Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığındaki (KKK) eylemlere ilişkin 12'si firari 150 kişinin yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya sanıklar, taraf avukatları ve izleyiciler katıldı.
SANIK YALÇIN KIZILÇAM'DAN İTİRAFLAR
Duruşmada savunma yapan eski astsubay Yalçın Kızılçam, 2012'de KKK Tayin Daire Başkanlığına atandığını, o tarihten itibaren istihbarat kısım astsubayı olarak görev yaptığını anlattı.
Kızılçam, olay günü rutin mesaisini icra ederek, saat 20.00 civarında ayrıldığını, evde oturduğu sırada binbaşı Levent Akçaoğlu'nun arayıp, karargaha silahlı ve kamuflajlı olarak gelmesini emrettiğini ileri sürdü.
Kara Kuvvetleri Karargahı'na saat 22.00 civarında tabanca ve telefonunu aracında bırakarak, 2 No'lu nizamiyeden giriş yapmak üzereyken orada bulunan binbaşının "Arkadaşlar tabancalarınızı yanınıza alın." dediğini savunan Kızılçam, bunun üzerine aracındaki silahı alıp çalışma odasına gittiğini söyledi.
Odasında cep telefonundan haberlere baktığını, köprülerin kapatılmasıyla ilgili haberler gördüğünü belirten Kızılçam, sözlerine söyle devam etti:
"Albay Hasan Yılmaz, 7 No'lu kapıda bulunanlara Genelkurmay Başkanlığına saldırı olduğunu söyledi. 2 No'lu nizamiyede çevre emniyeti almamızı emretti. Nizamiyede bulunanlar Hasan albay, emniyet için sadece tabancaları olduğunu söyledi. Sonra Hasan albayla doldur boşalt istasyonundan 5-6 silah alarak nizamiyeye getirdik. Oradakilere dağıttık.
"BAŞBAKAN'IN KONUŞMASINI DİNLEDİM"
Saat 23.50'de 2 No'lu nizamiye bölgesine gittim. Televizyondan Başbakan'ın konuşmalarını dinledim. Nizamiyeden karargah binasına gittim. Orada Kuvvet Komutanımızın emir astsubayı Aydın Çoban'ın kontrol altında tutulduğunu gördüm. Daha sonra Osman Gökmen'le kışla çevresinde devreye gezmeye başladık."
Karargahta darbeye destek verildiğine yönelik bir duruma şahit olmadığını öne süren Kızılçam, tahliye talebinde bulundu.
Sanıklardan eski astsubay Levent Ceylan da olay tarihinde KKK Personel Plan ve Yönetim Daire Başkanı eski tuğgeneral Ahmet Bican Kırker'in emir astsubayı olarak görev yaptığını söyledi.
SANIK CEYLAN: TATBİKAT YAPILACAĞI SÖYLENDİ
Ceylan, 15 Temmuz günü komutanı izinli olduğu için mesaiden erken çıkacağını düşündüğünü ancak akşam saatlerinde eski albay Serkan Vurdem'in tatbikat olacağını söylemesi üzerine karargahta kaldığını belirtti.
Kısa süre sonra Ahmet Bican Kırker'in aradığını ve Zırhlı Birlikler'e gelmesini emrettiğini savunan Ceylan, "Tam bina dışına çıkacakken bir kişi bana ve Abdurrahman Ökmen'e Personel Başkanı'na nezaret etmemiz gerektiğini söyledi. Bunun adli bir olay olduğunu düşündüm. Bu kişinin emrini yerine getirdim." diye konuştu.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı Karargah ve Destek Kıtaları Grup Komutanı Albay Tuncay Polat'ı derdest ettiğine yönelik iddiaları reddeden Ceylan, şu beyanlarda bulundu:
"Araç çıkışları yasaktı. Albay Tuncay Polat ile durumu görüşmek istedim. Odaya giderken Tuncay Polat'ın birkaç kişiyle aşağıya indiğini gördüm. Tuncay Polat'ın Akıncı'ya gitmek istediği söylediler ancak aracı kullanabilecek rütbeli bir personel arıyorlardı. Ben de kendileri ile gitmeyi uygun gördüm. Akıncı Üssü'ne Tuncay Polat'ı bırakmaya müteakip beni Zırhlı Birlikler'e bıraktılar. Orada Ahmet Bican Kırker'i buldum. Sadece birkaç defa çay servisi yaptım. Konuşulanlara tanıklık etmedim."
FETÖ'cü olmadığını, darbe girişimine katılmadığını savunan Ceylan, tahliye talebinde bulundu.