İçişleri Bakanlığı'nca Türk Tabipler Birliği'nin Afrin'e Zeytin Dalı Harekatı'yla ilgili değerlendirmeleri hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Ayrıca, "Türk Tabipleri Birliği'nin merkez konseyi üyelerinin görevlerine son verilmesi amacıyla Asliye Hukuk Mahkemesi'ne dava açılmasını talep etme zorunluluğu hasıl olmuştur." denildi.
İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklama şöyle:
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi'nin, ülkemizin ve milletimizin milli birlik ve beraberliğini, vatanımızın bölünmez bütünlüğünü hedef almış terör örgütüyle mücadele kapsamında ulusal mevzuat ve BM Şartı 51.Madde ile BM GENEL KURULUNUN 1373, 1624, 2170 ve 2178 sayılı terörle mücadele bağlamında aldığı kararlar uyarınca başlattığı meşru, hukuka uygun ZEYTİN DALI HAREKATI ile ilgili SAVAŞ değerlendirmelerine yer vererek yaptığı açıklama ülkemize ve milletimize alçakça saldırılarda bulunanların dışında kimseye bir yararı yoktur ve açıklama terör örgütü ile onun iç ve dış destekçileri dışında karşılık bulamamıştır.
"KENDİ TOPRAKLARINDA BİR İNSANIN YAŞAMA HAKKI EN TEMEL HAKKIDIR"
Bugün Türkiye'de 3 milyon 454 bin Suriyeli kardeşimiz bulunmaktadır. Kendi topraklarında bir insanın yaşama hakkı en temel hakkıdır. Zeytin Dalı Harekatı da bu insanların kendi topraklarında teröristlerden arındırıp yaşam haklarını temin etmek içindir aynı Fırat Kalkanı'nda olduğu gibi. Zeytin Dalı Harekatının amacının ülkemizin ve komşularımızın toprak bütünlüğünün bozulmasının önüne geçmek, terör örgütü ve onun destekçileri tarafından hedef alınan huzur ve barış ortamını korumak bozulan yerlerde tekrar sağlamak olduğu "Dünya Beşten Büyüktür" diyerek mazlum ülkelerin ve mazlum insanların başta yaşam hakları olmak üzere tüm insani haklarını, huzurunu, barışını, güvenliğini, koruma yönünde kararlı bir duruş sergileyen başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere tüm yetkililerimiz tarafından her fırsatta dile getirilmiştir. Zeytin Dalı Harekat'ı bu amaca uygun olarak tüm dünyanın gözü önünde gerçekleştirilmektedir.
Kamu Kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun merkez konseyi üyesi olan şüpheliler görevlerini kötüye kullanmışlar, terör örgütünün faaliyetlerini meşru gösteren halkı kin ve düşmanlığa sevk eden bir açıklama yapmışlardır. Bu açıklamanın hukuk tarafından korunacak bir yönünün olmadığı açıktır.
"BU AÇIKLAMA MESLEKTAŞLARIN DA TEPKİSİNE NEDEN OLDU"
Bu açıklama sadece milletimizin değil, şüphelilerin temsil ettiği meslektaşlarının da tepkisine neden olmuştur. Başta terör örgütüyle kahramanca cansiperane mücadele eden kahramanlarımıza, milletimize saygısızlık olan bu açıklamayı sadece terör örgütü mensuplarının, onun siyasi uzantılarının iç ve dış destekçilerinin sahiplendiği dikkate alındığında şüphelilerin kanuna ve birliğin amaçlarına aykırı suç teşkil eden faaliyette bulunduklarının net bir şekilde anlaşılacağı muhakkaktır.
"TERÖR ÖRGÜTÜNÜN FAALİYETLERİNİ MEŞRU GÖSTERMEYE YÖNELİK OLMASI..."
Bu açıklamada yer alan hususların Terör örgütünün faaliyetlerini meşru göstermeye yönelik olması, suçu ve suçluyu övmesi, halkı kin ve düşmanlığa sevk etmesi nedenleriyle TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ MERKEZ KONSEYİ üyeleri hakkında ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA suç duyurusunda bulunma ve ayrıca yine CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINDAN 6023 Sayılı Kanunun EK MADDE 2/2 uyarınca bugüne kadar ambulanslara, hastanelere ateş eden sağlık çalışanlarını, doktorları öldüren terör örgütünü açıkça kınayan bir açıklama yapamayan Türk Tabipleri Birliğinin merkez konseyi üyelerinin görevlerine son verilmesi amacıyla Asliye Hukuk Mahkemesi'ne dava açılmasını talep etme zorunluluğu hasıl olmuştur.