Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşısı Fetullah Gülen aleyhinde kitap yazacağının duyulmasının ardından kaçırılan ve cesedi denizde bulunan gazeteci Haydar Meriç ile belediye başkanları, STK temsilcileri ve gazetecilerin de aralarında bulunduğu 70 kişinin usulsüz dinlenmesi ve takip edilmesine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında Gülen'in de dahil olduğu 33 sanık hakkında açılan davanın ilk duruşması başladı.
18 TUTUKLI SANIK HAKİM KARŞISINDA
Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Halk Eğitim Merkezinde oluşturulan duruşmaya, 18 tutuklu sanık ile avukatları katıldı.
Tutuklu 2 sanık ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlandı.
Bazı tutuksuz sanıkların da yer aldığı duruşmaya, mağdur olarak eski belediye başkanları, STK ile siyasi parti temsilcileri de katıldı.
FETÖ'CÜ ŞUBE MÜDÜRÜNDEN BASIN MENSUPLARINA TEPKİ
Tutuklu sanıklardan eski Kırklareli İstihbarat Şube Müdürü İbrahim Şimşek, görüntü alan basın mensuplarına "Çekin çekin bakalım." diyerek tepki gösterdi.
Duruşma, sanıkların kimlik kontrolünün yapılmasıyla başladı.
Daha sonra Mahkeme Başkanı Vahdet Yeltepe, iddianamenin özetini okudu.
İSTENEN CEZALAR
İddianamede, FETÖ/PDY lideri Gülen'in de aralarında bulunduğu eski Kırklareli İstihbarat Şube Müdürü İbrahim Şimşek ve eski 23 istihbarat şubesi personelinden 20'si tutuklu 3'ü firari 33 sanık hakkında "Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek", "nitelikli olarak konut dokunulmazlığını ihlal etmek", "silahlı terör örgütüne üye olmak", "hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek" ve "Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği" suçlamalarından ağırlaştırılmış müebbet ile 9 yıl 5 aydan 24 yıl altışar aya kadar hapis cezası isteniyor.
İddianamede ayırca, Kırklareli eski İstihbarat Müdürü İbrahim Şimşek'in de aralarında bulunduğu eski istihbarat şubesi personeli 23 şüphelinin, PKK, Ergenekon, DHKP/C gibi isimlerle adlandırılan örgütlerle ilgisi olmayan gazeteci Haydar Meriç ile toplum ve kamuoyunca tanınan 74 mağduru, haklarında hazırladıkları sahte evraklar ile terör ve organize suç örgütleriyle ilişkilendirerek 2010 ve 2013 yılları arasında usulsüz dinledikleri yer alıyor.
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, sanıkların görev yeri itibarıyla suç yerinin Kırklareli Ağır Ceza Mahkemesi'nin yetki sınırları içerisinde olması nedeniyle yetkisizlik kararı vererek dava dosyasının Kırklareli Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine karar vermişti.