Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, TBMM Genel Kurulu'nda, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından Afrin'e yönelik düzenlenen Zeytin Dalı Harekâtı ile ilgili milletvekillerini bilgilendirdi.
Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, TBMM Genel Kurulu'nda Zeytin Dalı Harekatına gerek duyulmasının nedenlerini anlattı. PYD/YPG'nin, PKK'nin Suriye kolu olan bir terör örgütü olduğuna dikkat çeken Canikli, "Bu konuda en ufak bir tereddüt bulunmamaktadır. YPG/PYD, PKK terör örgütünün Suriye koludur. PKK'yla aynı yerden yönetilmekte, aynı terörist havuzunu kullanmaktadır" dedi.
TERÖRÜN KONTROLÜNDE SİYASİ BİR DEVLET
Milli Savunma Bakanı Canikli, sözlerine şöyle devam etti:
"YPG/PYD-PKK terör örgütü sınırlarımız boyunca Suriye'nin kuzeyine yerleşmiş, demografik yapıyı değiştirmiştir. Bu bölgede terörün kontrolünde bir siyasi yapılanma ve devlet oluşturma çalışmalarını hızlandırmışlardır. Bu çerçevede, ülkemize yönelik terör tehdidi her geçen gün büyümektedir. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri (ABD) tarafından bu terör örgütü yoğun bir şekilde silahlandırılmakta ve Suriye'nin kuzeyinde siyasi terör yapılanması için desteklenmektedir. ABD'nin bu terör örgütüne verdiği desteği kesmesi için bütün yollar, yöntemler denenmiştir. Ne yazık ki ABD bu politikasından vazgeçmemiştir."
Terörün,Türkiye'nin toprak bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaçladığını kaydeden Canikli, şunları kaydetti:
"Terör örgütü doğrudan ülkemizin bağımsızlığını ve hükümranlığını hedef almaktadır. Zeytin Dalı Harekâtı öncesinde, Afrin'de yuvalanan terör örgütü tarafından hem Türkiye'ye ve hem de Fırat Kalkanı Harekât alanı ve İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'ndeki gözlem noktalarına 700'den fazla saldırı gerçekleştirilmiştir. Bu sayı bile tehdidin büyüklüğünü bütün çıplaklığıyla ortaya koymaktadır. Terör örgütü, bölgede yaşayan halklara asimilasyon uygulamakta ve onları göçe zorlamaktadır. Bu şekilde ülkemizde topraklarından koparılmış 3.5 milyon Suriyeli mülteci yaşamaktadır. Bu da ülkemize yönelik güvenlik tehdidini artıran bir faktördür. Tüm bu nedenlerle Zeytin Dalı Harekatını, ülkemizin toprak bütünlüğünü ve bağımsızlığını korumak, sınırlarımızı güvence altına almak ve Suriyeli kardeşlerimizin haklarını korumak amacıyla yapılmaktadır."
VAROLUŞSAL MÜCADELE
Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, Zeytin Dalı Harekatı'nı, "Bu mücadele, Türkiye için bir varoluşsal mücadeledir" diye tanımladı.
Canikli, operasyonun neden şimdi yapıldığının gerekçelerini de şöyle açıkladı:
"Bu mücadelenin ve operasyonun şimdi yapılması gerekiyordu. Bu operasyon geçen hafta sonu başlatılmamış olsaydı terör yapılanması güçlenmeye devam edecek, uluslararası alanda siyasi olarak tanınmak için zemin kazanmaya çalışacaktı. Bu nedenle, Zeytin Dalı Harekatı'nın ertelenme imkânı kalmamıştı. Eğer operasyon başlatılmamış olsaydı yakın bir gelecekte Türkiye çok daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalacaktı, çok daha büyük bedeller karşımıza çıkartılacaktı, çok büyük bedeller ödemek zorunda kalacaktı Türkiye. Harekât uluslararası hukuk açısından da meşru ve haklıdır."
Harekâtın,Türkiye'dekiSuriyeli misafirlerinve Suriye halkının temsilcisi olan Özgür Suriye Ordusu'yla yürütüldüğünü belirten Canikli, "Özgür Suriye Ordusu kuvvetleri Mehmetçik'imizle kendi topraklarını işgal eden teröristleri temizlemek için kahramanca mücadele etmektedirler. Özgür Suriye Ordusu, Suriyelilerin Türkiye tarafından desteklenen temsilcileri ve ete kemiğe bürünmüş halidir" diye konuştu.
