24 Haziran seçimlerine artık bir ayda kısa bir süre kaldı.Türk siyasi tarihi açısından büyük önem taşıyan 24 Haziran seçimleri sadece Türkiye'nin değil dünyanın da gündeminde. Gezi eylemlerinden bu yana Türkiye'yi siyasi bir krizin içerisine sokmak isteyen ve başarılı olamayan güçler şimdi ekonomik krizin felaket tellallığını yapıyor.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal İle seçim bölgesi Kahramanmaraş'ta 24 Haziran'a giderken Türkiye'nin etrafındaki küresel ekonomik kuşatmayı, nasıl bir seçim stratejisi izleyeceklerini ve seçim sonuçların ile ilgili beklentilerini konuştuk
7.340 KİŞİDEN 600 İSİM LİSTEMİZDE YERALDI
-Geçtiğimiz Perşembe günü AK Parti Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla adaylarını tanıttı. Aday belirleme süreci nasıl gerçekleşti?
AK Parti gelenekleri olan bir siyasi harekettir. Kurulduğu günden beri girdiği tüm seçimleri kazanmış bir partiden bahsediyoruz. Kongrelerimizi yeni tamamlamıştık. Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanımız 51 ilde kongreler yapmış ve 80 bin, 100 bin kişinin katıldığı mitingler gerçekleştirmişti. Erken seçim süreci belli olunca hızla hazırlıklarımızı yaptık, Bütün illerimizde aday adaylarımız temayül yoklamalarına girdi. 24 Haziran seçimlerinde AK Parti'den aday olmak isteyen 7 bin 340 kişi aday adaylığı başvurusunda bulunmuştu. 14 alt komisyonda, bir hafta boyunca mülakatlar yaptık ve bu sayıyı, 2100'e kadar indirdik. 600 kişilik aday listemiz de Genel Başkanımızın başkanlığında kurulan üst komisyonda son şeklini aldı.
MİLLETVEKİLLİĞİ ADAYLIĞI BİR BAYRAK YARIŞIDIR
- AK Parti'de yaklaşık 150 milletvekili liste dışı kaldı ve muhalefet partilerinin aksine hiçbir tartışma yaşanmadı. Bunun sebebi nedir?
Tek sebebi var; AK Parti geleneği. AK Parti, 'partilerden bir parti' değildir. AK Parti bir millet hareketidir. Bu açıdan AK Parti'yi başka partilerle kıyaslamak da mümkün değildir. Biz meseleyi makam ve statü olarak değil, görev ve sorumluluk olarak görüyoruz. Bu bakış açısı bir nefer olmayı gerektirir. Bu bir bayrak yarışıdır. Listelerde yer almayan arkadaşlarımız bayrağı başarıyla taşıdıktan sonra devretmişlerdir. Yerlerine gelen arkadaşlarımız da, bizler de görev verildiği sürece bu görevi layıkıyla yerine getirmek için çalışıyoruz, çalışacağız.
GÜÇLÜ BİR MECLİSLE GELİYORUZ
-Meclis etkisizleştiriliyor tartışmaları yapılırken AK Parti güçlü bir aday listesi çıkardı. Buradaki hedef nedir?
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde keskin kuvvetler ayrılığı tam anlamıyla hayata geçiyor. Meclis asli görevi olan denetim ve yasama işlevini yerine getirecek. Artık hükümet meclisin içinden çıkmayacak, doğrudan halk tarafından seçilecek. Biz güçlü bir şekilde yasama ve denetim faaliyetini yerine getirecek bir yasama organından yanayız. Çünkü yeni sistemi etkili kılan özelliklerin başında "Güçlü Meclis" geliyor. Keskin kuvvetler ayrılığını bir karşıtlık değil bir denge ve uyum mekanizması olarak görmek lazım. Türkiye'yi hakkettiği yere taşıyacak yerli ve milli politikaların desteklenmesi başka bir şey, muhalif olmak başka bir şey. CHP muhalif olmayı düşman olmak ve Türkiye karşıtı yapıların dili ile konuşmak zannediyor.
2002'DEN BU YANA BEYANNAMELERİMİZE SADIK KALDIK
-24 Haziran seçimlerine artık sayılı günler kaldı. Nasıl bir seçim çalışması yürütülecek?
