'Milli Enerji' alanında önemli projelere imza atan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, LNG depolama ve gazlaştırma özelliğine sahip FSRU gemisini hizmete açtı. BOTAŞ Dörtyol Terminalinde düzenlenen açılış törenine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Hatay Valisi Erdal Ata, protokol üyeleri ile çalışanlar katıldı.
Açılış töreninde konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, "2017 yılını enerji alanında büyük başarılar ile rekorlara imza atarak başlattık. 2018 yılında daha çok çalışacağız sözü vererek başladık. Bakanlığımızdaki tüm arkadaşlarımız büyük bir özveri ile çalışıyor. Geçen yıl İzmir Aliağa'da Türkiye'nin ilk FSRU terminalini hizmete aldık. Türkiye'nin ikinci FSRU terminalini hizmete alıyoruz. Dünyanın en büyük depolama kapasitesine sahip tesisimiz çok önemli bir konuma sahip. Dünyadaki standartların bir hayli üstündeki bu tesis, ülkemize hayırlı uğurlu olsun. FSRU sayesinde, gaz için binlerce kilometrelik boru hatları kurmadan, tüketim merkezlerine yakın yeni giriş noktaları oluşturuyoruz. Böylece doğalgaz üretim ve yatırımda, taşıma maliyetleri ile birlikte, işletme kayıplarını da minimuma indiriyoruz. Mevcut sisteme kısa sürede entegre edebilen FSRU tesisleri, arz güvenliğimize de önemli bir esneklik kazandırır. İşte bu tesis yarın bir gün bir sıkıntı olduğu zaman, gemimiz yüklenecek Trakya'da, Ege'de hizmete girecek. Bir gün içinde. Enerji üretimi ihtiyacı noktasında çok kıymetli bir yatırım" dedi.
Bakan Albayrak: "Terör koridoruna izin vermeyeceğiz"
Tüketim zamanlarındaki mevsimsel dalgalanmaların, ya da jeopolitik risklerden kaynaklı kesintilerin bu sayede önüne geçmiş olacaklarını ifade eden Bakan Albayrak, "Doğalgaz arz güvenliğimizi teminat altına alacak bir diğer husus ise, güçlü bir depolama alt yapısının kurulması. Silivri ve Tuzgölü depolama tesislerinin yaklaşık 3.5 milyar metreküp depolama tesislerini, geçtiğimiz yıl anons edip devralmaya başladığımız yeni fazlarla, 2023 yılından önce 10 milyar metreküpün üzerine çıkarıyoruz. Amacımız yıllık doğalgaz tüketimimizi, en az asgari, yüzde 20'sini depolayarak kısa süreli arz güvenliğimizi teminat altına almak. İşte bu amaçla 2016 yılbaşında, 34 milyon metreküp olan günlük LNG'den gazlaştırma kapasitemizi, 2016 sonunda yüzde 88 artış ile, 64 milyon metreküpe çıkardık. 2017 yılında ise toplamda 117 milyon metreküpe ulaştırarak, 2 yıl gibi kısa bir sürede mevcut kapasitemizin üç katının üzerine çıkacağız. Sisteme gaz giriş kapasitesinin 2015 sonunda tüm sistemdeki 190 milyon metreküpü, 2016 sonunda 210 milyon metreküpü, 2017 sonunda 288 milyon metreküpe çıkardık. Eski dönemlerde yoğun tüketimin olduğu, 250 milyon metreküp tüketimin olduğu, en pit zamanlardaki rakamın yaklaşık yüzde 20'sinin üzerinde" diye konuştu.
TANAP MÜJDESİ
Bununla yetinmediklerini söyleyen Bakan Berat Albayrak, "Türkiye'nin günlük maksimum doğalgaz tüketimi yaklaşık 250 milyon metreküp olduğu düşünüldüğünde, hakikaten bu Türkiye'nin sadece kendi ihtiyacını karşılamak ile kalmayacak, yarın artan bu gazı da ihraç edebilecek potansiyele sahip bir ülke olma yolunda ilerliyoruz. Güçlü bir doğalgaz alt yapısı bize bu anlamda bölgesel açıdan çok ciddi bir rekabet üstünlüğü sağlayacaktır. İşte bu koduna çıtayı daha da yükseğe çekerek inşallah ulusal şebekemizi 400 milyon metreküp gaz sağlama kapasitesine sahip çok ama çok gelişmiş bir ülke sistem alt yapısını kazandırarak, gerekli yatırımları hızla hayata geçirmek için çalışıyoruz. Diğer yandan Türk akımı ve TANAP gibi projelerde çalışmalarımız hızla sürüyor. İnşallah 2018'in ortası yaz aylarında devlet başkanlarımızın katılımı ile TANAP'ın açılışını yapacağız. Halihazırda boru hattının gaz basma test çalışmaları başladı. TANAP Türkiye ve bölgele enerjileri noktasında bakımından tarihi bir proje. 2019 yılında Türk Akımından Türkiye ilk gaz akışını sağlayacağız" diye konuştu.
