Hem Türk hem de Alman vatandaşı olan Deniz Yücel 14 Şubat 2017'de ifade vermek üzere gittiği emniyette gözaltına alınmış ve 27 Şubat'ta da terör suçlamasıyla tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne gönderilmişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Deniz Yücel hakkında yürütülen soruşturma ın tamamlandığı öğrenildi. Yücel hakkında FETÖ ve PKK terör örgütlernin propagandasını yapmak ile halkı kin ve füşmanlığa sürüklemek suçlamaları ile 2 ayrı suç kapsamında iddianame düzenlendi.
İddianamede Yücel'in PKK elebaşları ile yaptığı röportajlara ve bazı sosyal medya paylaşımlarına yer verildi.
Deniz Yücel hakkında çifte suçtan dava
İddinamenin Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildiği öğrenildi.
İstanbul 9 Sulh Ceza Hakimliği'nde gerçekleştirilen sorgu ardından Deniz Yücel 27 Şubat 2017 günü PKK ve FRTÖ propagandası yapmak ve Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçları kapsamında tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Hakim, tutuklama kararında Deniz Yücel'in PKK örgütünü övdüğü, kanlı örgüt yöneticilerinin Türkiye aleyhine sözlerine yazılarında yer verdiği ve hendek kazan teröristlerin yakıldığı iftirasını attığı belirtilmişti.
Hem Türk hem de Alman vatandaşı olan Deniz Yücel, 14 Şubat 2017'de ifade vermek üzere gittiği emniyette gözaltına alınmış ve 27 Şubat'ta tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
MAHKEME TAHLİYESİNE KARAR VERDİ
Hazırlanan iddianameyi kabul eden mahkeme, Yücel'in tahliyesine karar verdi
KİN VE DÜŞMANLIĞA ALENEN TAHRİK
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Deniz Yücel'in, Die Welt gazetesinde yazdığı bazı yazılarında, silahlı terör örgütleri FETÖ ve PKK'nın propagandasını yaptığı, halkın bir kesimini diğer bir kesimine karşı kin ve düşmanlığa alenen tahrik ettiği belirtildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca hazırlanan iddianamede, PKK, DHKP/C, MLKP, El Kaide, FETÖ, DEAŞ gibi terör örgütlerinin eylemleri anlatıldı.
Özellikle 17/25 Aralık 2013'ten sonraki süreçte Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin düzenine ve bölünmez bütünlüğüne yönelik eylemlerin sistematik bir şekilde arttığı vurgulanan iddianamede, son birkaç yıllık süreçte terör örgütlerinin her birinin, ayrı ideoloji ve yapılanmada olmasına rağmen adeta birbirleriyle iş birliğinde gibi hareket ederek terörize faaliyet içerisine girdikleri belirtildi. İddianamede, buradaki amacın Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yıpratmak, yok etmek, zayıf düşürmek olduğuna dikkati çekildi.
İddianamede, Deniz Yücel ve hakkında soruşturma dosyası ayrılan diğer şüphelilere ilişkin soruşturma kapsamında, Yücel'in, Almanya'da yayın yapan Die Welt'te yazdığı bazı Almanca yazıların tercüme edildiği belirtildi.
Sanık Yücel'in 19 Haziran 2016'daki yazısında, PKK terör örgütü mensubu şahıslar tarafından söylendiğini iddia ettiği bazı açıklamalarda bulunduğu, örgüt mensubu bu kişilerle ilgili "rütbeli bir PKK komutanı" ve örgüt elebaşısı ile ilgili "PKK'nın başkomutanı Abdullah Öcalan" şeklinde övücü mahiyette ibareler kullandığı aktarılan iddianamede, sanık Yücel'in örgütün sözde ideolojisi, lideri ve sembolleri üzerinde yüceltme maksadıyla söylemlerde bulunduğu kaydedildi.
İddianamede, Yücel'in, Türkiye'nin aldığı idari ve askeri tedbirleri "mezarlıkların tahrip edilmesi" şeklinde yorumladığı ve böylece örgüte yönelik operasyonları "hukuka aykırı" göstermek gayretinde olduğu, bu suretle PKK/KCK silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işlediği belirtildi.