AK Parti'nin seçim stratejisi de belli. Seçim kampanyamız planlandığı gibi başladı ve devam ediyor. Önce manifestomuzu yayınladık, ardından Sayın Genel Başkanımız beyannamemizi açıkladı. Beyannameler referans metinlerdir. Başarı da başarısızlık da beyannameler baz alınarak değerlendirilir. AK Parti'nin 2002'deki seçim beyannamesine bakıldığında, vaatlerimizin tamamını 2007'de gerçekleştirdiğimiz görülüyor. Aynı şekilde 2007 seçim beyannamesindeki vaatlerimizi 2011'de, 2011 vaatlerimizi de 2015'te hayata geçirdik. Bugüne kadar ne söz verdiysek hepsini tuttuk, neyi yapacağız dediysek onu yaptık. Beyannameler analiz edildiğinde, AK Parti'nin vaat etmediği reformları bile gerçekleştirdiği görülüyor. Durum böyleyken, kaosu ve belirsizliği aşıp Türkiye'yi geleceğe taşıyacak lidere ve kadrolara sahip AK Parti'nin 24 Haziran'da bir kez daha milletimiz tarafından onay alacağından hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır.
GÜNEYDOĞU'DA RED VE İNKAR POLİTİKALARINA BİZ SON VERDİK
-AK Parti Kürt meselesi konusunda önemli mesafe katetti. Doğu ve Güneydoğu'da nasıl bir seçim stratejisi izlenecek?
Bizim en başından itibaren bölgeye dönük üç hedefimiz vardı: Demokratikleşme, Bölgesel Kalkınma ve Terörle Mücadele. Bölgesel Kalkınma ve Demokratikleşme konusunda, devrim niteliğinde adımlar attık. Red, inkar ve asimilasyon politikalarına son verdik. Terör örgütünün bölge halkına yönelik baskılarını, zulmünü ve tektipleştirici uygulamalarını nihayete erdirdik. Bölge bugün huzur ve güvene kavuştu. Birçok ilimizde şu anda huzur ve güven tesis edildi. Biz bu huzur ve güvenin sürmesi, bölgemizin İstanbul'da ne varsa, İzmir'de ne varsa, diğer illerimizde ne varsa, her alanda aynı hizmeti alması için bütün imkanlarımızı seferber ettik. Biz başından itibaren eşit vatandaşlığı ve insanların inançlarından, kimliklerinden dolayı ayrımcılığa uğramadığı bir Türkiye inşa etmeye gayret ediyoruz. Diğer bölgelerimizde hukuk devletinin gereğini nasıl savunuyorsak, bölgede de aynı demokratik siyaset temelinde söylemimizi ve siyasetimizi sürdüreceğiz.
AVRUPA'DAKİ TÜRKLERLE GÖNÜL BAĞIMIZ HİÇ KOPMADI
-AB ülkeleri seçim günü yaklaştıkça tansiyonu daha da yükseltiyor. Yurtdışında yaşayan Türkiye vatandaşlarına nasıl ulaşmayı düşünüyorsunuz?
Avrupa'da yaşayan vatandaşlarımızla gönül bağımız asla kopmaz. Gerek Avrupa'daki seçim koordinasyon merkezlerimiz vasıtasıyla gerekse sosyal medya aracılığıyla sürekli irtibat halindeyiz. Sayın Cumhurbaşkanımız son olarak Bosna'da muhteşem bir miting gerçekleştirdi. Avrupa'nın çeşitli şehirlerinden gelen onbinlerce vatandaşımız, sadece salonu doldurmakla kalmadı, ülkedeki tüm otelleri de doldurdu. Seçim beyannamemizde yurtdışında yaşayan vatandaşlarımıza yönelik vaatler de bulunuyor.
FETÖ VE PKK'YA SERBEST AK PARTİ'YE YASAK!
-Avrupa ülkeleri seçim çalışmaları sırasında yine zorluk çıkarabilir mi?
Avrupa'da giderek artan yabancı düşmanlığı ve İslamofobinin, son dönemde Erdoğan karşıtlığına evrildiği meselesine de bu bahiste bir paragraf açmak gerekiyor. 16 Nisan Referandumu öncesinde Türk bakanlara ziyaret izni vermeyip, Sayın Cumhurbaşkanımızın mitinglerini iptal eden bu ülkeler, başka partilerin seçim çalışmalarına müsaade ediyor. Türkiye'de aranan PKK ve FETÖ mensuplarına kucak açıyor, iade taleplerimizi reddediyor. Bir AB ülkesinin büyükelçisi, Cumhurbaşkanı adaylarından birine "Seçilirseniz Erdoğan'ı yargılayacak mısınız" diye sorma cüretini gösterebiliyor. Tüm bunlar aslında nasıl bir mücadele içinde olduğumuzu göstermesi açısından son derece önemli.
-Cumhur ittifakını oluşturan partiler ortak miting yapacak mı?
