Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 17-25 Aralık'ta hukuk kisvesi altında Türkiye'ye tarihin en büyük tuzaklarından birinin kurulduğunu belirterek, "Bizim dik duruşumuz ve milletimizin feraseti sayesinde bu tuzak başarısız olunca aynı tezgâhı götürdüler ABD'de kurdular. Bizim dostluğumuz ne kadar hasbi ise husumetimiz de o kadar şedittir" dedi. Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan şunları söyledi:
BU YOLDA YÜRÜMEYE MECBURUZ: Gerektiğinde 15 Temmuz'da olduğu gibi ölümün üzerine giderek, gerektiğinde 15 yıldır yaptığımız gibi gece gündüz çalışarak, tehditleri, tuzakları, kumpasları bozarak bu yolda yürümeye mecburuz. Bizim için her seçim sadece bir güven tazeleme değil onunla birlikte yeni bir yol açma, yeni bir vites yükseltmedir. Dünyada ve özellikle de bölgemizde öyle bir değişim süreci yaşanıyor ki eğer hedeflerimizin çıtasını ve çalışma tempomuzu sürekli yükseltmezsek hem kendimizi hem de ülkemizi geriletiriz.
"17 Aralık başarısız olunca aynısını ABD'de kurdular"
TIYNETLERİ ORTAYA ÇIKTI: 17-25 Aralık'ta, hukuk kisvesi altında ülkemize tarihin en büyük tuzaklarından biri kuruldu. Bizim dik duruşumuz ve milletimizin feraseti sayesinde bu tuzak başarısız olunca aynı tezgâhı götürdüler Amerika'da kurdular. Birileri hâlâ FETÖ'nün ağzıyla bizi itham etmeyi sürdürüyorsa, sebebi ancak aynı tuzakta onlara verilen rolü oynamaktır. Aynı çevreler, 15 Temmuz ihanetine hâlâ 'kontrolü darbe' diyebiliyorsa, bu sözü onlara kimlerin söylettiğine bakmak gerek. Bunların NATO'da yaşanan şahsım ve Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk ile ilgili skandal üzerine ilk defa milli bir tavır gösterebilecekleri ümidine kapılmıştık. Maalesef 3 gün geçmeden gerçek tıynetleri ortaya çıktı ve bu hadiseyi de 'tezgâh' diye yaftalamaya başladılar. Biz FETÖ'yü vatanımızdan söküp attık ama görüyoruz ki bu örgüt kendi ana vatanında rahatça faaliyetlerini sürdürüyor.
BİZDEN GÖRÜNEN ALÇAKLAR: Bize asıl can acıtıcı darbeler düşmanlarımızdan değil onlarla hareket eden ve zahirde bizden görünen alçaklardan geliyor. Ağaca balta vurmuşlar 'Sapı bendendir' demiş. Devletimize ve milletimize yönelik saldırıların çoğunun gerisinde ya teşvik edici ya da kullanılan olarak ülkemizle bağlantılı çevreleri görmekten üzüntü duyuyoruz. Ama Türkiye bunları da ezip geçerek hedeflerine varabilecek güçtedir. Şimdilik kızıl elmamız, ülkemizi 2023 hedeflerine ulaştırarak dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline gelmektir. Önümüzü kapatmak isteyenlere en güzel cevabı ise yeni yöntemler, yeni imkânlar keşfederek vereceğiz. Çünkü biz bir defa 'Durmak yok yola devam' dedik.
İLİŞKİLERİMİZİ GELİŞTİRMEK İSTİYORUZ: Merkezi Irak Yönetimi'yle uzun zamandır olmadığı kadar müspet bir noktaya geldik. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi çok hayati bir yanlışa sapmamış olsaydı, onlarla da güzel ilişkiler sürdürülüyor olacaktı. Fransa ile de yakın diyalog içindeyiz. Almanya, Hollanda, Belçika gibi ülkeler maalesef bir süredir ırkçılığın pençesine düşmüş durumdalar. Buna rağmen hepsiyle de ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz.
ELİMİZ KOLUMUZ BAĞLI OTURAMAYIZ: DEAŞ'ın ortaya çıkış ve ortadan kayboluş süreci baştan sona muammalarla dolu. DEAŞ'ı temizlediğinizi söylüyordunuz, peki hâlâ silah yüklü TIR'lar niçin kuzey Suriye'ye veya Suriye'ye geliyor? Dert başka. Ona göre de adımlarımızı atacağız. Kimse Türkiye'nin kendi bekasını ilgilendiren bu senaryolar karşısında eli kolu bağlı oturmasını bekleyemez. Fırat Kalkanı Harekâtıyla DEAŞ'ın aslında ne kadar kof bir yapı olduğunu dünyaya gösteren Türkiye olmuştur. DEAŞ Suriye ve Irak'tan neredeyse tamamen kazınıp atıldı. Ancak elinde yüz binlerce vatandaşının kanı olan Esad rejimi hâlâ yerli yerinde durmaktadır.
OYUNCAK DEĞİLİZ: Türkiye'yi küçümseyenlere, NATO toplantılarındaki gibi terbiyesizlikler, diziler, raporlar, gizli açık pek çok mesajla tehdit edenlere mesajımız şudur; Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Her şeyi denediler ama Türkiye'yi teslim alamadılar. Şimdi ülkemizi uluslararası alanda itibarsızlaştırmaya, istikrarsızlaştırmaya, lekelemeye, köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar. Ülkemize yönelik sinsi tehditlerin gerisindeki siyasi ve ekonomik amaçlar apaçık ortadadır. Bu işleri yapanlar sanıyorlar ki her şey kâğıt üzerinde olduğu gibi yürüyecek. Öyle olmayacak. Öyle olmayacağının onlarca mesajını son birkaç yılda verdik. Anlamadıysalar buradan bir kez daha tekrarlayayım: Türkiye öyle sizin oyuncak gibi oynadığınız ülkelerden biri değildir. Bizim dostluğumuz ne kadar hasbiyse husumetimiz de o kadar şedittir.
'SONLARI HÜSRAN OLACAK'
"Bugün bize yaptıklarına yarın kendileri maruz kalanlar aynı mukavemeti gösterebilecekler mi? Hiç sanmıyorum. Güç zehirlemesiyle hareket edenlerin sonu mutlaka hüsran olacaktır. FETÖ gibi, PKK gibi 40 yıllık emeklerinin ürünü örgütleri dahi harcamayı göze aldılar ama yine de neticeye ulaşamadılar. Kendi bütünlüğünü korumakta zorlanan Avrupa Birliği kendince her fırsatta bize parmak sallıyor. En son fonlarda kesintiye gitmişler. Siz önce kendi içinizdeki teröristleri temizleyin. Diğer yöntemlerden de sonuç alamayacaklar. Yeter ki biz, bir olalım, iri olalım, diri olalım, hep birlikte Türkiye olalım. Bunu başardığımızda Akif'in deyimiyle 'Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz. Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz."
'TAYYİP DEDE'DEN GÜLHAN'A OYUNCAK
Cumhurbaşkanı Erdoğan kürsüde konuşurken, Manisa Salihli'den annesiyle gelen 3.5 yaşındaki Gülhan Aydoğdu, "Tayyip dede" diye seslendi. Konuşmasını bölen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Efendim" diyerek küçük çocuğa el salladı. Grup toplantısı sonrasında da Tayyip Erdoğan, küçük Gülhan ve annesi ile fotoğraf çektirdi. Erdoğan, Salihli Kudret Demir Ortaokulu'ndan gelen sporcu çocukları da kabul etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan kendisine "Dede" diyerek seslenen küçük kıza böyle cevap verdi!