Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Özel Kuvvetler Komutanlığını (ÖKK) ele geçirmek isteyen darbeci general Semih Terzi'yi vurarak darbe teşebbüsünün seyrini değiştiren Astsubay Ömer Halisdemir'in şehit edilmesine ilişkin 18 sanığın yargılandığı davaya, esasa ilişkin mütalaaya karşı beyanların dinlenmesiyle devam edildi.
DURUŞMA SİNCAN KAMPÜSÜ'NDE GÖRÜLÜYOR
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki duruşma salonunda görülen duruşmaya tutuklu sanıklar ve avukatlarının yanı sıra şehit Halisdemir'in kardeşleri, olayda yaralanan Başçavuş İsmail Oğuz ile karargahta öldürülen Astsubay Nedim Şahin'in eşi Ayşe Şahin ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM, Başbakanlık ve Milli Savunma Bakanlığının da aralarında bulunduğu müştekilerin avukatları katıldı.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunma yapan sanıklardan Ahmet Muhammed Demirci, haklarında anayasal düzeni ihlalden ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen savcılık mütalaasını kabul etmediğini söyledi.
"HELİKOPTERDEN İNDİKTEN SONRA..."
Savcının aleyhte delil toplamak için gösterdiği çabayı lehte delil toplamak için göstermediğini, lehteki delillerin gözardı edildiğini savunan Demirci, "Savcı, helikopterden indikten sonra Semih Terzi ile yürürken pozisyonumuzu Terzi'yi koruma olarak yorumlamış. O pozisyon koruma değil, arazide yürürken iki tarafa karşı atış üstünlüğünü sağlama pozisyonudur." dedi.
Tanık ifadeleri, bilirkişi raporları ve somut deliller lehine olduğu halde suçsuz yere hapis yattığını öne süren Demirci, mahkeme heyetine hitaben, "Allah kimseyi bizim durumumuza sokmasın. Kendi evladınızın başını okşadığınızda, suçsuz bir insanı evladından ayırdığınızı düşünmenizi isteyeceğim. Sadece aklınızı ve vicdanınızı kullanarak karar vermenizi istiyorum." diye konuştu. Demirci'nin savunma sırasında gözyaşlarını tutamadığı görüldü.
Sanıklardan Ali Solmaz, Semih Terzi ile Özel Kuvvetler Komutanlığına gelen ekibin özel olarak seçildiği iddiasını kabul etmedi. Kışlada 12 ve 16. taburlara alarm verildiğini belirten Solmaz, otobüsle Diyarbakır'a geçtiklerini, havaalanında tek uçak bulunması nedeniyle 1 ve 3. timin teknik imkanlarının yüksek olmasından dolayı rast gele seçilerek uçağa bindirildiğini söyledi.
"Terzi'nin beklediği 2. uçak da gelmiş olsaydı diğer timler de Ankara'ya gelecekti. Biz rastgele seçildik." diyen Solmaz, bu durumun tanık beyanlarıyla da doğrulandığını bildirdi.
Uçağın kapısına yakın olduğu için ilk helikoptere binen ekibe dahil edildiğini öne süren Solmaz, bu sırada geride kalan ekibin Semih Terzi'nin darbeci olduğunu öğrendiğini ve Zekai Aksakallı'nın emriyle darbecilere karşı Özel Hava Alayının emniyetini aldığını anlattı.
Bu sırada Yüzbaşı Ahmet Kemal Yılmaz'ın sanıklardan Mihrali Atmaca üzerinden kendileriyle temasa geçildiğini belirten Solmaz, Yılmaz'ın emriyle Özel Kuvvetler Komutanlığını darbecilerden temizlediklerini söyledi.
FETÖ ile irtibatının bulunmadığını savunan Solmaz, "Bu iddia, Erdal Dağgül'ün ifadesine dayandırılıyor. 20 gün önce ifade veren Dağgül, FETÖ ile hiçbir bağımın olmadığını anlattı." dedi. Olay günü darbecilere karşı aktif şekilde mücadele ettiğini belirten Solmaz, beraat istedi.
"TERZİ İLE HAREKET EDEN EKİP RASTGELE SEÇİLDİ"
Sanıklardan Ali Güreli, önceki savunmalarını tekrarladığını belirterek, "Doğru olan neyse onu söyledim çünkü gerçek olan budur ve asla değişmeyecek." dedi.
ÖKK'de tim personeli olduğunu belirten Güreli, şunları söyledi:
"Kışlada 12 ve 16. tabura alarm verildi. İki tabur olarak otobüse bindikten sonra küçük bir grubun kalkışması haberlerini duydum. Telefonumdan internete baktım. Köprünün kapatıldığını öğrendim ama bu haberi yapan arkadaş, tıpkı bizim gibi muhtemelen hayatında hiç darbe görmemiş ve köprünün güvenlik amacıyla kapatıldığını yazmış. Terör saldırısından bahsedildi. Biz de bunu önlemek için hareket ediyoruz diye düşündük.
