Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Myanmar'ı, Arakan'ı yaşıyoruz. Acaba İslam dünyasının bütün ortakları burada aynı hissiyatı duyuyor mu? Duymuyor. Birleşmiş Milletler'de, bu yıl Genel Kurul'da bu işi gündeme getirdik. Genel Kurul'daki bu gündemde devlet başkanı olarak ne yazık ki iki devlet başkanı vardık, bir ben bir de İran. Başbakan olarak sadece Bangladeş Şeyh Hasina, bir de Endonezya'dan Cumhurbaşkanı Yardımcısı, bir de Pakistan Başbakanı vardı. Bu kadar basit mi bu iş?
Biz veren el alan elden üstüdür ilkesiyle hareket ediyoruz. Biz yüzleşemediğimiz her soruna, bizden sonraki nesillere bırakılmış ağır bir yük olarak bakıyoruz.
Erdoğan: Daha bir kadına araba kullandırmıyorsun!
"ELON MUSK İLE GÖRÜŞMEM OLDU, BAKTIM ÇOK HEYECANLI..."
Yüksek teknoloji alanındaki özgün yatırımları ile tüm dünyada dikkat çeken Elon Musk ile bir görüşmem oldu. Baktım çok heyecanlı. Kendisinin vizyonunu, hayallerini bizzat ağzından dinleme imkanım oldu. Gördüm ki her şey bir hayal ile başlıyor. Eğer hayal olmazsa ondan sonra bunu gerçekleştirebilmek mümkün değil. İnsan hayal kurduğu müddetçe yaşar.
"BÖYLE BİR YAPI ADİL BİR YAPI OLAMAZ"
Her inanç grubunun, her etnik grubun yer aldığı bir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kuralım. Dünya kendini Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde görsün. Şu anda dünyanın tüm ülkeleri Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde kendini görmüyor. Böyle bir yapı adil bir yapı olamaz. Bunu görmemiz lazım.
"AVRUPA AÇIK HAVA HAPİSHANESİNE DÖNÜŞÜYOR"
Dış görünüşü, dili, dini, ten rengi farklı olanın, hayat alanının da daraldığına işaret eden Erdoğan, "Avrupa özellikle bu kesimler için giderek bir açık hava hapishanesine dönüşüyor." değerlendirmesini yaptı.
Azim ve kararlılıkla Türkiye'yi yönetmeye devam edeceklerinin altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Batı'daki karamsar tablonun en büyük mağduru Müslüman kadınlar. Başörtüsü yasakları Avrupa ülkelerinde giderek yaygınlaşıyor. Bir dönem ülkemizde olduğu gibi kamusal alan, özel alan kurnazlığı ile Müslüman kadınların hayata katılımları engellenmeye çalışılıyor. Müslüman kadınları evlerine hapsedecek bir anlayış virüs gibi yayılıyor. Bugün çoğu Avrupa ülkesinde bilhassa başörtülü kadınların istihdama katılabilmesi, hatta bazı yerlerde eğitim imkanları önemli ölçüde sınırlanmış durumdadır. Hemen her fırsatta bize demokrasi ve insan hakları dersleri verenler kendi ülkelerinde en temel insan haklarının çiğnenmesine ne yazık ki alkış tutmaktadır. Türkiye, bu adaletsizliğe ve çifte standarda dikkat çeken az sayıdaki ülkeden biri."