Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün İstanbul'da gerçekleştirilen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) İslam Zirvesi Konferansı Olağanüstü Toplantısı'nda konuştu. ABD'nin büyükelçiliğini Kudüs'e taşımasını ve İsrail'in Filistinlilere yönelik katliamlarını değerlendiren Erdoğan, özetle şunları kaydetti:
ABD'nin hukuk dışı Kudüs kararının ilk işareti geldiğinde ABD yönetimine gerekli uyarılarda bulunduk. Böyle bir adımın gerginlikleri yükselteceğini söyledik. Kutsal topraklarda bir tek taşı dahi yerinden oynatmanın ciddi sorunlar doğuracağnı ifade ettik. Maalesef iyi niyetli ikazlarımız karşılık bulmadı.Tüm uyarılara rağmen ABD gerilim ve çatışmadan beslenenlerin esiri oldu. ABD yönetimi, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun ve bazı Evangeliklerin kuyruğuna takılmayı tercih etti.
Açık ve net söylüyorum İsrail'in yaptığı haydutluktur, vahşettir, devlet terörüdür.
75 yıl önce Avrupa'da Musevilere yapılan zulümle bugün İsrailin yaptıkları arasında hiçbir fark yoktur. 2. Dünya Savaşı'nda toplama kampında her türlü işkenceye uğrayanların çocukları, maalesef bugün Nazilere taş çıkartan yöntemlerle Filistinlilere saldırıyor.
Tekerlekli sandalyedekileri katletmek, annesinin kucağındaki bebekleri öldürmek nasıl izah edilebilir. İsrail yönetimi katliamını yalanlarıyla örtebileceğini zannediyor. İsrail şiddet politikalarının hesabını hukuk önünde vermediği için pervasızlaşıyor. Katliamlarına her gün birisini daha ekliyor.
İsrail'in zulüm ve katliamlarının cezasız kalmaması için yine Filistinli kardeşlerimizle birlikte çalışmalıyız. İsrail, katlettiği masumların hesabını uluslararası yargı önünde mutlaka vermelidir. Bu konunun BM Genel Kurulu nezdinde de takipçisi olacağız. Maalesef adaletin tecellisi için atılan her adım Güvenlik Konseyi'nde ABD yönetimi tarafından veto ediliyor. Meseleyi yine BM Genel Kurulu'na götürecek, inşallah burada tüm İslam ülkelerini ve vicdan sahiplerinin desteğini alacağız. Ramazan ayı boyunca kendi ülkemiz başta olmak üzere tüm İslam ülkelerinde Filistinli kardeşlerimiz için yardım kampanyaları düzenleyeceğiz. Ayrıca diplomatik kanalları kullanarak tüm tepkimizi ortaya koyacağız.
Kınamak, bağırmak, zulmü durdurmadığı gibi bundan sonra da durdurmayacaktır. Hiçkimse bize hakkımızı altın tepside ikram etmeyecektir.
FİLİSTİN'E ULUSLARARASI BARIŞ GÜCÜ GÖNDERİLSİN
Zirvenin
ardından yayımlanan nihai bildiride, Filistin halkına uluslararası koruma sağlanması çağrısı yapıldı. 30 maddelik bildiride, İsrail'in vahşi suç teşkil eden eylemleri ABD'nin desteğiyle işlediği vurgulandı. ABD ve diğer ülkelerce benimsenen benzer bir adımı takip eden veya zımnen onaylayan herhangi bir devletin, uluslararası düzeni ve uluslararası hukuku baltalamakla suçlu olduğu vurgulanan bildiride, Guatemala'nın da büyükelçiliğini Kudüs'e taşıması kınandı. Üye ülkelere de şu çağrıda bulundu: "Kudüs'ün işgalci güç İsrail tarafından ilhakını tanıyan, ABD'nin büyükelçiliğini taşıma kararını izleyen ülke, makam, şirket ve bireylere ekonomik kısıtlamalar uygulanması amacıyla gerekli önlemleri almaları istenir." Ayrıca, üye devletlere ve uluslararası topluma yasadışı İsrail yerleşimlerinde üretilen ürünlerin piyasaya girmesini engellemeleri talebinde bulunuldu. Bildirinin açıklanmasının ardında açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her gün gencecik evlatlarını İsrail terörüne kurban veren Filistin halkına, uluslararası barış gücü gönderme dahil, bunun altını çiziyorum, uluslararası barış gücü gönderme dahil bir koruma sağlanması şarttır" dedi. Barış sürecini sabote eden kararın mesuliyetinin bütünüyle birinci derecede ABD'ye ait olduğunu da vurgulayan Erdoğan, "Amerika'nın Kudüs konusundaki kararını bir kez daha reddediyoruz" diye konuştu. İsrail'in bu suçlarını ABD'nin desteğiyle işlediğine dikkat çeken Erdoğan, BM Güvenlik Konseyi ve uluslararası toplumun Filistin konusunda yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini söyledi.
34 ÜLKE KATILDI
Zirveye Türkiye dışında 9 ülke devlet başkanı, 8 ülke cumhurbaşkanı yardımcısı, başbakan ya da parlamento başkanı düzeyinde katıldı. Suudi Arabistan ve Mısır gibi 15 ülke dışişleri bakanı, BAE ise devlet bakanı seviyesinde yer aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile bir araya geldi.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, toplantıda, "Müslüman hükümetlerin ve dünyanın özgürlükçü tüm hükümetlerinin Siyonist rejimle bağlarını kesmelerini öneriyoruz" dedi.
Ürdün Kralı 2. Abdullah, tek çözümün başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin iki devletli çözüm bağlamında gerçekleştirilmesi olduğunu söyledi.
'KUDÜS GÖZ BEBEĞİMİZDİR'
Cumhurbaşkanı
Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Twitter'daki hesabından Yenikapı Miting Alanı'nda Filistin halkına destek amacıyla düzenlenen "Zulme Lanet Kudüs'e Destek" mitingine ilişkin paylaşımda bulundu. Mitinge katıldığını belirten Emine Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "Kadınlarımız, gençlerimiz akın akın Yenikapı'ya geldi. Milletimizin Kudüs konusundaki hassasiyeti son derece yüksektir. Kudüs, insanlığın ortak mirası, bizim göz bebeğimizdir. Filistinli kardeşlerimizin her zaman yanındayız, bu kutlu davanın takipçileriyiz." Emine Erdoğan paylaşımında, "Zulme Lanet Kudüs'e Destek" mitinginden fotoğraf karelerine de yer verdi.
TEPKİ DAHA SERT OLMALI?
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile telefonda görüştü. Filistin ve Suriye'nin ele alındığı görüşmede Erdoğan, İsrail'in vahşetine uluslararası camianın daha sert tepki göstermesi gerektiğini vurguladı. Erdoğan ve Guterres, BM İnsan Hakları Konseyi'nin İsrail'i kınayarak Gazze'deki olayları araştırmak için bağımsız bir komisyon kurulmasını kabul etmesini de olumlu olarak niteledi.