15 TEMMUZ İLE İLGİLİ YAZILARI
Deniz Yücel'in, FETÖ'nün darbe girişimini konu alan 18 Temmuz 2016'daki yazısında, ''Sorumluların kim oldukları hala gizliliğini koruyor. Bu darbeyi düzenleyenin Erdoğan'ın Amerika'da yaşayan eski ortağı Fetullah Gülen'in destekçileri olduğuna dair kesin bir kanıt bulunmuyor." şeklinde beyanları bulunduğu belirtilen iddianamede, bu suretle sanığın "FETÖ propagandası yapma" suçunu işlediği belirtildi.
İddianamede, Yücel'in 24 Temmuz 2016'daki yazısında, Türkiye'nin PKK'ya yönelik operasyonlarını "etnik temizlik" şeklinde yorumladığı ifade edilerek, 6 Kasım 2016'daki yazısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın arkasında Türk bayrağı olan fotoğrafının üstünde ''darbeci'' şeklinde başlık attığı ve FETÖ/PDY örgütünün söylem ve ideolojisi çerçevesinde beyanları bulunduğu kaydedildi. İddianamede, sanık Yücel'in bu beyanlarının terör örgütünün eylemlerini meşrulaştırmak maksadıyla kullandığı ve söylemleri tekrarlayarak örgüt propagandası yapmaya devam ettiği vurgulandı.
PKK'nın sözde elebaşlarından Cemil Bayık ile yüz yüze yaptığı bir söyleşiyi kaleme alan Deniz Yücel'in, örgüte meşru ve siyasi bir yapı izlenimi vermek suretiyle örgütün elebaşının söylemlerini kitlelere yansıtarak propaganda yapmaya devam ettiğine dikkati çekilen iddianamede, 12 Aralık 2016'daki yazısında ise Yücel'in güvenlik güçlerinin operasyonlarını "19 Yaşındaki Hacer Aslan...Kürt şehri Cizre'deki silahlı çatışmada diğerleriyle bir bodrumda saklanan ve burada muhtemelen güvenlik güçleri tarafından yakılarak öldürülen" şeklinde yansıttığı kaydedildi.
İddianamede, sanık Deniz Yücel'in 26 Kasım 2016'da yayımlanan bir yazısında Kürt ve Türk'e ilişkin bir fıkrada geçen ifadelerle ve 27 Kasım 2016'da yayımlanan yazısında ise Osmanlı Devleti döneminde Ermeni ve Müslüman vatandaşlar arasında yaşanan sosyal vakıalarla ilgili olarak, "Ermenilere yapılan soykırım" şeklinde beyanda bulunarak "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçunu işlediği belirtildi.
Yücel'in evinde yapılan aramada örgüt elebaşısı Fetullah Gülen tarafından yazılan bir kitap ele geçirildiği, HTS kayıtlarında ise PKK terör örgütüyle iltisaklı olduğu tespit edilen 59 farklı kişiyle 2014 ve 2017 yılları arasında görüşme kayıtlarının bulunduğu aktarılan iddianamede, "Bu gerekçelerle sanık Deniz Yücel'in FETÖ ve PKK terör örgütlerinin söylem ideolojileri doğrultusunda yazılar yazmak suretiyle atılı suçu işlediği anlaşılmıştır." denildi.
İddianamede, Yücel'in izah edilen yazılarının yayınlama tarihleri, söylemlerin yönelik olduğu terör örgütlerinin farklılığı ve şüphelinin kastı dikkate alındığında, atılı suçlardan ''silahlı terör örgütü propagandası yapma" suçunu iki kez zincirleme şekilde işlediği vurgulandı.
Yücel'in "terör örgütü propagandası yapmak" ve "halkın bir kesimini diğer bir kesimine yönelik olarak kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek" suçlarından 4 yıldan 18 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
İLK DURUŞMA, 28 HAZİRAN'DA
İddianame gönderildiği İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi.
Mahkeme heyeti, hazırladığı tensiple Yücel'in tahliyesine karar verirken, ilk duruşmanın 28 Haziran'da yapılmasına hükmetti.
İddianamede Deniz Yücel hakkında "bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girme", "silahlı terör örgütüne üye olma" ve "bilişim sisteminin işleyişini engelleme veya bozma" suçlarından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.