Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen aleyhinde kitap yazacağının duyulmasının ardından kaçırılan ve cesedi denizde bulunan gazeteci Haydar Meriç ile belediye başkanları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve gazetecilerin de aralarında bulunduğu 70 kişinin usulsüz dinlenilmesi ve takip edilmesine ilişkin, Gülen'in de dahil olduğu 3'ü firari, 20'si tutuklu 33 sanığın yargılanmasına devam ediliyor.
Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Halk Eğitim Merkezi'ndeki salonda yapılan duruşmada, 18 tutuklu sanık ve avukatları hazır bulundu.
Bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı.
KIZI, YAŞADIKLARINI ANLATTI
Duruşmaya müşteki olarak katılan gazeteci Meriç'in kızı Sevda Meriç Çölgeçen, babasının ölmeden önce Gülen ile ilgili çalışma yaptığını kendisine anlattığını belirtti. Çalışmanın içeriği ile ilgili bilgisinin bulunmadığını ifade eden Çölgeçen, babasının çalışmalarını evde yaptığını dile getirdi.
Çölgeçen, babasının olabileceklerden haberi varmışcasına tedirgin olduğunu dile getirirken gözyaşlarına hakim olamadı.
Babası ile kaybolduğu gün sosyal paylaşım sitesi üzerinden görüntülü görüştüğünü ve o görüşmede babasının çok endişeli olduğunu gözlemlediğini kaydeden Çölgeçen, şunları söyledi:
''Babam ölümünden birkaç ay önce sürekli dinlendiğini ve çok tedirgin olduğunu belirtiyordu. Babamın önceki gibi neşesi yoktu. Sürekli bilgisayarıyla uğraşırken, son zamanlarda uğraşmadığını görüyorduk. Babamın, görüşmemizden sonra cesedi yosun tutmuş, zincirli haldeki fotoğrafını gördük.''
Meriç'in eşi Şükriye Meriç ise 2011 yılında evlerini satışa çıkardıklarında polis olduklarını düşündüğü iki kişinin geldiğini dile getirdi.
"GÜLEN PKK'DAN DAHA TEHLİKELİ" DERDİ
Eşi ile 2011 yılında polisler tarafından takip edildiklerini düşündüklerini aktaran Meriç, eşinin kendisine sürekli Gülen'in PKK'dan daha tehlikeli olduğunu belirttiği söyledi.
Duruşmaya sanık ve avukatların görüşlerinin alınmasıyla devam edildi.