahçe Camisi üç gün boyunca işgal edildi. Dolmabahçe'ye inen bulvarda, patlayıcılarla desteklenen barikat kuruldu. Sokaklar ve caddelerde yollar kapatıldı. 8'i sivil, 2'si polis 10 kişi öldü.
589 ARAÇ YAKILDI
Özel ve kamuya ait 589 araç yakıldı, aralarında işyeri, parti ve kamu binalarının da yer aldığı 409 bina tahrip edildi. 30 Mayıs 2013'te Başbakanlık Çalışma Ofisi'ne çıkan bütün yollar terör gruplarınca kesildi ve ofis yağmalanmak istendi. Çapulcular, Dolmabahçe'ye geldi ancak FETÖ'cü polis amirleri yeterli tedbir almadı. Eylemciler, ofise 50 metre kala denizden botlarla getirilen 200 Çevik Kuvvet polisince engellendi. FETÖ'nün hâkimiyetindeki İstanbul Emniyeti, delil niteliğindeki kamera ve fotoğrafları savcılığa teslim etmedi, MOBESE kayıtlarını yok etti. FETÖ'nün polis, hâkim ve savcıları şiddeti körükledi. Terör örgütleri sokağa indi, DHKP-C sokaklarda barikat kurdu. Terörist başı Fetullah Gülen, kalkışmaya katılanlara 'çapulcu' denilmesine karşı çıktı ve bunları 'kahraman' ilan etti. Gezi Parkı'nda 22 gün devam eden işgal eylemi polisin müdahalesiyle 15 Haziran 2013'te son buldu. FETÖ'nün ülke çapında hâkim olduğu dönemde İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi, Taksim Dayanışma Platformu'nun çağrısıyla başlayan Gezi kalkışmasına destek verdi. Gezi kalkışması, darbe girişimi olmasına rağmen eylemciler "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu"na muhalefet ettiği iddiasıyla yargılandı, şüpheliler gözaltına alındıktan hemen sonra serbest bırakıldı. Şüpheliler, "Terörle Mücadele Kanunu" kapsamında örgüt suçlamasıyla yargılanmadı.
GEZİ YALANCILARI
Dönemin CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Umut Oran, Twitter'da "Halkına aralıksız 20 saattir kimyasal silah kullanan siyasetin tek bir adı vardır: Faşizm" diye yazdı. Bir diğer CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin de Ankara'da polis panzeri altında kalan genç bir kızın yaşamını yitirdiğini söyledi. Sanatçı ve oyuncular da eylemcilere destek verdi.
GAZETELER DE DESTEKLEDİ
O dönem Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olan Ertuğrul Özkök, köşe yazısında, "Gezi düne kadar sadece bir parkın adıydı. Dünden itibaren, 'Türkiye'nin Tahrir'i' değilse de miladıdır" diye yazdı. Hürriyet Gazetesi yazarı Ayşe Arman da kalkışmayı destekledi ve "Budur! Bıçak kemiğe dayandı. Yaşananlar, Türkiye'de kesinlikle bir şeylerin başlangıcı" dedi.
ÇADIR YAKTIRDI TANKTAN ÇIKTI
FETÖ'nün kara kutusu firari savcı Zekeriya Öz, Gezi'ye açık destek vermeyen PKK'ya sitem etti. Gezi kalkışmasında çadırları yaktıran dönemin İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ramazan Emekli ve orantısız güç kullanan yardımcısı Mithat Aynacı, FETÖ'den yargılandı. Aynacı, 15 Temmuz'da İstanbul Emniyeti'ni işgale gelen tanktan askeri kamuflajla çıktı. Eylemcilere şiddet uygulayan dönemin İstanbul Emniyet Güvenlik Şube Müdürü Yunus Dolar da FETÖ'den ihraç edildi.