Uçağa 3. timin bineceği emri verildi. Ben de 3. timin personeli olarak uçağa bindim. Uçuş esnasında gürültüden dolayı birbirimizle konuşup değerlendirme yapamadık. Semih Terzi ile hareket eden ekip, Ahmet Kemal yüzbaşı tarafından helikopterin kapasitesi kadar rast gele seçildi. Bunu Ahmet Kemal yüzbaşı da bu şekilde ifade etti. Helikoptere kimin bineceğine Ahmet Kemal Yılmaz karar verdi. Helikopterden indikten sonra karargah önünde bir anda çatışma çıktı. Ne olduğunu anlamadım. Kendimi yere attım. Hedef küçültüp mevzi aldım. Hiçbir şekilde ateş etmedim. Kimseye cebir ve şiddet uygulamadım. Darbeyi 16 Temmuz sabahı öğrendim."
Ahmet Kemal Yılmaz'ın sanık Mihrali Atmaca üzerinden kendilerine ulaşıp Özel Kuvvetler Komutanlığının emniyetini almalarına emretmesi üzerine bu emri uyguladıklarını söyleyen Güreli, "Ben taraf değiştirmedim. Semih Terzi'nin darbeci olduğunu bilmiyordum. Mihrali Atmaca bizi çağırıp 'Ümit Bak ve Mehmet Ali Çelik hainmiş.' dedikten sonra onunla hareket ettim. Bak ve Çelik'i derdest ettik. Darbe girişiminin en şiddetli saatlerinde biz darbecilere karşı birliğimizi savunduk." dedi.
"TÜM EMİRLERİ AHMET KEMAL YÜZBAŞIDAN ALDIM"
Sanıklardan Cemal Güleç, 12 ve 16. taburlara alarm verildikten sonra iki tabur halinde havaalanına geçtiklerini belirterek, "Etimesgut'a indiğimizde Ahmet Kemal yüzbaşı aramızdan 6 kişiyi seçti ve helikoptere bindirdi. Tüm emirleri Ahmet Kemal yüzbaşıdan aldım. Dolayısıyla taraf değiştirmem söz konusu değil. Darbe davalarında bir tek bizim birliğimiz bizim arkamızda duruyor. Eğer darbeci olsak komutanlarımız arkamızda durmaz." dedi.
Erkan Kütükcü de suç tarihinde tim personeli olmadığını, tabur karargahında muhabere teknisyeni olarak görevli bulunduğunu anlattı.
İki tabura alarm verildikten sonra tüm malzemeleri yanlarına alıp içtima alanına geçtiklerini anlatan Kütükcü, burada gördükleri tabur komutanına görevi sorduğunda,"Her yer olabilir." karşılığı aldığını söyledi.
Malzemeleri kamyona yükleyip otobüsle Diyarbakır'a geçtiklerini dile getiren Kütükcü, otobüste Başbakan Binali Yıldırım'ın açıklamalarını duyduklarını ancak darbeden değil, küçük bir grubun kalkışmasından bahsedildiğini belirtti.
İnternette terör saldırısı olduğuna yönelik haberler gördüklerini anlatan Kütükcü, darbe girişimiyle ilgisinin bulunmadığını savunarak, "Uçağa binene kadar Semih Terzi'nin orada olduğunu bilmiyordum. Uçaktan inip helikoptere bindiğimde Terzi'yi gördüm. ÖKK'de bir anda çatışma çıktı. Kendimi ağaçlık alana attım. İlk anda bir kişinin vurulduğunu gördüm, fakat vurulanın kim olduğunu bilemedim. Çok sonra Semih Terzi olduğunu öğrendim." dedi.
Ömer Halisdemir'in son görüntüleri ortaya çıktı!
Sanıklardan Harun Topbaş da suçsuz olduğunu öne sürerek beraat istedi.
"BURADA OTURANLAR BAŞKALARI OLACAK"
Sanık Mehmet Bilge de Semih Terzi vurulunca darbe girişiminin başarısız olacağını anlayıp taraf değiştirdikleri iddiasını kabul etmedi. Bilge, "Bir konuda çok pişman oldum. Keşke iddianamede yazdığı gibi veya bazı kişilerin uydurduğu gibi tarafımı değiştirseydim. Olur da o günü tekrar yaşarsam tarafımı darbe yapmak isteyenlerden yana seçeceğim. Kararınızı verirken bunu dikkate almanızı istiyorum. Siz bu maçın ilk yarısını bitiriyorsunuz, bu maçın ikinci yarısı da olacak. İkinci yarıda burada oturanlar bizler değil, başkaları olacak." dedi.
Bilge'nin bu sözlerine müştekiler, "Kim olacak?" diye tepki gösterdi. Bunun üzerine sanık Bilge, şunları söyledi:
"Bu tiyatroyu kuranlar ve Ömer Halisdemir'e önden giren mermileri atanlar burada olacak. Sahte otopsi raporu hazırlayanlar olacak. Bu süreci hukuk kaybetmiştir ancak adalet kazanacaktır. Şehidimize bunları yaptılar diye atıp tutanlar, Halisdemir'in ölüm saatinin neden farlı olduğu ya da otopsi raporundaki sahteliklerle ilgili görüş beyan etmişler mi? İşlemediğim suç yüzünden bana ceza vermeyin diye yalvaracak değilim. Varsa yanlışım bir an önce cezamı verin. Ben değil, geceleri uykuları kaçanlar düşünsün."
Bilge'nin avukatının da dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti, yarın sabah devam etmek üzere duruşmayı tamamladı.