Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianame ile örgüt elebaşı Fetullah Gülen, örgütün "emniyet imamı" olan "Kozanlı Ömer" lakaplı Osman Hilmi Özdil, eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi başkanları Ramazan Akyürek ve Ömer Altıparmak, kapatılan Nokta dergisinin eski genel yayın yönetmeni Cevheri Güven ve suç tarihlerinde Vakit gazetesi Ankara temsilcisi olan gazeteci Yener Dönmez'in de aralarında bulunduğu 171 kişi hakkında kamu davası açılmıştı.
Sanıkların, "silahlı terör örgütü kurma ve yönetme", "silahlı terör örgütüne üye olma", "siyasi hakların kullanılmasını engelleme", "özel hayatın gizliliğini ihlal etme", "kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme", "haberleşmenin gizliliğini ihlal etme", "kamu görevlisinin sahteciliği", "nitelikli olarak konut dokunulmazlığını ihlal etme" suçlarından cezalandırılmaları talep edilen iddianamede, örgüt elebaşı Gülen ile çoğunluğu eski istihbaratçı polis olan sanıklar arasındaki iletişime dair detaylar da anlatıldı.
Örgüt mensubu emniyet çalışanları ile ilgili bilgilerin Gülen'e notlarla iletildiği ve Gülen'in örgüt üyelerine bazı talimatları bu yöntemle verdiği belirtilen iddianamede, örgüt üyelerince Gülen'e yazılan bir mektuba da yer verildi.
"MUHTEREM EFENDİM"LE BAŞLAYAN MEKTUP
Emniyet Genel Müdürlüğü ekiplerince soruşturma kapsamında ele geçirildiği ifade edilen mektubun, "Muhterem Efendim" şeklinde başladığı, "Arz ederim" diye bittiği ve örgüt elebaşı Gülen'e sunulduğu kaydedildi.
FETÖ'nün 17-25 Aralık kumpasının ardından yazıldığı anlaşılan mektupla, FETÖ ile bağlantıları nedeniyle görevden el çektirilen 420 emniyet müdürünün durumları hakkında örgüt elebaşına bilgiler aktarıldı. Bu isimler arasında, Ali Fuat Yılmazer, Anadolu Atayün, Ayhan Falakalı, Cihangir Çelik, Recep Güven, Hami Güney, Ramazan Akyürek gibi FETÖ soruşturmalarından kamuoyunun tanıdığı isimler de yer aldı.
Kamu görevinden uzaklaştırıldıktan sonra haklarında soruşturma başlatılan bazı örgüt üyelerinin maddi olarak desteklendiği ve göreve geri dönmek için dava açılmasının teşvik edildiği görülen mektupta, bazı FETÖ üyesi eski emniyet mensuplarının da "gaybubet" adı verilen örgütün saklanma evlerinde olduğu ifade edildi.
Gaybubet evlerinde olan örgüt üyelerinin, örgüt ritüellerini devam ettirdiği belirtilen mektupta, FETÖ elebaşı Gülen'e ait kitaplardaki mesajların "Tango" ve çeşitli iletişim programlarıyla örgüt üyelerine gönderildiği anlatıldı.
Örgüt üyelerinin dağılmaması için ailelerinin de sohbetlere dahil edildiği kaydedilen mektupta, söz konusu örgüt üyelerinin okul çağındaki ve evlilik yaşındaki çocuklarının da takip edildiği aktarıldı.
Mektupta, darbe girişiminden sonra tutuklanan ve FETÖ üyeliği iddiasıyla yargılanmasına İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edilen Nazlı Ilıcak'tan da bahsedildi.
Mektubun eski emniyet müdürü Yılmazer'e ayrılan kısımında, 2014 yaz aylarında tutuklanmasının ardından "Halim" isimli örgüt üyesiyle aynı cezaevinde kaldığı ve adına sosyal medya hesabı açıldığı anlatıldı.
Selam Tevhid'de Kumpas Davası'nda yargılandığı duruşmanın gergin geçebileceği ifade edilen mektupta Yılmazer'in, "Medyada haklılığımızı Nazlı (Ilıcak) hanımdan başka izah eden yok." dediği aktarıldı