Cumhur ittifakı olarak birlikte yürüteceğimiz bazı kampanya faaliyetleri olacak. Bunları, ittifak öncesinde MHP ile kurduğumuz "Milli Mutabakat Komisyonu" üzerinden istişareler vasıtasıyla belirleyeceğiz.
TÜRKİYE BİR İSTİKRAR ADASIDIR
-Demokraside bir üst lige çıkılacağı da belirtildi. Bu önemli maddeyi biraz açabilir misiniz?
Etrafımızda 9 ülke yönetilemez vaziyette, 4 ülkede ise devlet otoritesi adeta yok olmuş durumda. Arap Baharı'nın, Körfez'de yaşanan gelişmelerin etkileri tüm bölgede hissediliyor. Demokrasinin beşiği denilen ülkelerde yargının hali içler acısı. Müttefikimiz olan bir ülke 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştiren teröristlere sığınma hakkı verebiliyor. Demokrasi ve özgürlükler konusunda gelişmiş demokrasilerde ciddi bir çifte standart uygulaması ile karşı karşıyayız. Oysa Türkiye, AK Parti'nin 16 yıllık iktidarı döneminde adeta bir istikrar adası gibi ayakta.
YASAKLAR, YOKSULLUK VE YOLSUZLUKLA MÜCADELE SÜRECEK
-Ama bazı çevreler AK Parti'nin demokrasi hedefinden saptığını iddia ediyor
AK Parti, kurulduğu günden bu yana demokrasi ile kalkınmayı birbirinin tamamlayıcısı olarak görmüş ve tüm çalışmalarını da bu anlayışla yürütmüştür. 2002'den beri Türkiye'de hakları ve özgürlükleri gerçek anlamda tesis ettik, demokrasinin standartlarını sürekli yükselttik. Şartlar ne olursa olsun demokrasiden, özgürlüklerden, haklardan taviz vermedik. Biz terörle mücadeleyi demokrasiyi korumanın olmazsa olmazı olarak görüyoruz. Şu anda devam eden Olağanüstü Hal terör örgütleriyle etkin ve hızlı bir mücadele vermek amacıyla sürdürülüyor. Seçim beyannamemizde de ifade ettiğimiz gibi haklar ve hürriyetler alanında geçmişte sağladığımız kazanımları kararlılıkla koruyacağız. Kapsayıcı ve evrensel değerlere dayalı bir vatandaşlık anlayışı içerisinde, birliğimizi ve bütünlüğümüzü pekiştirecek, topluma kimlik ve yaşam tarzı dayatılmasının karşısında olmaya devam edeceğiz. Yasaklarla ve yasakçı zihniyetle 3Y (Yasaklar, Yolsuzluk, Yoksulluk) bağlamında mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz
146 PROJE REFERANS BİR METİN
-Seçim beyannamesinde yer alan 146 proje çok ses getirdi. Bu önemli beyanname nasıl ortaya çıktı?
Sayın Cumhurbaşkanımız erken seçim kararını açıkladıktan sonra önümüzde aday belirlemek, manifesto ve beyanname hazırlamak, kampanya planlaması yapmak için 60 gün gibi bir süre bulunuyordu. Biz de hiç vakit kaybetmeden çalışmalarımıza başladık. Genel Başkanımızın yönlendirmeleri ve talimatları doğrultusunda üç haftadan kısa bir süre içerisinde beyannamemizi hazırladık. Beyannamenin son halini Cumhurbaşkanımız saatler süren bir çalışmayla kendisinin de bizzat teklif ettiği yeni projeleri de ekleyerek neticelendirdi. Sonuç itibariyle karşımıza 146 proje içeren çok geniş kapsamlı bir referans metin çıktı.
EN BÜYÜK VAADİMİZ HÜKÜMET MODELİ
-Bu beyannamenin en büyük vaadi nedir?
Bu beyannamenin en önemli özelliği önümüzdeki 10 yıl bütün dünyanın içine girdiği belirsizliğin ve ortaya çıkan yeni toplum biçimine dönük yapılacak hazırlıkları içermesidir. Sürdürülebilir çevre, şehirlerin yönetimi, yeşil ekonomi, dijital dönüşüm, insan ve toplum hasılı hayatın tüm alanlarına dönük gelecek 10 yılın AK Parti siyasetinin öngörüleri ile nasıl planlanacağının anlatılacağı bir beyanname hazırladık.
Bu seçimin en büyük vaadi yeni hükümet modelidir. Yeni hükümet modelinin tüm alanlarda nasıl hayata geçeceğinin detaylı anlatımını da bu beyannamede yaptık. Şu an yabancı dillere çevirisini de yaptırıyoruz.
