PYD/YPG/PKK/KCK kontrolündeki Afrin Bölgesi'nden Hatay ve Kilis'teki askeri noktalara roket saldırıları ve taciz ateşlerinin arttığına işaret eden Bozkır, söz konusu ülkelere, "Bunun yanında, DEAŞ'ın Afrin'deki hareketliliği, bu bölgeden ülkenize DEAŞ unsurlarının sızma riskini ve gerek Türkiye gerekse Avrupa ülkelerinin güvenliğine oluşturdukları tehdidi arttırmıştır." uyarısında bulundu.
Bozkır, NATO, AB, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyeleri, komşu ülkeler ve bölge ülkelerin parlamento dışişleri komisyon başkanlarına mektup göndererek, Afrin'deki "Zeytin Dalı Harekatının" nedenleri, amacı ve kapsamı hakkında bilgi verdi.
Mektubuna, "Bu mektubu, Türkiye'nin uluslararası teröre karşı devam eden mücadelesi ve Suriye'nin Afrin Bölgesi'ne yönelik geçen hafta başlatılan 'Zeytin Dalı Operasyonu' hakkında sizi ilk elden bilgilendirmek üzere yazıyorum." ifadeleriyle başlayan Bozkır, Türkiye'nin, uzun yıllardır uluslararası terörizmin hedefi olmuş ve uluslararası terörizme karşı yürütülen ortak mücadelede ön sıralarda yer almış bir ülke olduğunu vurguladı.
Bozkır, Türkiye'nin bu mücadeledeki kararlılığının, en son DEAŞ'a karşı oluşturulan Uluslararası Koalisyonda güçlü bir partner olarak yer almasında görüldüğünü kaydetti.
Fotoğraflarla Afrin'de gerçekleştirilen Zeytin Dalı Operasyonu- "OPERASYONUN DAHA FAZLA ERTELENEMEYECEĞİ GERÇEĞİ"
Suriye'de yıllardır devam eden silahlı çatışmaların yalnızca Suriye halkını perişan etmediğini, aynı zamanda DEAŞ, PKK/KCK ve bunların Suriye uzantıları olan PYD/YPG gibi terörist örgütler için verimli bir zemin yarattığını ifade eden Bozkır, şunları kaydetti:
"Bu örgütler tarafından Türkiye'ye yöneltilen ısrarlı tehditler, geçen sene Türk Silahlı Kuvvetlerinin 'Fırat Kalkanı Operasyonu'nu yürütmesine neden olmuş, bu operasyon kapsamında 2015 kilometrekarelik alan DEAŞ'tan temizlenmiş ve Suriye halkının güvenliği için terörden arındırılmış bir bölge yaratılmıştır. Türkiye, terörizme karşı güçlü mücadelesinde her zaman orantılı, ölçülü ve uluslararası hukuka uygun bir şekilde hareket etmiştir. NATO, AB ve ABD tarafından terörist örgüt olarak tanınan PKK/KCK'nın uzantısı olan PYD/YPG, hem Türkiye'nin ulusal güvenliğine hem de bölgesel güvenlik ve istikrara açık ve yakın tehlike arz eden bir terör koridoru oluşturmaya çabalamaktadır.
Son zamanlarda, PYD/YPG/PKK/KCK kontrolündeki Afrin Bölgesi'nden Hatay ve Kilis'teki askeri noktalara roket saldırıları ve taciz ateşleri artmış, bu saldırılar birçok askerimiz ve sivil vatandaşımızın ölümüyle sonuçlanmıştır. Bunun yanında, DEAŞ'ın Afrin'deki hareketliliği, bu bölgeden ülkenize DEAŞ unsurlarının sızma riskini ve gerek Türkiye gerekse Avrupa ülkelerinin güvenliğine oluşturdukları tehdidi arttırmıştır. Türkiye'nin Suriye ile olan güney sınırında güvenliğin giderek bozulması, askeri bir operasyonun daha fazla ertelenemeyeceği gerçeğini ortaya çıkarmıştır."
Dışişleri Komisyonu Başkanı Bozkır, bu nedenle Türkiye'nin, bahsi geçen terörist unsurlarla mücadele etmek üzere Zeytin Dalı Harekatı'nı başlatma kararı aldığını belirtti.
- "KARDEŞ SURİYE HALKINI BASKI VE ZULÜMDEN KURTARMAK"
Bu kararın, Birleşmiş Milletler Anlaşması'nın 51. maddesiyle şarta bağlanan meşru müdafaa hakkı ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 1373 (2001), 1624 (2005), 2170 (2014) ve 2178 (2014) sayılı kararlarıyla uluslararası terörizme karşı ortak mücadele çerçevesinde üye devletlere atfedilen sorumluluk kapsamında alındığını kaydeden Bozkır, harekatın, Suriye'nin toprak bütünlüğüne, siyasi birliğine ve ulusal güvenliğine tam saygı gösterilerek, Afrin'deki PYD/YPG/PKK/KCK ve DEAŞ mensubu teröristleri etkisiz hale getirmek ve kardeş Suriye halkını baskı ve zulümden kurtarmak amacıyla yürütüldüğünü bildirdi.
Volkan Bozkır, operasyonun hedefinin teröristlerin kendisi, barınakları, mevzileri, silahları, araçları ve ekipmanları olduğunu; sivillere zarar gelmemesi için her türlü tedbirin alındığını söyledi.
Operasyonun, Fırat Kalkanı Harekatı'nda olduğu gibi, amacı gerçekleştirildiğinde sona ereceğini ifade eden Bozkır, Türkiye'nin, Suriye halkının can güvenliğini sağlamak üzere Zeytin Dalı Harekatı'nı yürütmekle yükümlü olduğunu kaydetti.
Dışişleri Komisyonu Başkanı Bozkır, mektubunu şu ifadelerle tamamladı:
"Suriye'nin çeşitli bölgelerinde tarih, kültür ve bölge gerçeklikleriyle hiçbir ilgisi olmayan yapıların yaratılmasına daha fazla göz yummamız mümkün değildir. Böylesine yanlış faaliyetlerin, bölgede ve bölge ötesinde barışın, güvenliğin ve istikrarın tesis edilmesine ciddi bir tehdit oluşturduğu açıktır.
Altını çizmek isterim ki Türkiye, Suriye'nin toprak bütünlüğüne ve siyasi birliğine saygı göstermekte ve bu prensiplere katkı sağlamakta oldukça gayret sarf etmektedir. Suriye'de bir an evvel siyasi bir çözümün sağlanması için çabalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Bugün karşılaştığımız küresel zorluklar karşısında, dezenformasyonu engellemek ve fiili gerçekleri doğru bir şekilde değerlendirmek için etkili bir parlamenter diplomasi aracılığıyla şeffaflığa ve doğrudan iletişime her şeyden daha fazla ihtiyacımız olduğu açıktır."