Zeytin Dalı Harekâtı'nda teröristlerle girilen çatışmada şehit düşen Astsubay Üstçavuş Musa Özalkan'ın şehadetinden kısa süre önce yolladığı vasiyeti tüm Türkiye'yi ağlatmıştı. Şehit astsubayın eşi Şeyma ve annesi Hatice Özalkan (55) 11 yıldır dağları mesken tutup düşmana korku salan, yetimlerin 'asker ağabeyi', Türkmen balaların (çocukların) umudu Musa'yı gözyaşları içerisinde anlattı. Annesi, "Oğlumun vasiyeti bu milletin emanetidir ancak bu vatan da onun bize emaneti. Emaneti için vatana gözümüz gibi bakalım. Tek isteğimiz hainlerin topraklarımızdan, mazlum coğrafyasından söküp atılmasıdır" diye konuştu. İşte ailenin SABAH'a anlattıkları:
Anne Hatice Özalkan(55):
Oğlum ayağında postalı, üzerinde üniformasıyla vatan ve bayrak aşkıyla dağları yurt tutmuş korkusuz bir askerdi. Bizden gizli girmiş askeri sınavlara. Çok korkusuzdu bu yüzden 'karagözüm' diye severdim onu.
'Ana bu vatanın hudutlarında durup al bayrağı dalgalandırmazsam yaşamamın ne anlamı var. Vatan masa başında değil dağda beklenir. Tutma beni vatan bekler' dedi. Onun için hep önce vatan geldi. Bayrak aşığıydı. Ben onu 11 yıl önce kınalayıp verdim peygamber ocağına al bayrağa sarılı teslim aldım. Vatana feda olsun..."
Kınalı kuzum vatanı ve bayrağı için akıttı kanını, bana düşen onun emanetine sahip çıkmaktır. Yüreğim kanıyor ancak dik duracağım. Analar, silin gözyaşlarınızı Musa'mın silah arkadaşlarına dua zamanı. Dua edin ki o katilleri yok etsinler, bayrağımızı yere düşürmesinler. Evladım mazlumlar için şahadete yürüdü, kanının aktığı yer hür olmadan ağlamak haram bana.
Eşi Şeyma Özalkan: Musa düğünümüze bir hafta kala Irak Telafer'e göreve gitti. Oradan dönünce, 'Şeyma, Türkmenler ölüyor, çocukların okulları harabeye dönmüş. Balalar okumak zorunda, onları okutmamız gerek' dedi. İki yıl oraya dernekler aracılığıyla yardım gönderdi. Bu vasiyetinin temeli oraya dayanıyor. Hep aklındaydı ama ömrü vefa etmedi. Söz şehidim, 5 aylık yavrumuzla tüm emanetlerini yaşatacağız.