Bakan Albayrak'tan Reyhanlı'daki şehit ailelerine ziyaret
Kendi içeride, kökü dışarıda olan siyaset ezberlerini yıka yıka bugünlere geldiklerini ifade eden Bakan Albayrak, "Biz her alanda yerli ve milli olmanın önemini vurguladık. Milletimizin kendi öz değerleri ile hemhal olan siyaset anlayışı güdüyoruz. Diplomasinden, ekonomiye, savunma sanayiden, enerjiye kadar her alanda dışa bağımlılıktan kurtulmanın çok önemli olduğunu gösteren tarihi günlerden geçiyoruz. Biz enerjide attığımız her adımda, gerek kaynak, gerekse teknolojide, dışa bağımlılıktan kurtulmayı kendimize ana vazife belirledik" dedi.
"BİZ GÜÇLÜ TÜRKİYE DEDİKÇE BİRİLERİ RAHATSIZ OLUYOR"
"Biz büyük ve güçlü Türkiye dedikçe birileri rahatsız oluyor. Birileri pireleniyor. Birilerinin kimyası bozuluyor" ifadesini kullanan Bakan Albayrak, "Bunlar ne derse desin, özellikle son 5 yılda, yaşadığımız tüm bu süreçler Türkiye'nin ne kadar büyük bir saldırı altında olduğunu açıkça ortaya koydu. Türkiye büyüdükçe, saldırıları atlattıkça, daha büyük sınamalarla karşı karşıya kalıyor. Dün bu milleti, FETÖ'nün darbe girişimi ile durduramayanlar, bugün sınırlarının dibine kurmaya çalıştıkları terör koridoru ile sözde korkutmaya çalışıyor. Tüm saldırıları Allah'ın izni ile bertaraf ettik, etmeye devam edeceğiz. Bu tuzakları kuranları, bu tuzaklarını Allah'ın izni ile başlarına geçireceğiz. Türkiye'ye tehdit oluşturan son terörist etkisiz hale getirilene kadar bu mücadelemiz devam edecek. Terörün kökü kazılana kadar, nerede olursa olsun, bu koridorların hepsinin kafasına demir yumruğumuz inecek. İstiklal ve istikbalimize yönelen tehdit karşısında kimseden artık izin almak zorunda değiliz. Türkiye'nin bekası ise sorun, kimse kusura bakmasın bıçak kemiğe dayandı. Her gün füzeler, havan mermileri geliyor. 40 yıldır terörün her hali ile, terör örgütlerinin tüm versiyonları ile, dünyada artık alfabede harf kalmadı. Terör örgütlerinin tamamı ile savaşan bir Türkiye var. Terör örgütlerinin ötesi ile de savaşan bir Türkiye var. Bu mücadeleyi, tüm samimiyetimiz ile vermeye devam edeceğiz. Batı terörle mücadelede sınıfta kalmıştır. Türkiye hiçbir ülkenin kendi iç siyasetine meze edilebilecek bir ülke değildir. Türkiye 65 yılı aşkın bir süredir NATO üyesidir. DEAŞ'la mücadele kisvesi altında, terör örgütlerine her türlü destek verilirken, Türkiye ile bırakın dayanışmayı, empati bile gösterilmiyor. ABD'nin güney sınırından kilisede ibadet eden Hristiyan vatandaşların üzerine füze atılsa ve bu füze vesilesiyle, kilisede ibadet eden insanlar ölse, o füzeler ABD'nin müttefiki diye geçinen ülkeler tarafından bunu atanlara verilse ABD vatandaşları ne hissederdi. Camide ibadet ederken, en kutsal mekanda bizim vatandaşımız öldürülürken, 17 yaşındaki Fatma kızımız evinde uyurken, gelen füzeler ile öldürülüyorsa kimse kusura bakmasın. Elimiz kolumuz bağlı oturmaya mı, yoksa 'bıçak kemiğe dayandı' diyerek teröre sınırlarımızdan defetmeyi mi? Türkiye'nin attığı adımlar tam olarak budur. Türkiye meşru müdafaa hakkını bu noktalarda kullanarak, sivil vatandaşlarımızın huzur ve selameti için nasıl dün El-Bab'da ise, bugün Afrin'de. İstanbul'un göbeğinde, sivil vatandaşlar sosyal bir mekanda eğlenirken bir sürü insanımız şehit oldu. Yarın da Munbiç'te. Bütün terör bataklığını kurutana, oynanmak istenen oyunu bozana kadar Allah'ın izni ile mücadeleye devam edeceğiz.
