Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Cezaevi Yerleşkesi'nde yapılan duruşmaya, sanıklar, avukatları ve yakınları ile TBMM, Başbakanlık, TRT ve diğer müşteki kurumların avukatları katıldı.
Telsiz Muhabere Kısım Komutanı olan eski astsubay Mustafa Turan, 2002'de astsubay olarak görevine başladığını, takım komutanı eski üsteğmen Arif Aydınoğlu'nun 15 Temmuz gecesi tatbikat olabileceğini söyleyerek telsizlerle ilgili sıkıntı olmaması için kendisine gece görev yerinde bulunmasını emrettiğini dile getirdi.
Mesai bitiminden sonra evine gittiğini, saat 21.40'ta birlikten arandığını ve "harekat yıldırım" kodlu mesaj geldiğinin söylendiğini anlatan Turan, mesajın kaydedilmesi ve nöbetçi amirine teslim edilmesini söylediğini, ikinci mesajın gelmesi üzerine saat 22.00 civarında birliğe gittiğini belirtti.
İkinci mesajda, "Genelkurmay Karargah Sorumlusu Tuğgeneral Mehmet Partigöç" yazdığını ifade eden Turan, saat 22.25'te 25 sayfalık bir mesaj daha geldiğini, mesajları nöbetçi amir Haydar Aktaş'a götürdüğünü, birinci sicil amiri Aydınoğlu'nu da "Komutanım tatbikattan daha sıkıntılı bir durum var. Birliğe gelmeniz uygun olur." diyerek birliğe çağırdığını kaydetti.
Aydınoğlu'nun darbeye karşı beyanları olduğunu ifade eden Turan, "Arif Aydınoğlu, alay komutanının emirlerinin geçersiz olduğunu söyleyerek, Ahmet Hatip yarbayın emirleri geçerli." diye emir verdiğini, kendisinin de darbeye karşı tavır sergilediğini öne sürdü.
Kendisi ile benzer görevde olan başka davalardaki sanıkların tutuksuz yargılandığını, o gece yaşadıklarını "yalansız" bir şekilde anlattığını iddia eden sanık Turan, tahliye talebinde bulundu.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Murat İlhan, "Yalan yok diyorsunuz ama hepiniz farklı farklı anlatıyorsunuz." diyerek sanıklara tepki gösterdi.
TELSİZDEN DARBE ANONSU
Sanık Turgut Erdoğan, 15 Temmuz'da Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı 3 numaralı nizamiyede nöbetçi astsubayı olduğunu ifade etti.
Sabah yapılan nöbet toplantısında, nöbetçi amiri Haydar Aktaş'ın "Gözünüzü dört açın" dediğini ve nöbetçilere "Gece 3'te araç gelse ne yaparsın?" diye sorduğunu anlatan Erdoğan, "Ben de 'komutanım o saatte araç gelmez' dedim. Tekrar sorması üzerine 'gerekeni yaparız' dedim. Çıktıktan sonra tatbikatla ilgili konuşmalar oldu." diye konuştu.
Erdoğan, saat 21.00'e kadar olağan dışı bir durum yaşanmadığını, telsizden tatbikat diye anons geçilmesi üzerine birlik personelinin alaya gelmeye başladığını belirtti. Nöbeti görevi gereği, birliğe gelenlerin kimlik kontrolü yapılarak içeriye aldığını ve dışarı görev kağıdı olmadan çıkmaya çalışan bir aracı da geri çevirdiğini söyleyen Erdoğan, daha sonra gelen konvoya da nöbetçi amiri Aktaş'ın talimatıyla çıkışına izin verdiğini belirtti. Erdoğan, konvoyun TRT'ye gittiğini ise ertesi gün öğrendiğini iddia etti.
"HERKES GÖREVİNİ YAPSIN"
Saat 23.30'da telsizden, "TSK yönetime el koymuştur, herkes görevini yapsın" anonsu geçildiğini anlatan Erdoğan, 15 Temmuz'da nöbetçi olduğu için sanık durumuna düştüğünü, nöbetinin bir ay öncesinden teamüllere göre ayarlandığını öne sürerek tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Eski astsubay Hasan Enes Aydos, 14 Temmuz'da cephane dağıtım noktasında nöbetçi olduğunu, gelen 9 binden fazla mühimmatı görevi gereği tutanakla teslim aldığını beyan etti.
Perşembe nöbetçi olduğu için cuma günü izinli olduğunu dile getiren sanık Aydos, 15 Temmuz'da birlikten aranması üzerine gece 01.00 sularında birliğe gittiğini aktardı.
Aydos, "Ben hiç kimseden kanunlara ve nizamlara aykırı bir emir almadım, uygulamadım." savunmasını yaparak tahliye talebinde bulundu.
Duruşmaya, sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam ediliyor.