Doğu ve Güneydoğu'yu en iyi bilen isimlerden biri olan AK Parti Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu, İstanbul'da MARİŞ ve MARDİNDER'in düzenlediği "Yeni Yüzyıl, Küresel Liderlik ve Türkiye" isimli program sonrası Haber7'den İbrahim Günay'a önemli açıklamalarda bulundu.
TÜRKİYE'Yİ ERKEN SEÇİME GÖTÜREN SÜREÇ
Madem Türkiye geçtiğimiz yıl farklı bir sisteme evet dedi, bir an önce bu sisteme geçmek gerekirdi. Türkiye bu sistemi 2 yıl daha ertelemeye müsait bir ortamda değildi. En önemli sebeplerden biri iç politikadaki gerilim, 15 Temmuz'dan bu yana Türkiye'nin yaşadıkları, verdiğimiz şehitler ve Suriye'de yaşananlar farklı gelişmeler bizim artık daha hızlı hareket ederek bir an önce cumhurbaşkanlığı sistemine geçmemiz gerektiğini gösterdi. 7 Haziran seçimlerini hatırlayın Kobani bahanesiyle küresel aktörlerin de devreye girmesiyle o seçimlerde partimiz tek başına iktidar olmayı kaybetti. Kasım seçimlerinden önce de Türkiye üzerinde bir terör dalgası ile bir anda başlamıştı. DEAŞ ve PKK'nın yaptığı katliamlar, büyük şehirlerde gerçekleşen saldırılar, canlı bomba eylemlerini hatırlayın. Şimdi ise Türkiye bana göre bir final seçimi yapıyor. Bu seçimin erken yapılacak olması da küresel aktörlerin planlarını alt üst etmiş olacak. Cumhurbaşkanlığı sistemiyle Türkiye'nin bölgede artan rolüne ve bu role ateş edenlere bu seçim bir cevap olacak. Bu seçim ne kumpaslarla be de sadece MHP'nin fikriyle ortaya çıkmış değildir. Dolayısıyla faturayı sadece MHP'ye kesmek doğru değil.
AK PARTİ-MHP İTTİFAKI BÖLGEDE OYLARI NASIL ETKİLEYECEK
1 Kasım seçimleri ve referandumda bölgeden aldığımız 2 milyon oy hem de MHP ile ortaklığımıza rağmen Kürt seçmenin fikrini değiştirmemiş olması hatta oyumuzu arttırmamız zaten bu seçimde de bizim yükselişte olduğumuzu gösteriyor. Bu yükseliş trendini destekleyen faktörleri sayacak olursak; Birincisi Güvenlik stratejimiz halk tarafından geniş kabul gördü. Dolayısıyla halk terör tehdidi olmadan oyunu kullanabilecek. Bu tabi ki HDP tabanını yeni siyasi şartlarla tanıştırdı. HDP tabanı kendilerini sadece bölgeye mahkum eden bir demokrasi siyasetini istemiyor. Merkeze yaklaşmak istiyor. Ulus aidiyetini güçlendiren HDP tabanından önümüzdeki seçimde önemli oranda oy alacağımızı düşünüyorum. Bir diğeri ise bölge halkının hizmeti görmüş olmasıdır. Bu hizmeti görürken de ne kadar zaman kaybettiğinin farkına varmasıdır. HDP bugün bana göre barajın altında bir parti, bence barajı aşmak için bütün şartları zorlayacaklar.
AFRİN HAREKATI SEÇMENİ ETKİLEDİ
Suriye'de olup bitenle ve Afrin meselesi yine bölgedeki seçmeni etkileyecek olan bir unsurdur. Biz Afrin için hep şunu söyledik; Buradaki mücadelemiz bir terör örgütüne, Türkiye'de bize, askerimize, polisimize karşı hain saldırılar düzenleyen bir örgüte karşıdır. Kesinlikle ne Suriye'de ne de Irak'ta Kürt halkının meşru, demokratik taleplerine karşı bir hareket değildir. Tam tersine bu talepleri güçlendiren bir harekattır. Kürtlerin sesinin duyulması, taleplerinin karşılanması bir tek şeye bağlıdır. Kürtler üzerindeki bu terör barikatının kırılmasına bağlıdır. Ben daha önce verdiğim bir demeçte Afrin Kürtleri özgürleştirebilir demiştim. Şimdi durumun böyle olduğunu görüyoruz. Afrin'i PYD baskısı nedeniyle terk eden on binlerce Kürt'ün şimdi Afrin'e döndüğünü görüyoruz. Türkiye de orada bir inşa edici rol oynuyor. Aynı zamanda Türkiye oradaki insanların kendi kendilerini yönetmelerine zemin hazırlamış oldu.
