Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün Başbakan Binali Yıldırım ile birlikte AK Parti Kayseri İl Kadın Kolları Kongresi'ne katıldı. Açık havada gerçekleşen kongrede konuşan Erdoğan gündeme ilişkin şu mesajları verdi:
FİTNE ÇIKARIYORLAR:
Birileri bir fitne, fesat kaynatıyor. Bu ne biliyor musunuz? Oyumu Cumhurbaşkanıma vereceğim ama parlamentoda AK Parti'ye vermeyeceğim. Bu oyunu da bozmaya var mıyız? (Evet sesleri). Ve bu tezgah kimlerin, anlıyorsunuz. İnşallah bu münafıklar çetesini 24 Haziran'da hep birlikte yere gömeceğiz. Bu oyun sökmez.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Birileri fitne kaynatıyor"
NEREDE O ADAY?:
Şimdi birileri çıkmış "Cumhurbaşkanı adayı ekonomiyi iyi bilecek", "Cumhurbaşkanı adayı yatırımlarıyla tanınmış olacak" diyor. Nerede o Cumhurbaşkanı, nerede o aday? Ziya Paşa güzel söylemiş "Zerduz palan ursan eşek yine eşektir." Bir başka sözünde de şunu söylüyor: "Eşek ölür kalır semeri, eşek ölür kalır eseri." Biz eserlerimizle konuşuyoruz. Biz eserlerimizle milletin karşısındayız. Bilemiyorum ana muhalefetin adayı neyle milletin karşısında?
OYUN İÇİNDE OYUN:
Kayserili ticareti iyi bilir. Kaliteden anlar. Kayseri siyasetçinin de kalitelisini çok iyi bilir. Seçim tarihinin açıklandığı 18 Nisan tarihinden bugüne kadar yaşananları gözünüzün önünden geçirin. Ana muhalefetin ve onunla birlikte hareket edenlerin cumhurbaşkanlığı adaylığı, milletvekili transferleri, taktiklerine bir bakın. Oyun içinde oyun. Göreceğiniz tek şey tutarsızlık olacaktır, ilkesizlik olacaktır. Millete saygısızlık olacaktır.
İNCE SİYASET:
Ne yaptılar, haftalarca milleti oyaladılar. Yok çatı, yok kapı, yok pencere dediler sonunda 'İnce' siyasette karar kıldılar. İnce siyaset... Ne için biliyor musunuz, 16 Nisan'dan bu zamana kadar geçen 1 yıl içinde ülkenin önünde öyle bir mesele olduğunu hiç düşünmemişler. Seçim kasımda olsaydı farklı birşey yaşanmayacaktı. Bu oyunu 2 hafta oynadılar belki o zaman 2 ay oynayacaklardı. Sadece bu iki haftada yaşananlar bile kimlerin siyaseti ülkenin ve milletin geleceği için yaptığını, kimlerin de kendi çıkarları için düşündüğünü ortaya koymuştur. Bu siyaset tarzı 1960'ta mazlum bir başbakanı dar ağacına götürdü. 1980 darbesinde bir sağdan bir soldan diyerek fidan gibi delikanlıların hayatlarını kararttı. 1990'lar boyunca kaosun, güvensizliğin ülkemizin başına bir kara bulut gibi çökmesine neden oldu. Kökeninden inancından, meşrebinden dolayı insanlarımıza eziyet edilmesine göz yumdu. Tayyip Erdoğan bu köhne siyaset anlayışıyla mücadele etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Çatı dediler, kapı dediler..."
BEN DÖNMEM YOLUMDAN:
Ne yaparlarsa yapsınlar mücadeleden kaçmadık. Sözümüzü Pir Sultan gibi söyledik. "Koyun beni hak aşkına yanayım, dönen dönsün ben dönmezem yolumdan. Yolumdan dönüp mahrum mu kalayım, dönen dönsün ben dönmezem yolumdan." 40 yıldır Erdoğanı milletiyle birlikte hak yolunda yürümekten geri alamayanlar 24 Haziran'da da bunu başaramayacaklar.
