Çanakkale Zaferi'nin 103. Yıldönümü kutlamalarının gerçekleştirildiği saatlerdi Türk Silahlı Kuvvetleri Afrin ilçe merkezine girdi. "Aylar sürer ve başarısızlıkla sonuçlanır" denilen Zeytin Dalı Operasyonu 58. gününde büyük bir zaferi kutladı. Peki bu zaferin anlamı nedir? Çanakkale Zaferi konusunda yaptığı önemli çalışmalarla tanıdığımız araştırmacı-yazar Prof. Mehmet Çelik ile bu tarihi zaferlerin ortak yönlerini ve Türkiye tarihindeki direniş ruhunun yeniden dirilişini konuştuk.
Hocam her yıl Çanakkale Zaferi daha bir coşku ile kutlanıyor. Bu zafer bizim için neden önemli?
Avrupa sanayi devriminden sonra müthiş bir atılım yapmıştı. Ancak fabrikaların bacalarının bir gün tütmemesinden endişe ediyorlardı. Bunun sebebi ise enerjiydi. Bunun için bir arayışa girdiler. Önce Afrika'dan kömür getirdiler. Ama bu çözüm değildi. Viyana kongresinden sonra Musul'daki petrol kaynaklarının Avrupa'ya getirilmesi kararlaştırıldı. Çanakkale Savaşı tarih kitaplarında çok farklı anlatılır. İstesek de istemesek de kendi aralarındaki kavgadan sonra bize döneceklerdi. Amaçları İslam coğrafyasının merkezini ele geçirmekti. Çanakkale Savaşı bizim için 250 bin şehide mâl oldu. Hamilton'un sözleriyle "gençliğimizi yok ederek" kolumuzu kanadımızı kırdılar. Çanakkale bir milletin direniş ruhunun ortaya çıkışıdır. Çanakkale Osmanlı İmparatorluğunun son savaşıdır.
-Cumhuriyet tarihine bakıldığında son döneme kadar Çanakkale Zaferi'ne gereken anlam ve önemin verilmediğini görüyoruz. Bunun sebebi nedir?
Bakın bu çok doğru bir tespit. 1980'li yıllara kadar Çanakkale Zaferi kutlanmıyordu. Ders kitaplarında ise sadece bir sayfa yer alıyordu. Orada da Anafartalar anlatılıyordu. Üst düzey komutanlarımız bile ders kitaplarında yer almıyordu. Hatta size şunu söyleyeyim. Çanakkale destanının yazıldığı bölge 1950'li yıllara kadar askeri bölgeydi. Halka açık değildi. Çanakkale Zaferi'nden sonra hangi birliğimiz hangi cephede savaştı ise orada anıtlar yapılmıştı. 1950'den önce onlar kırıldı ve denize döküldü. Açık açık Çanakkale Zaferi unutturulmaya çalışıldı.
ÇANAKKALE ZAFERİ İÇİN YAZILI OLMAYAN YASAK VARDI
-Çanakkale Zaferi neden unutturulmaya çalışıldı?
İstiklal Savaşı'nı gölgede bırakır diye düşünüldü. Bu çok gereksiz bir endişeydi bence. Dahasını söyleyeyim. Çanakkale Zaferi kutlanmıyordu. Yazılı olmayan bir yasak vardı. Bir çelenk konur, bir konuşma yapılır biterdi. Fazlasına izin verilmezdi.
-1980'li yıllarda Özal Hükümetleri döneminde Çanakkale Zaferi Türkiye'nin gündemine geldi. Biraz açar mısınız?
Aslında bunun biraz özgürlüklerle ilgisi var. İnanç turizmi yapan şirketler, Urfa ve Konya'ya turlar düzenliyordu. Bu dönemde Çanakkale'ye rehberler eşliğinde küçük turlar düzenlenmeye başlandı. Bu turlar ve 250 bin şehidin yaşadıkları halk üzerinde çok etkili olmuştu. Herkes akın akın Çanakkale'ye gitmeye ve bu destanı yerinde görmeye başladı. Böylece halkın ilgisi ile Çanakkale devletin de gündemine geldi. Tabi bu ilgi bazı medyanın da tepkisine neden oldu?
Çanakkale'de, 15 Temmuz'da, Afrin'de aynı ruh var
-Medya Çanakkale Zaferi'nin gündeme gelmesinden neden rahatsız oldu?
Malum medya Çanakkale aleyhinde yayınlar yapmaya başladı. Çanakkale Zaferi'nin gündeme gelmesini Cumhuriyete saldırı gibi yorumladılar. Cumhuriyetin kazanımlarının üstü kapatılıyor falan denildi. Osmanlı ve hilafet hortlatılıyor denildi. Böyle saçma sapan yayınlar sadece Çanakkale ile sınırlı değildi. İstanbul'un fethi 1950'lere kadar hiç kutlanmıyordu. Sadece İstanbul'un düşman işgalinden kurtuluşu kutlanırdı. Tarihiminden o kadar yabancılaşmıştık ki rahmetli Turgut Özal 2. Köprüye "Fatih Sultan Mehmed" adını verdiğinde kıyamet kopmuştu.
İSTANBUL'UN FETHİ BİLE KUTLANMIYORDU
-İstanbul'un Fethi ne zaman hatırlandı?
Tayyip Erdoğan'ın İstanbul'a belediye başkanı olduğu dönemde İstanbul'un Fethi ilk kez hatırlandı. O dönemin gazetelerine bakarsanız İstanbul'un Fethi'ni kutlayan Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan aleyhine çok fazla yayın yapıldığını görürsünüz.
