KUDÜS PROVOKASYONU
ABD skandal Kudüs kararı sonrası Pazartesi günü Kudüs'te büyükelçilik açıyor. Filistin'de tansiyon dorukta. Türkiye, bu süreçte elini taşın altına koyan tek güç oldu. Peki ya diğer ülkelerin tavrı ne olacak, ABD ile İsrail'in bu son provokasyonu nasıl sonuçlar ortaya çıkaracak, Taha Dağlı sabah.com.tr için yanıtladı.
14 MAYIS'TA NE OLACAK?
ABD Başkanı Donald Trump, 6 Aralık 2017'de Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımıştı, 14 Mayıs Pazartesi günü ise ABD Kudüs'te büyükelçilik açıyor.
ABD-İSRAİL NE YAPMAYA ÇALIŞIYOR?
İsrail Başbakanı Netanyahu, aylardır protesto ediliyor, muhalifler ve yargıyla başı dertte. Trump'ın ABD'deki durumu daha da sıkıntılı. Böyle bir ortamda Trump, İsrail'e inanılmaz destek veriyor. Hem İran konusunda nükleer anlaşmadan çekilerek. hem de Kudüs'ü başkent olarak tanıyarak. Trump'ın iki hamlesi de İsrail Başbakanı Netanyahu'nun elini güçlendiren gelişmeler oldu.
KUDÜS PROVOKASYONUNUN AMACI NE?
Kudüs Müslümanların kırmızı çizgisidir. Bugün Ortadoğu'da sıkıntılı bir süreç varken, bir kriz başlığı da Kudüs oluyor. Bu hamleyle Müslüman ülkelerin nabzını ölçülüyor. Normalde Türkiye gibi tepkileri her Müslüman ülke verse, İsrail daha önce Mescidi Aksa'nın kapılarına yerleştirdiği X-ray cihazlarını kaldırmak zorunda kaldığı gibi Kudüs konusunda da geri adım atabilir. Ya da böyle bir geri adıma zorlanabilir. Ama ABD de İsrail de biliyor ki, Türkiye'den başka bu duruma ses yükseltecek birileri yok.
NEDEN SADECE TÜRKİYE?
İsrail'in Filistin işgali 70 yıldır artarak devam ediyor. Bu saldırganlığın karşısında her seferinde tepki veren tek güç olarak Türkiye'yi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı gördüler. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İsrail'e yönelik tepkileri Filistinliler üzerinde de büyük moral sağlıyor, Filistinliler, Erdoğan'ın ve Türkiye'nin kendilerini yalnız bırakmadığını biliyor ve bu moralle direnişe devam ediyor.
6 ARALIK'TA TÜRKİYE OLMASAYDI?
Trump 6 Aralık'ta Kudüs kararını açıklamadan bir gün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan, skandal Kudüs provokasyonuna çok sert tepki vermişti. Erdoğan daha sonra İslam İşbirliği Zirvesini İstanbul'da topladı, sonra konuyu BM Genel Kuruluna kadar götürdü ve BM Genel Kurulu, Trump'ın skandal kararına büyük ve ezici bir çoğunlukla hayır dedi. Türkiye eğer bu hamleleri yapmasaydı, birçok ülke sessiz kalmayı sürdürecekti.
TRUMP'IN İSRAİL-ARAP ÜLKELERİ POLİTİKASI?
Trump, Suudi Arabistan ve BAE'yi tamamen kontrol altına alıp, bu iki ülkeyi İsrail'le iyice yakınlaştırdı. Müslüman dünyasının en zengin iki ülkesinin ABD-İsrail politikalarına karşı çıkamaz hale getirilmesi gibi bir durum var ortada. Eğer bu iki güç Türkiye ile birlikte İsrail'in karşısında durabilse, Trump bunlara cesaret edemez, İsrail de bu saldırganlığında geri adım atmak zorunda kalırdı.
TÜRKİYE'NİN ROLÜ, BU OYUNU BOZACAK
Cumhurbaşkanı Erdoğan 6 Aralık'ta oynanan oyunu bozmuştu. 2009'da One Minute hamlesiyle de bir çok oyunu bozmuştu. Sonrasında Mavi Marmara katliamında İsrail'e özür dilettirerek de Siyonist oyunlara darbe vurmuştu. Bugün Arap ülkelerinin başlarındaki kişiler, ABD politikalarına karşı duramayabilir. Ancak Arap ülkelerinde sokaktaki halklar, Erdoğan'ı takip ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kudüs politikası, Arap liderlere ellerini taşın altına koymaları konusunda etki eden bir unsurdur. Çünkü Türkiye bu sert tepkileri verirken, Arap kralların sessiz kalma tercihi, onlara kendi ülkelerinde ve Ortadoğu'da prestij kaybı olarak dönüyor. Bugün Ortadoğu'da bir çok ülkenin halkı, lider olarak Erdoğan'ı görüyor, Filistinlilerin çoğu da öyle.
İSRAİL'İN KUDÜS AMACI NE?
İsrail 1967'de Kudüs'ü işgal etti, 1980'de de tek taraflı başkent ilan etti. BM Güvenlik Konseyinin bunu reddeden kararı var, uluslararası hukuk ve BM de Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak görmüyor. İsrail ise Kudüs'ü tamamen Yahudileştirmeyi amaçlıyor, şu an Kudüs'teki Filistinli nüfusu 300 bine kadar düştü ve Filistinlilerin Kudüs'te yaşamayı sürdürmesi her geçen gün daha zor hale getiriliyor. Her hafta onlarca Filistinli Kudüs'ten göçe zorlanıyor. Amaç Kudüs'te Filistinli bırakmamak.