CUMHUR İTTİFAKI YÜZDE 54-56, AK PARTİ 46-48 BANDINDA
-AK Parti olarak kamuoyu araştırması yaptırıyor musunuz? Seçim sonuçları hakkında bir öngörünüz var mı?
Biz parti olarak her zaman sayısal olanla değil siyasal olanla ilgilendik. kamuoyu araştırmalarımızı da hep bu yönde yaptırıyoru, daha çok seçmen algı haritasına yönelik araştırma yaptırıyoruz. Sorun alanlarını görüyoruz. Stratejimizi ona göre belirliyoruz. AK Parti dersine çalışıyor, AK Parti bugünü ve geleceği doğru okuyor ve doğru değerlendiriyor. Yaptırdığımız kamuoyu araştırmalarının sonuçlarını da zaman zaman açıklıyoruz. Şu anda Cumhur İttifakı'nın yüzde 54-56 bandında, AK Parti'nin de 1 Kasım'daki pozisyonunu koruyarak yüzde 46-48 bandında olduğunu söyleyebiliriz.
15 TEMMUZ'DA YIKAMADILAR ŞİMDİ BAŞKA YOLLAR DENİYORLAR
-Türkiye, seçimlere sayılı günler kala ekonomik bir küresel baskı altına alınmaya çalışılıyor. Bu kuşatma sizce ekonomik mi yoksa siyasal mı?
Türkiye bölgesinde ve dünya siyasetinde iddia sahibi bir ülke. Cumhurbaşkanımız "Dünya 5'ten büyüktür" dedikçe, İsrail'in zulmüne ses yükselttikçe, küresel adaletsizliklere karşı durdukça, birileri rahatsız oluyor. Türkiye bölgesinde kurulan oyunları bozdukça bölgede kurulmak istenen düzene meydan okuyup "bana rağmen bölgede bir düzen kuramazsınız" dedikçe Türkiye'ye ve liderimize yönelik her gün yeni bir algı operasyonu şiddetle devam ettiriliyor. 15 Temmuz hain darbe girişimiyle bile yıkamadıkları Türkiye'yi önce güneyimizde bir terör koridoru oluşturarak kıskaç altına almak istediler. Bu terör koridorunu paramparça ettik. Şimdi başka yollarla yıpratmaya çalışıyorlar.
ŞİMDİ EKONOMİ ÜZERİNDEN SALDIRIYORLAR AMA BOŞUNA
-Döviz kurundaki olağanüstü hareketlilik de bunun bir parçası mı?
Döviz kurundaki dalgalanmaları da bu çerçeveden yorumlamak gerek. Batmış Yunanistan'ın kredi notunu yükseltirken, Türkiye'nin kredi notunu düşürüyorlar, ekonomimizi manipüle etmek için makaleler yayınlıyorlar. Türkiye seçime giderken, sonuçlara etki edecek en temel şeyin ekonomi olduğunu gördükleri için doğrudan ekonomimize saldırıyorlar. Küresel ölçekte bir psikolojik harekat ile karşı karşıyayız. 15 Temmuz bu yönüyle hala devam ediyor! Türkiye ekonomisini döviz kurundaki dalgalanmadan ibaret görmek yanlış ve maksatlıdır.
MİLLETİMİZ BU OPERASYONA SANDIKTA CEVAP VERECEK
-Bu tür ekonomik görünümlü siyasi manipülasyonlar seçim sürecini etkiler mi?
Türkiye'deki siyasi gündemi ekonomi üzerinden etkilemeye yönelik bu operasyonun dış destekli olduğunun en büyük kanıtı diğer ekonomik göstergelerin stabil oluşudur. Yani bir ekonomi düşünün, finans sektöründeki gelişmeler iyi yönde ilerliyor, makroekonomik veriler son derece olumlu, enflasyon yükselmiyor, işsizlik azalıyor, bankacılık sektörü sağlam, borsa sürekli yükseliş eğiliminde, ihracat artıyor, mega projeler kesintisiz devam ediyor, dünyada yapılan 10 büyük projenin altısını Türkiye gerçekleştiriliyor. 3. havalimanı bitmek üzere, köprüler, yollar, tüneller, hastaneler… Yatırımlar tüm hızıyla devam ediyor. Millet bu operasyonun farkında. Hangi karanlık eller, Türkiye üzerinde oyun oynuyor, bunları millet biliyor ve cevabını şüphesiz ki 24 Haziran'da sandıkta en iyi şekilde verecek. Milletimiz şundan emin olsun Vakit Türkiye vakti. İrade, erdem ve cesaret ile Türkiye şahlanmaya ve yükselmeye devam edecek.
İSA TATLICAN / SABAH GAZETESİ