Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile ortak basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısında ilk olarak söz alan Çipras, "Ülkemizin darbecilere destek vermeyeceği bilinmeli. Yunanistan mahkemeleri kararını bağımsız şekilde verir" ifadelerini kullandı.
"TÜRK-YUNAN İLİŞKİLERİNDE YENİ BİR SAYFA AÇALIM"
"Sayın Cumhurbaşkanı'na tekrar teşekkür etmek istiyorum" ifadelerini kullanan Çipras, "Biz uzun süredir ekonomik kriz yaşıyoruz. Yunanistan için 2018 yılında Türk-Yunan ilişkilerinde yeni bir sayfa açılmasını çağrısında bulunuyorum. Bu olumlu atmosfer çerçevesinde iki ülke arasında en iyi havanın yakalanması için çaba sarf etmek durumunda olduğumuzu düşünüyorum. Sizi yeni bir sayfa açmaya davet ediyorum. Bu ziyaret ilişkilerimizde yeni bir başlık açabilir" şeklinde konuştu.
"TARİHİ BİR GÜN YAŞIYORUZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, düzenlenen basın toplantısında, "Bu mekana yabancı değilim, başbakanlığım döneminde birkaç kez geldim. Merhum Celal Bayar'dan 65 yıl sonra bu ilk resmi görüşme. Gerçekten tarihi bir gün yaşıyoruz. Bu ziyareti iki ülke için önemli görüyorum" ifadelerini kullandı.
"YUNAN YARGISINA ÇAĞRI: GECİKMİŞ ADALET ADALET DEĞİLDİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamasına şöyle devam etti:
Türkiye uzun zamandır eli kanlı çetelerle mücadele ediyor. Yunanistan'da bunlara yabanncı değil. 17 Kasım terör örgütünün buralarda neler yaptığını biliyoruz. Son dönemde Yunan güvenlik birimlerinin attığı adımları takdirle karşılıyoruz.
250 insanımızı şehit eden FETÖ militanlarının adaletle yüzleşmesi çok önemli. Yunanistan'a kaçan firari darbecilerle ilgili Yunan yargısına çağrım var. O da şudur: Gecikmiş adalet, adalet değildir. Lütfen bu konuyla ilgili kararı, gerekirse Adalet Bakanlarımız da devreye girmek suretiyle görüşerek, Türkiye'de biliyorsunuz işkence, idam söz konusu değil, bunların Türkiye'ye iadesi de mümkündür. Çünkü bunlar bir darbe gerçekleştiren kişilerdir.
"LOZAN SADECE EGE'Yİ Mİ KAPSIYOR?"
Müslüman azınlıkla ilgili, şuradan girmemde fayda var: Son zamanlar gündeme gelen Yunanistan'daki Lozan'la ilgili tanım: Bu işi iyi anlamak gerekiyor. Lozan 11 ülkenin katılımını kapsayan bir anlaşmadır. Belkide şaşıracaksınız. Lozan'ın kapsamında, Japonya, İngiltere, Fransa var. PEki, Lozan sadece Ege'yi mi kapsıyor? Batı Trakya'daki azınlıkların hukuku yok mu? Bu azınlıkların hukukunu bu anlaşmayla nasıl teminat altına alacağız. Bunların hukukunu araştırmak, korumak Yunanistan'daki hükümetin görevi.
Patrik yurt dışına çıkmak istese Lozan'a göre Eyüp Kaymakamlığı'nın izni ile çıkabilirdi, biz bunu bir tarafa koyduk, önünü açtık. Batı Trakya'da atanmış bir baş müftü var. Ama biz atanmışla değil, seçilmişle bu işi yapıyoruz. 15 yıldır buradaki bütün arkadaşlarıma hep bunu söyledik ama netice alamadık. Bu da Lozan... Lozan'ı hemen Ege'ye hasledip işi bitirmeyelim. Bizim toprak bütünlüğü ile ilgili bir sorunumuz yok.
Benim ülkemde bugüne kadar Hristiyanların kilisesi ile ilgili bir sorun yaşamadık. Bakın şu an Sümela Manastırını yapıyoruz. Tüm Hristiyan dünyasının hizmetine sunacağız. Onlara neden burada ibadet yapıyorsunuz diye soran yok.
KIBRIS MESELESİ
Bir diğer konuda özellikle anavatan ve garantör Türkiye olarak Kıbrıs meselesi. Ben bu meselede aktif rol oynamış bir siyasetçiyim. Davos'taki bir görüşmeden Kofi Annan, bana bu konuda ne düşünüyorsunuz dediğinde ben gel beraber çözelim dedim. O da ben üç kere denedim olmadı dedi. Bende gel 4.'sünü beraber yapalım dedim. Sonuçta çalışmalara başladık. Final çalışmasını İsviçre'de yaptık. O zamanki Yunanistan Başbakanı ile Güney Kıbrıs tarafı masadan çekilmek istedi. Kofi Annan, 'Ben söz verdim' dedi. Referandum yapıldı ve oradan AB'ye girdi Güney Kıbrıs... Yoksa o ana kadar böyle bir şansları yoktu. O süreci de ben yaşadım. Bakın yine İsviçre'de yine bir araya gelindi. Sonunda masadan kim çekildi? Güney Kıbrıs çekildi.
"YENİ BİR DÖNEM DİYORSAK, ADANIN GERÇEKLERİ İLE İLGİLİ ADIMLARI ATMAMIZ LAZIM"
Kaçamak yollara başvurup yine olmadı diyorlar. Aynı şekilde Ege'deki meselelerde, görüşmeler falan... Biz bundan kaçmıyoruz, biz her zaman bu görüşmeleri yaparız. Ama asıl mesele adil olalım. Birde çözüme odaklanıp, bardağın boş tarafı ile uğraşmayalım. Eğer dolu tarafıyla uğraşmazsak zaman kaybederiz. Yeni bir dönem diyorsak bu şekilde, adanın gerçekleri ile ilgili adımları atmamız lazım. Bir diğer önemli adım da şu: 3 milyonu aşkın mülteciyi ülkemizde barındırıyoruz. 30 milyar dolar para harcadık. AB ise malesef verdiği destek, Kızılay'a 900 milyon avro, verdikleri söz ise 6 milyar avro destek vereceklerdi, bu para gelmedi. Sözü verdiler, sözü yerine getirmediler.
TRUMP'IN SKANDAL KUDÜS KARARI
İİT olarak İstanbul'da bir zirve yapacağız ve oradan bir sonuç bildirgesi çıkacak. Trum'ın Kudüs açıklaması uluslararası hukukun ayaklar altına alınmasıdır.
SORU CEVAP
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çipras'ın açıklamalarının ardından şu ifadeleri kullandı:
"MİNDERDEN KİMLERİN KAÇTIĞINI BİLİYORUM"
Batı Trakya'daki baş müftü konusunun atanmış ya da seçilmiş olması ciddi bir yaradır. İnanıyorum ki Sayın Başbakan bu konuda gerekeni yapacaktır. Bir diğer konu ise özellikle mülteciler meselesine yönelik. Teknik boyutu çok ileri derecede. Atacağımız diğer adım Kıbrıs konusunda da adil ve kalıcı bir çözümü bulmamız gerekiyor. Yaşı itibariyle 43 yıldır bu sorunun devam ettiğini söyledi, bende 63 yaşındayım... Bu sorun yıllardır sürüyor. Bu konuda minderden kimlerin kaçtığını biliyorum. Belgelerini verebilirim. Bir diğer konu, asker bulundurma konusu. Oradaki referandumda kim ters hareket etti ve bugünlere geldik. Anna planı uygulanmış olsaydı bu durum gelmemiş olurdu. Temenni ederim ki bu işi çözüme kavuştururuz.