Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanıklar Sedat Zavar ve İlker Usta, tutuksuz sanıklar Mehmet Yüksel ve Hasan Akın'ın yanı sıra sanık ve müşteki avukatları katıldı.
Sanıklardan Zeki Bulut ve Ömer Altıparmak ile tutuklu bulundukları cezaevlerinden telekonferans sistemiyle bağlantı kurulan duruşmada Mahkeme Başkanı Hüsamettin Otçu, sanıklardan eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Hasan Palaz hakkında "kırmızı bülten" yazışmalarının dava dosyasına eklendiğini belirtti.
Sanık Bulut hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının "terör örgütü üyeliği" suçundan dava açtığını ve davanın "Böcek" davasıyla birleştirildiğini duyuran Otçu, FETÖ'nün kriptolu yazışma programı ByLock kullanımına ilişkin yazılan müzekkerelere cevap geldiğini bildirdi.
Başkan Otçu, sanıklar Ömer Altıparmak, Sedat Zavar, Ahmet Türer, Hamza Turhan ve Enes Çiğci'ye ait ByLock içeriklerinin dosyaya eklendiğini kaydetti.
Sanık Zavar, üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek, "Ben birleşen dava dosyasındaki konut dokunulmazlığı ihlal ettiğim belirtilen Başbakanlık Ofisine amirimin emri ve yetki çerçevesinde girdim. Hiçbir şekilde kanunsuz bir şey yapmadım. Dava konusu dinleme cihazlarının alındığı tarihte Erzurum'da görevliydim ve satın alma işlemlerinde yetkim yoktu." iddiasında bulundu.
Dosya kapsamında dinlenen tanıkların beyanlarını kabul etmeyen Zavar, tahliyesini talep etti.
Zavar'ın avukatı da müvekkilinin üzerine atılı suçlamaların vasfının oluşmadığını öne sürerek, tahliyesini istedi.
"BAŞBAKANLIK OFİSİNDEKİ ARAMADAN SONRA ÖĞRENDİM"
Üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyen sanık Altıparmak da daha önceki savunmaları tekrar ettiğini belirtti ve suçsuz olduğunu ileri sürdü.
Altıparmak, zimmet ve konut dokunulmazlığı suçlarından hakkında açılan davanın birleşmesinin ardından avukatıyla görüşemediği için savunmasını hazırlayamadığını ifade ederek, "Savunmamı avukatım geldiğinde yapacağım. Ancak SEGBİS şartlarında savunma yapmak istemiyorum. Eğer mümkünse huzura gelip savunma yapmak istiyorum." dedi.
Mahkeme Başkanı Otçu, Altıparmak'a savunmasını yapması için şartların uygun olduğunu bildirip, sanıktan kanunlar çerçevesinde SEGBİS aracılığıyla savunma yapmasını istedi.
Savunma hazırlamak için süre talep eden Altıparmak'ın talebi, "yargılama süresini uzatma amacına yönelik bir istek" olduğu gerekçesiyle reddedildi.
Altıparmak, önceki celselerde verdiği yazılı savunmalarını tekrar ettiğini bildirdi. Başka suçlardan verdiği savunmaları tekrar etmesi üzerine Mahkeme Başkanı Otçu, sanıktan zimmet ve konut dokunulmazlığı konusunda savunma yapmasını istedi.
Konut dokunulmazlığını ihlal suçlamasını yeni duyduğunu ve iddianın somut bir delile dayanmadığını öne süren Altıparmak, söz konusu olayı, Başbakanlık konutunda arama yapıldıktan çok sonra öğrendiğini savundu.
Zimmet suçlamasına ilişkin de Altıparmak, Emniyet Genel Müdürlüğü örtülü ödeneğinin harcanmasında yetkinin İstihbarat Dairesi Başkanı olduğu dönemde kendisinde değil, Emniyet Genel Müdürünün uhdesinde olduğunu ileri sürdü.
