Başbakan Binali Yıldırım, "Ankara'ya, baş şehrimize 15 yılda yaptığımız yatırım tutarı 90 milyar lira. Helali hoş olsun. Başka Ankara yok, Türkiye'nin baş şehri, geleceği." dedi.
Yıldırım, Ankara Ticaret Odası (ATO) Meclis Salonu'nda düzenlenen ATO Olağan Meclis Toplantısı'nda katılımcılara hitap etti.
ATO Başkanı Gürsel Baran'ın, 14 aydır görevde olduğunu hatırlatan Yıldırım'ın, "Başkan, maşallah 14 aydır görevde, kocaman bir kitap yapmış, hizmetlerini oraya yazmış. Yetmedi, ondan kalın 3 kiloluk bir de dosya hazırlamış. Onu da bize teslim etti. Hızlı girdi, Allah gayretini artırsın. Şahsına ve bütün arkadaşlara, ülkemiz ve Ankara'mız için yaptıkları hizmetlerden dolayı teşekkür ediyorum." diye konuştu.
Yıldırım, sorunları çözmenin yolunun konuşmak, bir araya gelmek olduğunu belirterek "Bizim oralarda bir laf vardır, 'Utanma pazar, dostluğu bozar.' Her şeyi konuşacaksınız, görüşeceksiniz, dolayısıyla her zaman birbirimizin yüzüne bakıyoruz." dedi.
Başbakan Yıldırım'dan önemli açıklamalar
Ankara'nın son 10 yılda birkaç alanda ön plana çıkmaya başladığını, bunlardan birinin ulaşım ve lojistik altyapısı olduğunu söyleyen Yıldırım, "Ankara gün geçtikçe hızlı tren hatlarının buluştuğu bir merkez haline geliyor. Biliyorsunuz Ankara-Eskişehir, Ankara-Konya, Bilecik, Sakarya ve İstanbul hatları devreye girdi. 2019 sonunda Ankara-Kırıkkale-Yozgat-Sivas devreye girecek. 2020'de Kayseri-Ankara, devam eden yıllarda da Gaziantep'e kadar Ankara çıkışlı tren seferleri, hızlı tren hatları devreye girecek. Ankara-Afyon-Uşak hattı zaten devam ediyor. 2019'da bunları da tamamlamış olacağız." ifadelerini kullandı.
Yıldırım, Ankara'ya yakışan, güzel bir hızlı tren garı yapıldığını, kentin, otoyolların da buluştuğu bir merkez olduğunu dile getirerek "Edirne'den Ankara'ya otoyol var ama şimdi Niğde-Ankara Otoyolu'nu da tamamladığımızda Edirne'den Gaziantep hatta Şanlıurfa'ya kadar otoyol olacak. Demek ki doğu batı, bir yandan da kuzey güney hattı tamamlanıyor. Böylece Ankara yolların, hızlı tren hatlarının buluştuğu bir merkez haline geliyor." diye konuştu.
- "ESENBOĞA HAVALİMANI'NI YAPARKEN CHP'LİLER BİZE OT YOLDURDU"
Havacılıkta Ankara'ya yapılan yatırımları anlatan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Biz 2003'te göreve geldiğimizde Ankara Esenboğa Havalimanı köy meydanı gibiydi. Basit, konteyner yapılarda hizmet veren bir havalimanıydı. Burayı yaparken CHP'liler bize ot yoldurdu. 'Devletin, milletin parasını kime peşkeş çekiyorsunuz. Ne lüzum var Ankara'ya böylesine devasa bir terminal yapmaya. Devlet şu kadar zarar edecek, yanlış proje...' Neler söylediler. Açtık, ilk yıl verdiğimiz garantinin üstüne yolcu oldu, 1 milyon da fazla yolcu geldi, üste de para aldık, para almaya devam ediyoruz. Süre bitti, tekrar uzun vadeli kiraya verdik. Devlet düzenli olarak tıkır tıkır parasını alıyor. Bir de güzel tesislere sahip olduk. Yani cepten beş kuruş harcamadan hem havalimanımızı modern hale getirdik hem de yıllık ilave para alıyoruz. Şimdi Ankara yavaş yavaş dış hatlarda da büyüyor, dolayısıyla yeni bir pist ihtiyacı var. Ona da başladık. İleride yeni bir terminal ihtiyacımız da olacak, onun için de yerimiz ayrıldı, duruyor. Orada Yıldırım Beyazıt Üniversitesi var, Çubuk da gelişiyor. Üniversiteye, Ankara'nın merkezinden raylı sistem projeleri tamamlandı. Yetmedi, ayrıca Keçiören Metrosu Kızılay'ın merkezine geliyor. Onun da inşaatı devam ediyor."