ÜMMETİN İHTİYACI VARDI
Öyle şeyler yaşadık ki artık bu anlayışla, bu yönetim sistemiyle daha fazla gidemeyeceğimizi gördük. Bu terazinin bu sıkleti çekemeyeceği açıkça ortadayken hala aynı yanlışların peşinden sürüklenmenin anlamı yoktur. Geçmişteki darbelere fiili bir karşı duruş göstermeyen milletimiz 15 Temmuz'da hemen sokağa çıkıp istiklaline ve istikbaline sahip çıktı. 15 Temmuz gecesi vatanını darbecilere karşı koruyan milletimiz 16 Nisan'da ülkemizin yeni yönetim sistemine de onay vermiştir. Yenikapı ruhu Cumhur İttifakı'na dönüştü. Cumhur İttifakı'nda bütünleştik mi, zira ümmetin buna ihtiyacı vardı. Şimdi bunu yapıyoruz. Ayrılığa, gayrılığa son. Şimdi birlik, şimdi beraberlik zamanı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli açıklamalar
SEN ÜLKENIN BAŞINDA OLSAYDIN NELER OLURDU
Ana muhalefetin başındaki zat "Afrin'e gitmeyin" diyor. Beyfendi sen bu ülkenin başında olsaydın Allah göstermesin ah ah, kim bilir şu anda Hatay'da, Gaziantep'te, Kilis'te, Şanlıurfa'da ne olacaktı? Biz ülkemizi taciz eden kim olursa olsun beklemeyiz, üzerine üzerine gideriz. Afrin'de etkisiz hale getirilen terörist sayısı 4 bin 406. Kararımızı verdik adımımızı attık. Şimdi Tel Rıfat, Menbiç, buralardan da bu teröristleri kazıyacağız. İnlerine girdik devam edeceğiz. Gabar'da, Cudi'de, Tendürek'te, Kandil'de, Bestler Deresi'nde bunları kovalayacağız. Zira bunların anladığı dil neyse, onlara o dilden konuşacağız. Durmak yok. Sınırlarımız içinde de dağ taş demeden nerede bir terörist varsa gidip bulup sığınağıyla, mühimmatıyla, kendisiyle birlikte yok ediyoruz. Bu mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Çünkü bizim bir Rabiamız var. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Kalan 49 günde durmak yok, kapı kapı dolaşacağız. diklerimizi bilmeyenlere anlatacağız.
SEN BU SINIFIN ÖĞRETMENİ DEĞİLSİN
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'ye ekonomik bir operasyon çekmeye çalışan S&P kredi derecelendirme kuruluşuna da tepki göstererek şunları söyledi:
S&P diye bir tane kredi derecelendirme kuruluşu siyasi kararlar alıp bizim gerilediğimizi söylüyor. Haddini bil, Türkiye nerede siz nerede. Zaten biz bunları dehledik, artık onlara üyeliğimiz falan da yok. Ama buna rağmen rahat durmuyor, Türkiye'ye not veriyorlar. Haddinize mi ya. Sen bu sınıfın öğretmeni değilsin, öğretmeni olduğun yerlere var. Yeni ekonomi politikamızın merkezinde üretim, yatırım, istihdam, büyüme vardır. Unutmayın ki önceliğimiz vatandaşlarımızın huzuru, güveni refahı olacaktır. Milletimiz zenginleştikte devletimiz de güçlenecektir. Bunun ilk adımını şimdiden atmaya başladık. Göreve geldik Türkiye'nin IMF'ye borcu 23.5 milyar dolardı. Borcu sıfırladık. Merkez Bankası'nın döviz rezervi 27,5 milyar dolar şu an 134 milyar dolar. Güçlüyüz, daha güçlü olacağız. İlk 10 arasına gireceğiz.
Sorun bu gelenlere "Sizin Avrasya tüneli gibi, Marmaray gibi, Yavuz Sultan Selim Köprüsü gibi, Osman Gazi Köprüsü gibi bir yatırımınız var mı? Sizin İstanbul-İzmir arası gibi bir otoyolunuz, üçüncü havalimanı gibi bir yatırımınız var mı?" diye sorun. Bizim hizmetlerimizin ulaştığı yere bunların hayalleri bile ulaşamaz. Özellikle 2013'ten beri ardı ardına yaşadığımız hadiseler bizi hedefimizden koparmadı ama hızımızı yavaşlattı. Eğer 2011'deki büyüme hızımızı muhafaza edebilseydik bugün kişi başına milli gelir 11 bin dolar değil, 20 bin doları konuşuyor olurduk.
Bölgesindeki sorunları kendi istediği gibi çözmüş bir Türkiye'nin neler yapabileceğini varın siz düşünün. Benim Cumhurbaşkanı adayı olarak milletime taahhütlerimin bir kısmı bunlar. Seçim beyannamesinde de neler yapacağımızı açıkça ortaya koyacağız. Herkes heybesindekileri ortaya döksün. Milletimiz de ona göre kararını versin. İşte meydan işte millet. Biz yaptıklarımızla ve yapmayı tahayyül ettiklerimizle zaten hep milletimizin karşısında olduk. Bakalım ötekiler kendi iç kavgalarını bitirip ne zaman size gelebilecekler?