Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma hamlesine karşı seferberlik başlattı. Ortadoğu barış sürecini sekteye uğratacak adıma karşı telefon diplomasisi yürüten Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı'nı da 13 Aralık'ta İstanbul'da olağanüstü toplantıya çağırdı.
'BARIŞ SÜRECİ SEKTEYE UĞRAR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kudüs'le ilgili gelişmeleri değerlendirmek amacıyla yoğun telefon görüşmeleri yapıyor. Erdoğan, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas başta olmak üzere, Malezya Başbakanı Rezak, Tunus Cumhurbaşkanı Sibsi, İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Suudi Arabistan Kralı Selman Bin Abdulaziz Al Suud, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani, Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir ve Pakistan Cumhurbaşkanı Memnun Hüseyin ile görüştü. Görüşmelerde, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma girişiminin, Ortadoğu'da barış sürecini sekteye uğratacağına dikkati çeken Erdoğan, bölgede barış ve istikrar için 1967 sınırları dahilinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin vücut bulmasının şart olduğunu vurguladı.
BM KARARINI HATIRLATTI
İsrail'in 1980'de aldığı Kudüs'ü ilhak kararının, uluslararası toplum ve Birleşmiş Milletler tarafından reddedildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müslümanlar için de kutsal bir şehir olan Kudüs'ün, İslam ülkeleri için son derece hassas bir mesele olduğuna işaret etti. Görüşmelerde, Kudüs'ün statüsünü değiştirmeye yönelik her teşebbüsün İslam dünyasından tepki göreceği, barış ve istikrarı olumsuz etkileyeceği ifade edildi.
OLAĞANÜSTÜ TOPLANTI
Türkiye'nin İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüştüğü liderleri, İslam ülkeleri arasında ortak hareket edilmesi ve koordinasyonun sağlanması için 13 Aralık Çarşamba günü İstanbul'da toplanacak olan olağanüstü zirveye davet etti.
DÜNYAYA ÇAĞRI
Peygamberler şehri 'Karşılıklı özveriyle Kudüs'e sahip çıkalım
Cumhurbaşkanı Erdoğan İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve dönem Başkanı sıfatıyla da dünya kamuoyuna çağrıda bulundu. Erdoğan "Türkiye Cumhuriyeti Devletinden Dünya Kamuoyuna Kudüs Çağrısı" adı altında yayımladığı çağrısında şunları söyledi:
Üç semavi dinin kutsal mekânlarının bir arada yer aldığı, ilk kıblemiz Harem-i Şerif'in kalbinde her daim nur gibi parladığı, Peygamberler şehri Kudüs'ün kutsiyetinin müdafaası ve tarihi statüsünün muhafazası sadece Müslümanların için değil tüm insanlık için önemli bir görevdir. Bölgemizle birlikte tüm dünyada, vicdanın, adaletin, karşılıklı saygının tesisinin ve sürdürülebilmesinin mihenk taşı, Kudüs'e sahip çıkabilmektir.
Tarihte, Kudüs'ün özel dini yapısına ve bundan kaynaklanan mahremiyetine saygı duyulmadığında ne kadar acılar çekildiğinin pek çok örneği vardır. İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Kudüs'ün merkezinde olduğu bölgede,yeni ve bitip tükenmek bilmeyen bir trajedi yaşanmaya başlanmıştır. Kudüs'te, Filistin'in BM kararlarıyla defalarca tasdik olunmuş haklarını yok sayan her adım, farklı dinlere mensup insanların bir arada yaşama idealine vurulmuş çok ağır bir darbedir.
Erdoğan çağrı yapmıştı! Çarşamba günü Kudüs için toplanılıyor
Bölgedeki huzur ve güvenliğin şartı olarak gördüğümüz 1967 sınırlarında, başkenti Kudüs olan, egemen ve bağımsız Filistin devleti talebinden vazgeçilebilmesi asla mümkün değildir. ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararı, sadece BM kararlarına değil, Kudüs'ün asırlara sâri kadim karakterine de aykırıdır. Dolayısıyla bu adım, uluslararası hukukla birlikte, tarihi ve sosyal gerçeklerin hiçe sayılması anlamına gelmektedir. İsrail'in Kudüs'ü ilhak kararı, bu çerçevede yaptığı tüm işlemler ve uygulamalar nasıl hiçbir zaman kabul görmemişse, bu açıklama da aynı şekilde gerek vicdan, gerek hukuk, gerek tarih önünde hükümsüzdür. Herkes için barış, ancak Doğu Kudüs, Batı Şeria, Gazze'deki İsrail işgali sona erdiğinde ve Filistinliler kendi yurtlarında hür olabildiğinde mümkün olacaktır.
İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve Dönem Başkanı olarak, tüm dünyaya bu ve bu tür tüm gayrihukuki adımların karşısında durularak, gelecek nesillerin barış ve güvenliğine sahip çıkılması çağrısında bulunuyorum. Henüz Filistin devletini tanımamış ülkelerin artık bu önemli adımı atmalarının, bölgede aklıselimi ve adaleti ayakta tutacak bir dengenin sağlanabilmesi bakımından zaruri hale geldiğini düşünüyoruz. Bugün, haklı davalarında Filistin halkının ve Kudüslülerin yanında olmak her dinden, her milletten, her inançtan sağduyu ve vicdan sahibi tüm insanların ortak vazifesidir.
İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve Dönem Başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Cumhurbaşkanı sıfatıyla, ABD'yi bölgede kaosu tetikleyecek bu adımdan vazgeçmeye, İsrail'i de barışa ve huzura katkı sağlayacak politikalar izlemeye davet ediyoruz.