- YILDIRIM'DAN ÇİÇEK'E TEŞEKKÜR
Ankara'da raylı sistemlerin tıkandığını, bu konuda yardımları için eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek'e teşekkür eden Yıldırım, kendisinin konuyu ısrarla takip ettiğini, bu konuda özel kanun çıkarıldığını hatırlattı.
Ankara metrolarını, artık yapılamayan, kaderine terk edilen projeleri Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı döneminde devraldığını dile getiren Yıldırım, şunları söyledi:
"46 kilometre metro hattını kısa sürede tamamladık, sonra buna 10 kilometre Keçiören de ilave oldu. Daha ihtiyaç var mı? Var. Onların da projeleri yapılıyor, önümüzdeki yıllarda yapılacak. 1-2 ay içinde Ankara'da Sincan-Kayaş arası 'Ankaray' diye tabir ettiğimiz, Başkentray projesi de hayata geçecek. Bu biraz uzadı ama bu projenin yapımından çok mahkemeleri sürdü. Yapım süresi diyelim 2,5 yılsa mahkeme süresi 3,5 yıl sürdü. Nihayet o da bitmek üzere. Bunlar da tamamlandığında artık 'Hızlı tren geliyor, banliyö hattı dursun. Banliyö geliyor, hızlı tren Sincan'da dursun.' işi ortadan kalkıyor. Birçok hat var, bazı yerlerde 6 tane hat oluyor, rahat bir şekilde çalışacak."
- "BAŞKENTLER MİSAFİRLER İÇİN VİTRİNDİR"
"Ankara'ya, baş şehrimize 15 yılda yaptığımız yatırım tutarı 90 milyar lira. Helali hoş olsun. Başka Ankara yok, Türkiye'nin baş şehri, geleceği." diyen Yıldırım, başkentlerin, gelen misafirler için bir vitrindir ve ayna olduğunu belirtti.
Başkentlerin, misafirlerin aynı zamanda ilk karşılaştıkları yerler olduğuna dikkat çeken Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Düşünün, insanlar havaalanına geliyor zaten bir hayal kırıklığı yaşıyor. Yola düşüyor, kuzeyden güneye doğru gelirken sağda solda gecekondular, eğri büğrü yollar, 'ya bu ne biçim başkent, bu ne biçim şehir.' Şimdi Allah'a şükür yoluyla etrafındaki kentsel dönüşümüyle muazzam, modern, ülkemize yakışan bir baş şehir. Ankara'ya gelenler bize hayranlıklarını gizleyemiyorlar. Hakikaten Ankara'nın şehirciliği iyi. Sorunları var mı? Tabii ki var ama mühim olan 'sorun var' deyip sızlanmak değil, sorunları torunlara bırakmak değil, sorunların üzerine kararlılıkla gitmek. Bizim yaptığımız bu. 15 yıldır sorunların üzerine gidiyoruz, çözüm üretiyoruz."