-Neden unutturulmaya çalışıldığını anlamak çok zor…
Çok zor değil aslında. Bir milletin hafızasını yitirmesini istiyorlardı. Bu millet hafızasını Çanakkale'de yitirdi ve şimdi yeniden Çanakkale'de diriltmeye çalışıyor. Çanakkale'yi biz sadece bir savaş olarak göremeyiz. O yüzden Çanakkale kutlamaları önemli, o yüzden 15 Temmuz direnişi önemli, o yüzden Afrin'de destan yazan kahraman Mehmetçiğe bu toplumun tamamının destek vermesi önemli.
TÜRK EDEBİYATI ÇANAKKALE'Yİ UNUTTU
-Hocam Mehmet Akif'in "Çanakkale Şehitlerine" şiiri dışında Türk edebiyatında kalıcı bir eser de bırakılamadı. Bunun sebebi nedir?
Cumhuriyetin şairleri, romancıları, hikayecileri Çanakkale konusunda eser bırakmadı. Sineması ve tiyatrosu hiçbir şey yapmadı. Mehmet Akif'in o şiiri olmasaydı edebiyatımızda Çanakkale ile ilgili hiçbir şey olmayacaktı. Bunun sebebi de şudur. Bu ülkenin edebiyatçıları Çanakkale'deki 253 bin şehit için hiçbir şey yazmadı. Çünkü baskıcı bir devlet vardı. Aydın yabancılaşmasının elbette etkisi var ama muhafazakar edebiyatçılar da Çanakkale destanını göremediler. Çünkü Osmanlı tarihinin unutulması ve Cumhuriyet tarihinin perdelenmemesi için yoğun bir baskı vardı.
CANAKKALE RUHU BUGÜN YENİDEN DİRİLDİ
-Çanakkale ruhunu bugün görüyor musunuz?
Görmez olur muyum? 15 Temmuz 2016 gecesi yaşanan direniş ruhu sizce neydi? O gece insanları tankların önünde durduran ruh Çanakkale ruhudur. Dünya görüşü ne olursa olsun o gün tüm Türkiye sokaktaydı. İnsanların sarhoş ve ayyaş diye küçümsediği zaafına yenilmiş insanlar bile 15 Temmuz'da sokağa çıkarak direniş gösterdi.
-Afrin operasyonunun da Türkiye'yi aynı noktada birleştirdiğini düşünüyor musunuz?
Bir araştırma Çanakkale Zaferi , 15 Temmuz direnişi ve Afrin harekatının tüm Türkiye'yi birleştirdiğini ortaya koymuş. Bence çok doğru bir tespit. Önceden medya aracılığıyla insanlardaki direniş ruhunu kırıyorlardı. Artık çok şükür milli medyamız var. Bakın 15 Temmuz'da Ahaber Televizyonu'nun gösterdiği direnişi ve etkiyi silah fabrikaları kursanız sağlayamazsınız. Eli silahlı hain darbecilere karşı o kadar etkili oldu. Bakın ben Afrin harekatı başladığı günden bu yana sık sık Güneydoğu bölgesine gidip bölge insanı ile sohbet ediyorum. Konferanslar veriyordum. HDP'nin ideolojik tabanı hariç halkın tamamı bu harekatın Kürt halkına değil emperyalist güçlere karşı yapıldığını düşünüyor. Bunun için HDP Afrin Harekatı başladığı günden bu yana küçük bir miting bile yapamadı. Afrin konusunda Kastamonu halkı ne düşünüyorsa Diyarbakır halkı da onu düşünüyor.
BÜTÜN GÜÇLERİ İLE 2019 SEÇİMLERİNE YÜKLENECEKLER
-2019 seçimleri yaklaştıkça Türkiye'ye karşı içeriden ve dışarıdan saldırılar devam ediyor. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
Türkiye'de bu istikrar devam ederse 10 yıl sonra bölgede tek güç olacak. Küresel güçlerin bölgedeki dizaynı eskisi kadar kolay olmayacak. Bunu gördükleri için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı götürme derdine düştüler. En büyük operasyon FETÖ'nün aparat olarak kullanıldığı 15 Temmuz darbe girişimiydi. Bu girişim Erdoğan'ın önderliği ve milletin direnişi ile püskürtüldü. Şimdi önümüzde 2019 seçimleri var. Bütün güçleri ile bu seçimlere yüklenecekler. Bu toprakları 15 yıl öncesine yani eski Türkiye'ye dönüştürmeye çalışacaklar. 2019 seçimleri bir partinin ya da bir şahsın seçimi değildir.
-Biraz açar mısınız? 2019 seçimlerini ne olarak görüyorsunuz?
15 Temmuz gecesi Tayyip Erdoğan olmasa Türkiye teslim olmuştu. Millet bunu gördü. Anadolu insanı Tayyip Erdoğan'ı bir siyasetçi gibi görmüyor. Onun sesi kesilirse İslam dünyası nefes alamaz. Türkiye'yi otobana geldi. 2019 seçimlerinden sonra artık virajlı yoldan otobana çıkıyor. 2019 seçimleri bağımsızlık savaşının son aşamasıdır. Bu oyunu millet bozacaktır. Ben siyaset üstü bir bilim adamıyım. Siyasetten toplu iğne kadar menfaatim olmadı. Tayyip Erdoğan meselesi İslam dünyasının geleceğidir. Bu yüzden arkasında duruyorum. Milletimize de şunu söylüyorum. 2019'da sakın siyasi bir hesap yapmayın.
İSA TATLICAN / SABAH GAZETESİ