Canikli, Özgür Suriye Ordusunu (ÖSO) "terörist" olarak görenlere de "cahilliktir" diyerek cevap verdi. Canikli şöyle devam etti:
"YPG, PYD'yi terörist olarak tanımlayamayanlar, söyleyemeyenler; YPG, PYD, PKK'ya ağlayanlar, ÖSO üzerinden TSK'yı maalesef karalamaya çalışmaktadırlar. ÖSO'nun terörist olarak tanımlamak, terör örgütlerine prim vermek anlamına gelmektedir ve terör örgütünün ağzıyla konuşmak anlamına gelmektedir.Harekâtın başından itibaren uluslararası alanda gerekli adımlar hassasiyetle atılmıştır, uluslararası toplum zamanında bilgilendirilmiştir. Bu kapsamda, Birleşmiş Milletler ve NATO yetkilileri harekâtın başlamasından hemen sonra yazılı olarak bilgilendirilmiştir. Ayrıca, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyesi ülkeler ve İran başta olmak üzere, ilgili ülkeler de aynı gün operasyon hakkında bilgilendirilmiştir. Rusya Federasyonu'yla zaten yakın iş birliğimiz devam etmektedir."
TSK'NIN SİVİL ZAYİAT HASSASİYETİ HİÇBİR ORDUDA OLMAYACAK KADAR YÜKSEKTİR
Diplomatik kanallarla bu harekatın hukuki meşruiyeti, bölge güvenliği ve istikrarı açısından taşıdığı öneminsürekli anlatıldığına dikkat çeken Milli Savunma Bakanı, şöyle dedi:
"Memnuniyetle görüyoruz ve izliyoruz ki uluslararası camia haklı gerekçelerimizi anlamaktadır. Birçok ülkeden terörle mücadelemizi destekleyen açıklamalar yapılmıştır, Türkiye'nin meşru müdafaa hakkı teslim edilmiştir. Afrin'i teröristlerden temizlemek, terör koridorunun oluşmasına imkan vermemek, huzur ve istikrarın bölgede yeniden hâkim olması için başlattığımız harekat, planlandığı gibi ve başarıyla sürmektedir. Harekât, TSK'nın ve bölgenin asli unsuru olan Suriyeli kardeşlerimiz, ÖSO'yla yürütülmektedir. Terör örgütü, harekâtın başlamasından sonra da kanlı yüzünü bir kez daha göstermiştir. Savunmasız insanlara, masum sivillere yönelik top ve roket atışlarıyla saldırılar yapmaktadır, camilere, iş yerlerine, sokaklara, konutlara ve sivil vatandaşlarımıza saldırmaktadırlar. Bu çerçevede, Zeytin Dalı operasyonu son derece titizlikle yürütülmektedir. Özellikle sivil zayiat olmaması için, harekâtın zaman planları dâhil, bu hassasiyet içerisinde gerçekleştirilmiştir. Esasında Türk ordusunun sivil kayıp yaşanmaması konusundaki samimi yaklaşım ve uygulaması Fırat Kalkanı operasyonunda görülmüştür. Bu operasyonda sivil kayıp yok denecek kadar azdır. TSK'nın sivil zayiat hassasiyeti hiçbir orduda olmayacak kadar yüksektir."
AKITTIKLARI ZEHİR KENDİLERİNE ZARAR VERECEK
Canikli, operasyonla ilgili son bilgileri de şöyle açıkladı:
"Sivillerin bombalandığına dair yalanlar ve iftiraları kamuoyuyla paylaşmaktadır.
Bu mücadele, Zeytin Dalı operasyonuyla yurt dışındaki teröristlere karşı yürütülürken içeride de onların iş birlikçilerine ve destekçilerine karşı da yürütülmektedir. Makamı ve pozisyonu ne olursa olsun, kim olursa olsun bu milletin ekmeğini yiyip, bu ülkenin imkânlarından faydalanıp bu millete ihanet eden herkes hukuk kuralları çerçevesinde hak ettikleri cezaya mutlaka çarptırılacaklardır. Sözde barış söylemleriyle antipropaganda yapmaya ve harekâtı itibarsızlaştırmaya çalışanlar boşuna uğraşmasın, akıttıkları zehir kendilerine zarar verecektir."