Ankara'nın, sağlığın da merkezi olduğunu söyleyen Yıldırım, "Lafla değil, 'sağlık olsun' demekle de sağlık olmuyor. Sadece iki tane şehir hastanesi, 7 bin 500'den fazla yatağı var. Tek başına bunların yatırımı 3 milyar liranın üzerinde. Bunları da yakında hizmete alacağız. Bir tanesi hemen hemen bitti, diğeri de bu sene içinde bitmiş olacak." diye konuştu.
- "ŞU ELMADAĞ RAMPALARI BİLE NE HALDEYDİ HATIRLAYIN"
Ankara'nın 2003'e kadar 466 kilometre bölünmüş yolu bulunduğunu, bunun büyük bir kısmının 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal döneminde yapılan Ankara-İstanbul otoyolu olduğunu hatırlatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz, bunun üzerine 15 yılda 534 kilometre bölünmüş yol ilave ettik ve Ankara'yı komşu olan bütün illerle bölünmüş yollarla bağladık. Şu Elmadağ rampaları bile ne haldeydi hatırlayın. İnsanlar ne kadar azap çekiyordu, o yollarda ne kadar kaza oluyordu. Çok şükür şimdi yaptık, yetmiyor. Bir yap-işlet-devret projesi daha yaptık 115 kilometrelik Ankara'dan Kırıkkale üzerine bir otoyol yapıyoruz. Onu da yakın zamanda hayata geçireceğiz.
Ankara aynı zamanda eğitimin de başkenti. Şu anda 6'sı devlet, 10'u vakıf, 16 üniversite var. Sırada bekleyen 3-5 tane daha üniversite talebi var."
Başbakan Binali Yıldırım, "Özellikle Suriye'deki otorite boşluğu bazılarının iştahını kabarttı. Bölgeden uzaktan gelip yerleşmek isteyen ve kendilerine de terör gruplarını yoldaş alan sözde müttefiklerimiz var. PYD/YPG/PKK ile kol kola terörle mücadele. Bu ne biçim iş? Amerika bunu yapıyor." dedi.
Yıldırım, Ankara Ticaret Odası (ATO) Meclis Salonu'nda düzenlenen ATO Olağan Meclis Toplantısı'nda, katılımcılara hitap etti.
Başbakan Yıldırım, Ankara'nın savunma sanayinin de merkezi konumuna geldiğini, dünyanın en büyük 100 savunma şirketinden 3'ünün Ankara'da olduğunu söyledi.
Ülkenin doğusunda ve güneydoğusunda yürütülen mücadeledeki başarının arkasında savunma sanayinin elde ettiği imkanların olduğuna dikkati çeken Yıldırım, şöyle devam etti:
"Savunma sanayimizin milli ve yerli katkısını yüzde 23'lerden yüzde 65'e çıkarttık. Yapacak çok işlerimiz var. Bitmiş değil. Bütün bunları 15 yıldır Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yapmanın gayreti içindeyiz. Tabi bunları yaparken rahat durmayanlar var. Hani tabiri caizse, şeytan taşlamaktan vakit bulduğumuz kadar hizmet ettik. Göreve gelir gelmez hemen vesayet odakları piyasaya çıktı. Önce Balyozcular, Ergenekoncular bilmem neciler, onlar peyda oldu. Onları defettik, elektronik muhtıra, demokrasiye ayar, cumhurbaşkanı seçersiniz seçemezsiniz muhabbeti. Onun üzerine, 'Cumhurbaşkanını madem biz seçmeyeceksek vatandaş seçsin.' dedik. Vatandaşa götürdük, vatandaş da bu işi düzeltti. Sonra hızları kesilmedi parti kapatma davası geldi. Onu da defettik, bu sefer FETÖ'cüler kafayı gösterdiler. Onlar anayasa değişikliğinden sonra maalesef kirli emelleri uğruna yargıda artık kendilerini açık etmeye başladılar. Baktık ki iş daha derin. Bütün alanlarda maalesef bir virüs gibi sızmışlar, her tarafta yapılanmışlar. Gezi olayları, olmadı 17/25 yargı darbesi, arkasından başlayan FETÖ mücadelesi. Nihayet 15 Temmuz'da darbe girişimiyle karşımıza çıktılar."
