MAHMUT ÖVÜR'ÜN YAZISINDAN BAŞLIKLAR
Bu iki çıkışın asıl hedefi de muhalefet cephesinde adım adım devreye sokulacak 2019 hesabı. O hesap önceleri 16 Nisan referandumunda yüzde 48.6 oy alan "hayır" cephesini bir araya getirme üzerine kurgulanmıştı. Son dönemde ise çok sayıda aday çıkartılması üzerine döndü. Buna göre çok sayıda aday çıkartılarak cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura bırakılacak. Herpartinin kendi adayını çıkarması bu yüzden ısrarla isteniyor.
Bu arada Akşener'in nasıl aday olacağı da meçhul. Sevgili Engin Ardıç hatırlattı, Meclis'te grubu olmadığına göre 100 bin imza mı toplayacak yoksa son anda aday olmuyorum deyip biri lehine çekilecek mi? Belli değil.
Bu hesaplarda kilit rol ise AK Parti'den oy alabilecek siyasi aktöre düşüyor. Bu da öyle gizli saklı yapılmıyor. Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün adı veriliyor, hatta Gül'ün ABD ve AB ile "özelve yakın" ilişkisinden söz ediliyor. Açık açık siyaset kulislerinde "üst akıl" denilen küresel güçlerle "iyi" ilişki üzerinden yeni bir siyaset kurgusu öngörülüyor.
Siyaset mühendisliği yapmak kolay ama "evdeki hesap çarşıya uymuyor" misali mevcut muhalefet partileri adeta dökülüyor. Vesayet medyasının şişirmesine bakmayın, onlara yakın şirketlerin son anketleri bile muhalefet partileri CHP, İP ve HDP'nin düşüşte olduğunu ve sürekli oy kaybettiklerini gösteriyor. Zaten bu partilerin "ortak bir tasavvur" etrafında bir araya gelme ihtimalleri de yok. Tek ortak yanları var; Erdoğan düşmanlığı... Şimdi bu tabloya "Erdoğan'sız AK Parti" özlemiyle yanıp tutuşan AK Parti'nin kaybedenleri de eklenmek isteniyor.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'la Bahçeli'nin "Milli ve Yerli" ittifak çıkışı, içten ve dıştan devreye sokulmak istenen bu siyasi kurguya "erken uyarı" oldu.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN