Canikli, Başbakan Binali Yıldırım'ın İngiltere temaslarına eşlik etmek üzere bulunduğu Londra'da gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Milli Muharip Uçak TF-X'in Türkiye için önemli bir proje olduğunu belirten Canikli, "Olabilecek en kısa süre içerisinde bütün aşamalarını gerçekleştireceğiz. Hiçbir gecikme olmayacak. Tarih vermeyeyim ama şu anda temel hedefimiz 2023'te havalandırmak." dedi.
"TEKNOLOJİ TRANSFERİ İÇİN DESTEK ALIYORUZ"
Projenin esas itibarıyla Türkiye'nin ihtiyacı olarak ortaya çıktığını ifade eden Canikli, birçok ülkeden teknoloji transferi anlamında destek alındığını, İngiltere'nin de bu çerçevede projeye dahil olduğunu söyledi.
Canikli, henüz net olmamakla birlikte İngiltere'nin de bazı ihtiyaçlarını bu projeden karşılama ihtimalinin gündeme geldiğini de kaydetti.
"İngiltere'nin de kendi savaş uçağının bir kısmını ez azından karşılaması halinde, çok daha sofistike bir ürün olarak ortaya çıkar. O açıdan önemli." diyen Canikli, motorla ilgili çalışmaların ise birkaç farklı kanaldan yürütüleceği bilgisini verdi.
Çok sayıda platformda aynı anda yürütülen çalışmaların projelerin tamamlanmasına daha büyük katkı sağladığını vurgulayan Canikli, "Tek bir firmaya, tek bir ülkeye bağlı kaldığınız zaman projenin belli bir aşamasında farklı sıkıntılarla karşı karşıya kalabiliyorsunuz. A ülkesi, B firmasıyla falan alakası yok. Projenin 3. yılında, 4. yılında geldiğiniz o noktada tek bir firmayla çalışıyorsunuz. Yani alternatifi yok firmanın. Tabii bu elini bize karşı güçlendiriyor. Büyük, önemli, stratejik, uzun vadeli projelerde özellikle teknoloji transferini de istediğimiz projelerde yedekli çalışmak lazım." diye konuştu.
TEKNOLOJİYE SAHİP OLMAK İSTİYORUZ
Türkiye'nin benzer bir yolu hava savunma sistemi konusunda da izlediğini anlatan Canikli, S-400 füze sistemi alımının da bu bağlamda gündeme geldiğini söyledi. Bir yandan da Eurosam ile füze sistemi geliştirme, üretme ve kullanma yoluna gidileceğini ifade eden Canikli, "Bizim amacımız kesinlikle Türkiye'nin bu teknolojiye sahip olmasını sağlamak. Birinci hedefimiz bu." görüşünü dile getirdi.
S-400 FÜZE SİSTEMİ
S-400 füze sisteminin de Türkiye'ye 2019'da geleceğini belirten Canikli, "Sorun yok. O iş bitti. Sayın Cumhurbaşkanımız da söyledi. Kullanıma ilişkin bütün kontrol bizde olacak. Dost düşman tanıma sistemi de değiştirilecek. Dolayısıyla NATO unsurları için herhangi bir tehdit oluşturmuyor. NATO ile entegre değil ama tehdit oluşturmuyor." diye konuştu.
"Biz bunu daha önce ABD'den istedik, senatodan çıkaramadılar. Alamadık. İhtiyacımız var buna. Balistik füze tehdidine karşı bizim hava savunma sistemine ihtiyacımız var. Bugüne kadar ne ABD'den ne de diğer müttefiklerimizden alabildik." ifadesini kullanan Canikli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Suriye'den füze tehdidine karşı NATO çerçevesinde gelen füze sistemlerinde kullanım hakkı bizde değildi. Hiçbiri. ABD'ninki de Almanya'nınki de İspanya ve İtalya'nınki de. Daha sonra Almanya ve ABD çekti biliyorsunuz. Halbuki risk devam ediyor ama ona rağmen onlar çektiler. Orada kendimizin kontrol edeceği, birinci aşamada, kullanımının tamamen kendimizin kontrol edeceği bu sisteme sahip olmamız. İkinci aşamada da tamamen veya büyük oranda yerli imkanlarla üretebileceğimiz bir teknolojiye sahip olmaktır. Birinci aşama S-400'lerdir. Nerede, ne zaman kullanacağımızın, nereye yerleştireceğimizin kararı tamamen bizimdir."
"KİM BİLİR BELKİ YARIN, BELKİ YARINDAN DA YAKIN"
Suriye'de Türkiye'nin oluşturduğu gözetleme noktalarıyla ilgili bir soru üzerine Canikli, şu ana kadar bunlardan 3 tanesinin oluşturulduğunu, Astana görüşmelerinde alınan karara göre bu sayının 12'ye çıkarılacağını söyledi.
Muhtemel Afrin operasyonunun tarihiyle ilgili bir soru üzerine de Canikli, "Bunu cumhurbaşkanımız söyledi." yanıtını verdi. Canikli bu soru bağlamında, Mehmet Akif'in "Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın." dizelerini hatırlattı.
Canikli, bir soru üzerine Suriye ile ilgili Astana sürecinin başarılı işlediğini belirtti ancak bunun BM çatısı altında Cenevre'de yürütülen sürecin alternatifi değil, ona destek niteliğinde olduğunu vurguladı. Canikli, Astana sürecinin ateşkes konusundaki başarısı sayesinde Suriye'de her geçen gün daha az insanın ölmesinin önemli bir gelişme olduğunu da sözlerine ekledi.