"YASALARIN BELİRLEDİĞİ ÇERÇEVEDE ÇALIŞTIM"
Sanık İlker Usta da konut dokunmazlığı, zimmet ve görevi kötüye kullanma suçlamalarını kabul etmedi. Yasaların belirlediği çerçevede çalıştığını ifade eden Usta, tahliye ve beraatini istedi. Usta'nın avukatı ise polis memuru olan müvekkilinin üzerine atılı suçları işleyecek nitelikte olmadığını söyledi.
Sanıklardan eski emniyet müdürü Zeki Bulut, aleyhindeki tanık beyanlarını kabul etmedi. Hiç tanımadığı adi suçlardan 4 kez cezaevine giren birinin duyduklarına dayanarak hiçbir somut delil olmadan aleyhine yaptığı tanıklığı reddettiğini belirten Bulut, "Beni tanımayan birinin bu şekilde ifade vermesi birileri tarafından yönlendirildiğini gösteriyor. Ben bu davanın içine kasıtlı çekildim. Davanın içinde tutulmaya çalışılıyorum. Ben bu örgütün defalarca kumpasına maruz kaldım. Bu örgütle çarpıştım, mücadele ettim." dedi.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmetti. Dosyanın savcıya verilmesini karara bağlayan heyet davayı 1 Mart 2018'e erteledi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Başbakanlığı sırasında Erdoğan'ın Keçiören'deki ikametgahı ile Başbakanlık Resmi Konut'taki çalışma ofislerinde iki dinleme cihazı bulunmuştu.
Buna ilişkin, 13 kişi hakkında Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açan savcılık, "eylemin hangi örgüt adına yapıldığının" tespit edilemediğini belirterek, "örgüt" suçu yönünden soruşturmayı ayırmıştı.
Yargılama sonucunda sanıklardan Zavar ve Usta, "devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etmek" ve "haberleşmenin gizliliğini ihlal" suçlarından 7 yıl 6'şar ay hapis cezasına çarptırılmış, 8 kişinin beraatine karar verilmiş, yakalanamayan 3 sanığın dosyası ayrılmıştı.
Davanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 16. Ceza Dairesi bazı hükümleri onarken, bazılarını bozmuş, kararın ardından dosya tekrar mahkemeye gelmişti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bu dava görülürken, dinleme cihazlarının FETÖ tarafından konulduğu gerekçesiyle 11 sanık hakkında Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yeni dava açmıştı.
"Böcek" davasını karara çıkaran Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi, firari 3 sanık hakkındaki ayırdığı dosya ile Yargıtayın bozduğu dosyaları birleştirerek, "örgüt" davasının açıldığı Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesine göndermiş ve dosyalar burada birleştirilmişti.
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi ayrıca dinleme cihazlarına ilişkin savcılığa sahte rapor vermekle suçlanan eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Hasan Palaz ile Gökhan Vıcıl ve Hamza Turhan hakkında gördüğü davanın da "örgüt" davasıyla birleştirilmesine karar vermişti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, sanıklardan 7'si hakkında, "suçu işlemeye yönelik Başbakanın evi ve resmi ikametgahına izinsiz girerek, konut dokunulmazlığını ihlal" ve dinlemeye yönelik alınan ve envantere kaydedilmeyen cihazlarla ilgili "zimmet" suçunu işledikleri gerekçesiyle bir dava daha açmış, mahkeme bu davayı da "Böcek" davasıyla birleştirmişti.
Sanıklardan eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanı Ömer Altıparmak hakkında Ankara 36. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan ve Altıparmak'ın "Erdoğan'ın çalışma ofislerine dinleme cihazı konulmasına ilişkin, MİT'in verdiği bilgilere rağmen, personeliyle ilgili gerekli denetim ve soruşturma prosedürünü başlatmayarak, görevini ihmal ettiği" gerekçesiyle 2 ay 15 gün hapis karşılığı bin 500 lira adli para cezasına çarptırıldığı davanın da Yargıtayın bozma kararının ardından "Böcek" davasıyla birleştirilmesine karar verilirken, son olarak da sanıklardan bazıları hakkında benzer suçlamalarla Ankara 28. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan davanın "ana dava"yla birleştirilmesi kararlaştırılmıştı.