KOBANİ'DE DÜŞÜLEN HATAYA AFRİN'DE DÜŞÜLMEDİ
7 Haziran seçimleri öncesi yaşananları hatırlıyorsunuz. Kobani'deki olaylar Türkiye'nin meselesi değildi. Hatta Barzani'nin bile meselesi değildi. Ama o dönem bunu iyi okuyamadık. Fiili olarak Türkiye de Erbil yönetimi de Kobani'nin kurtarılmasına destek oldu. Ama siyasi ranta çevirme konusunda PKK bunu kendi siyasi kanadına tahvil etti. Ve bu tahvil sonucu biz 7 Haziran seçimlerinde halkımızla bile doğru dürüst buluşamadık. Şimdi Afrin'de beklenen yeni bir Kobani milliyetçiliğinin doğması ve Afrin'in bir çeşit Türkiye Vietnam'ı haline dönüştürülmesiydi. Ama bunların hiçbiri olmadı çünkü herkes Afrin'deki operasyonun halka değil terör örgütlerine karşı olduğunun farkına vardı.
HENDEK VE ÇUKUR SİYASETİ HDP'DE BÜYÜK BİR KOPUŞA NEDEN OLDU
Ben tabi ki HDP'nin oylarının bir anda tamamen eridiğini söylemiyorum. Ama yine referandum sonuçlarına göre oylarımızda yüzde 10-15 arasında bir artış bekliyoruz.
PERVİN BULDAN'IN ÇİRKİN SÖZLERİNE CEVAP
Geçtiğimiz günlerde HDP'li bir arkadaşımız seçmenine oy kullanırken "Demirtaş'ı düşünün, Öcalan'ı düşünün" demiş. Bence de seçmen Demirtaş'ı düşünmeli, ama Demirtaş'ın talimatıyla sokağa dökülenleri ve onlarca gencin öldürülmesini düşünmeli, Demirtaş'ın talimatıyla Yasin Börü'nün katledilmesini, sokakların savaş alanına çevrilmesini, hendekler ve çukurları düşünmeli ve o şekilde oyunu vermeli.
GENÇ SEÇMEN SEÇİMİN SONUCUNU ETKİLEYECEK
Gençler için kısa vadede ve uzun vadede yapılacak birçok şey var. Bunu partimizin üst organları mutlaka planlıyorlardır. Ama benim gördüğüm şey şu bir kere gençlerin yakın tarihe dair hafızaları çok iyi çalışmıyor. Yakın tarihi gençlerimizin bilmesi lazım. Bölgede bunları PKK kendi düşünsel mantığına göre yorumlayıp gençlerin önüne koyuyor. Dolayısıyla bizim burada her şeyden önce fikirsel olarak güçlü bir zemine oturmamız lazım. O gençlere en az HDP'nin yüklediği sorumluluklar kadar sorumluluk yüklememiz lazım. Burada bir takım eksiklikler görüyorum. Gençlerimizin bu konuda çok sağlam güçlü fikirlere ihtiyaçları var. "Yeni Yüzyıl Kürtler ve Bağımsızlık" son 100 yılı bu yönüyle anlatan ve gençlerimizin çok şey öğreneceği bir kitap oldu. Bu kitabı yazarken amacım gençlerimize fikirsel olarak terör örgütleri tarafından değil de, bizler tarafından katkıda bulunmaktır.
SAYIN GÜL'ÜN HEP İKİRCİKLİ BİR POLİTİKASI OLDUĞUNU GÖRDÜ
Ben Sayın Gül'ün Ak Parti politikaları şimdi değil, Gezi'den başlayarak çok da uyumlu davranamadığını görüyorum. Bu bir siyasi tercihti tabi ki, bu siyasi tercihe belki bir nebze saygı da duyulabilir. Ama durum zaten Gezi'den beri böyle. Türkiye'nin küresel liderliğe soyunmuş olması, zannediyorum Sayın Gül ve çevresindekileri pek memnun eden bir şey değildi. Zaman zaman yokladılar, okumaya çalıştılar fakat hiçbir şekilde başarılı olamadılar. Son olarak çatı adayı fikriyle hareket etmeye başladılar. Ama "yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal" misali. Sayın Gül'ün aday olması CHP'de büyük bir kırılma yaratacaktı. CHP'nin tabanına Gül'ün adaylığını kabul ettirmek zaten büyük bir handikaptı. Bence Sayın Gül Türkiye'nin siyaset arenasında rol oynamak istiyorsa bu çatı aday olmaktan geçmiyordu. Bu rol bence yine parti içerisinde kalarak, parti içerisinde bir misyon üstlenerek yola devam edebilirdi. Siyaset bir risk üstlenme halidir. Düşünün Haziran seçimlerinde tek başına iktidarı kaybetmiş Sayın Erdoğan çok büyük bir risk alarak 1 Kasım seçimlerine girdi. O gün seçimi kaybedip siyaset arenasından silinebilirdi. Ama bu riski aldı ve kazandı. Dolayısıyla Türkiye gibi bir ülkede politika yapıyorsanız bu riskleri göze almanız gerekir. Ben Sayın Gül'ün hep ikircikli bir politikası olduğunu gördüm.
SON ANKET SONUÇLARI
Yüzde 55'in altı veya üstü sürekli söylenen şeyler. Ben Cumhurbaşkanlığı seçiminde birinci turda bir problem yaşayacağımız kanaatinde değilim. Bu tabloda sayın Erdoğan birinci turda seçilecektir. Ama net bir tahminde bulunmak için seçim bildirgemiz ve manifestomuzu beklememiz gerektiğini düşünüyorum.