'PYD'nin terör örgünü olduğuna dair elimizde istihbarat yok' diyorlar. İstihbarat arıyorsanız Reyhanlı'ya, Hatay'a gelin. Şehitlerimizin evlerini ziyaret edin. Buradaki vatandaşlarımızın neler çektiğini görün. Uykusunda şehit olan Fatma'yı, ya da görevinin başında şehit olan Şahin kardeşimizin acısı paylaşıyor musunuz? Siz terör örgütleri ile iş tutarsanız tabii ki belli olmaz. Safınızı bilelim. Bugün kim YPG'yi terör örgütü olarak görmüyorsa, o siyasi yapılar bunlarla aynı saftadır. Bugün malum kesimler, hangi teröristlerin cenazelerinde yer alıyorsa, bu milletle aynı yolda yürümedikleri açık ve nettir. Ne diyor birileri, 'Hayatta hiçbir laftan tiksinmedim, Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez lafından tiksindiğim kadar.' Bunu diyen biri devletçi, halkçı yapıldı. Bu zihniyet, bu ideoloji nereyi kuşatıp eline geçirmiş. Bu tiyatroyu izleyelim görelim. Mızrak çuvala sığmıyor. 81 milyon bu tiyatronun farkında. Aklı vicdanı olan toplumumuz yaşanan süreçlerin fotoğrafını çekiyor.
Devletimizin ve güvenlik güçlerimizin arkasında dağ gibi duruyor. Ziyaret ettiğimiz tüm bu aileler de yekvücut nasıl güçlü bir inançla duruyor, buna bir kez daha şahit olduk. Ben bugün bir kez daha bu milletin bireyi olmaktan gurur duydum. Büyük bir doğumun sancılarını yaşıyoruz. Birileri ecel korkusunda, birileri büyük bir doğumun sancısında. Bundan hiç korkumuz yok. Çektiğimiz sıkıntılar, Türkiye'nin yakın gelecekteki güzel ve aydınlık günlerinin en büyük müjdecisi. Çok daha güçlü güzel günler yakında" şeklinde konuştu.
"Biz dünyadaki bazı ülkeler gibi, 3-5 günde bu operasyonları bitirebiliriz" diyen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, "Bizim inancımız bunu yasaklar. Bir terzi titizliğinde operasyon yapıyoruz. Bir tane sivilin burnu kanamasın diye. Onlar bunu ayırt etmiyorlar. Sivillere attıkları bombalar ile görüyoruz. Bir başka ülke yaptığı operasyonda bütün şehri dümdüz etmesinden görüyoruz. 'Bombaların maliyeti var. Atayım geçeyim.' Böyle bir şey yok. Biz tarih boyu adaletli, vicdanlı bir toplum olduk. Biraz daha sürebilir ama biz bu operasyonda ile bir tane terörist bırakmayana kadar bu mücadeleyi ortaya koyacağız. Güney sınırımızda oluşturulmaya çalışılan bu terör koridorunu gerekirse 80 milyon yekvücut olarak buna izin vermeyeceğiz" dedi.
DÜNYANIN EN BÜYÜK FSRU GEMİSİ
Konuşmaların ardından dünyanın en büyük FSRU gemisinin açılışı gerçekleştirildi. Türkiye'nin ikinci FSRU gemisi olma özelliğini taşıyan gemi, 263 bin metreküp depolama alanına sahip. 345 metre uzunluğundaki gemi, 55 metre genişliği ile dünyanın en büyük FSRU gemisi özelliğini taşıyor. Gemi, günlük maksimum 20 milyon metreküp gazlaştırma kapasitesine sahip. Bir depo LNG ile Türkiye'nin yüzde 20'sinin günlük doğalgaz ihtiyacı karşılanıyor. Yüzen bir fabrika özelliğini taşıyan gemi için özel iskele inşa edildi. Dörtyol ilçesinde bulunan BOTAŞ Terminalinin deniz kıyısına LNG taşıyan, FSRU gemilerinin yanaşabilmesi için 2.2 kilometre uzunluğunda iskele inşa edildi. Hareket edebilir olması sebebiyle, ihtiyaç duyulan bölgeye transferi sağlanan gemi, hem az maliyeti, hem de kısa sürede devreye girebilme özelliğini taşıyor. Dünya genelinde, 14 ülkede 29 FSRU gemisi bulunuyor.