- "BU ALÇAKLAR BUNUN HESABINI VERECEKLER, LAMI CİMİ YOK"
FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimine karşı Ankara başta olmak üzere birçok şehirde önemli mücadelelerin verildiğini anımsatan Yıldırım, şunları söyledi:
"Ankara, bu destansı mücadelenin aynı zamanda merkezi oldu. O gece hatırlıyorum, ben valiyle emniyet genel müdürü ve diğer ilgili arkadaşlarla görüştüğümde bana 'efendim elimizde araç yok, yeterince insan sayısı yok, bunlara karşı nasıl mücadele edeceğiz?' dediler. Baktım ciddi anlamda bir korku ve tedirginlik var. 'Arkadaşlar gerekirse can vereceğiz, kan vereceğiz ama bu ülkeyi bu alçaklara teslim etmeyeceğiz.' dedim. O gece Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısı, milletin durumdan vazife çıkartarak sokaklara yığılması, vatansever askerin, polisin görev alması sonucu... O gece biz müdahale etmek için bir özel sektörün fabrikasını açtırdık ve oradan zırhlı araçlar aldık. Onları getirdik, onlarla mücadele ettik. Bütün bu işler kolay olmadı. Onların arka planında çok olaylar var ama bu alçaklar bunun hesabını verecekler, hiç lamı cimi yok. Hukukun içinde kalarak, intikam duygusuyla değil adalet duygusuyla, sabırla hareket edeceğiz ve bunlara gereken cezanın verilmesini sağlayacağız. Birçok mahkeme zaten cezaları verdi. Bu yıl sonuna kadar da inşallah büyük oranda birinci derece mahkemeleri çalışmaları tamamlamış olacak."
- "HEDEF, TÜRKİYE'Yİ PARMAKLA SAYILAN ÜLKELER ARASINA TAŞIMAK"
Yıldırım, Türkiye'nin, bir yandan büyüme ve kalkınma, vatandaşının refahı ile gençlerinin ve kadınlarının istihdamını sağlama çabası gösterirken, diğer yandan bir beka mücadelesi verdiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Özellikle Suriye'deki otorite boşluğu bazılarının iştahını kabarttı. Bölgeden uzaktan gelip yerleşmek isteyen ve kendilerine de terör gruplarını yoldaş alan sözde müttefiklerimiz var. PYD/YPG/PKK ile kol kola terörle mücadele. Bu ne biçim iş? Amerika bunu yapıyor. Diğer yandan 'DEAŞ mücadelesi' diyoruz. Bir bakıyorsunuz DEAŞ'ın önünü açmışlar, yol veriyorlar, silahıyla mühimmatıyla teröristleriyle korumalık yaparak Rakka'dan çıkartıp, başka yerlerden milletin başına bela olsun diye gönderiyorlar. Şimdi onlar Afrin'de. Afrin'de biz onları yok etmek için uğraşıyoruz.
PKK kılık değiştirdi, isim değiştirdi şimdi Afrin'e geldi. Afrin'de kim akıl verdiyse o akılla Türkiye'nin hudutları boyunca bir terör devleti kurmaya çalışıyorlar. Türkiye'nin başını ağrıtmak için ileride Türkiye'yi meşgul etmek, enerjisini harcaması için büyük bir proje var. Bir yandan bu projeyi akamete uğratıyoruz bir yandan da ülkemizi geleceğe taşıyoruz."
Hedeflerinin Türkiye'yi parmakla sayılan ülkeler arasına taşımak olduğunu vurgulayan Yıldırım, bu yönde kararlı bir şekilde ilerlediklerini ve bazı sektörlerde bu seviyeye çoktan ulaşıldığını söyledi.