FETÖ'nün Erzurum'daki mahrem asker yapılanmasına yönelik 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Aralarında askeri doktor, rütbeli asker, mahrem imam ve eşlerinin de bulunduğu 11'i tutuklu 27 sanık hakkında 'silahlı terör örgütüne üye olmak' ve 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme' suçlarından 7.5 yıldan, ağırlaştırılmış müebbete kadar hapis cezası istendi.
RÜTBELİ ASKERİ PERSONELE İMAMLIK YAPIYORMUŞ
Rütbeli askeri personele imamlık yapan Yrd. Doç. Dr. İ.Y. ile asker eşlerine sohbet veren Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı araştırma görevlisi eşi H.Y. itirafçı oldu. Mahrem asker yapılanması ile ilgili detaylı bilgiler veren itirafçı eşlerden Yrd. Doç. Dr. İ.Y., iddianamedeki ifadesinde şunları anlattı:
"GÜNDÜZLERİ İTALYAN ARTİSTLERİ GİBİ OLUN"
"Mahrem yapılanmada asker öğrencileri teslim alma usulu söz konusudur. Bana teslim edilen ilk öğrenciyi önce keyfiyet bakımından ve bağlılık derecesini ölçmek için tartardım. Bunda bazı kriterler geliştirmiştim. Çünkü öğrenci teslimi sırasında bana herhangi bir dosya veya not vermezlerdi. Sadece bu kişiyi teslim sırasında keyfiyetine dair genel bilgiler verir birlik, beşlik şeklinde almış olduğu notu söylerlerdi. Ben, orta üçte iken cemaatle tanışan askerlerin oldukça bağlı olduğunu gördüm. Sözleşmelilerin veya liselilerin ise onlar kadar derin bir bağı yoktu. Bir kişiyi külliyatı okuyup okumadığı, pırlanta serisinden en aşağı 10 kitap okuyup okumadığı, tecvit ve Kuran-ı Kerim'i bilip bilmediğini sorgulardım. Eğer bilmiyorsa benim için boş bir insandı. Her toplantım sırasında kişinin maneviyatını artırmak için okumalar yapardık. Bu kadar yoğun dini ders yaptıktan sonra o kişinin gündelik ve mesleki yaşantısında ilgi çekmemesi için Fetullah Gülen'in 'Gündüzleri İtalyan artistleri gibi olmanız lazım' sözünü öğütlüyordum. Askeri lise kökenli olanlar ilgi çekmemeyi başarıyorlardı. Ben teğmen pozisyonunda olup, bekar olanlar ile ilgileniyordum. Aynı grup içerisinde olan veya aynı yerde çalışanları birlikte derse alıyordum. Derslerin zamanını öğrenciler kendi iş durumlarına göre ayarlıyorlardı. Aynı devrede olanlar birlikte toplantıya giriyorlardı. Evleri ben değil, İsrafil bey kiralayıp, ayarlamıştı. Toplantılar sırasında dini dersler yanında müdür yardımcısı istediği taktirde aynı birlikte çalışan A şahsı ya da B şahsını öğrencilere bildirir, onun nasıl bir kişi olduğunu İsrafil'e söylerdim. Bu kişilerin fotoğraf ya da başka bir şekilde kayda alınmasına ilişkin bir talimatı doğrudan vermedim. Ancak üç öğrenciye İsrafil veya Cevdet kodlu Ahmet Ö. bu yönde talimat vermiş. Onların talimatı yerine getirip bana verdikleri fotoğrafları da İsrafil'e verdiğimi hatırlıyorum."