Silivri'de görülen 15 Temmuz Şehitler Köprüsü davasında savunma yapan erlerden biri, çatışmanın ortasında uyuduğunu söyleyince mahkeme başkanı isyan etti: "O gece kimse uyumadı. Buradaki kahramanlar uyumadı, bazı kişiler kahve içerek televizyon izledi ama onlar da uyumadı. Sen uyudun öyle mi."
'NASIL DUYMADIN?'
Darbe girişimi sırasında Şehitler Köprüsü'ndeki kanlı olaylara ilişkin davada dün ikinci duruşma yapıldı. Tutuklu sanık Abdullah Kıztanır, terhisine 17 gün kala darbe girişimi olduğunu belirterek, "Ahmet Taştan (Binbaşı) havaya ateş ediyordu. Turgay Yarbay (Ödemiş) 'Asla acımak yok' diye bağırıyordu. İbrahim Gül (Astsubay Başçavuş) 'Artık şehit vermeyeceğiz, 800 şehidin hesabını soracağız' diyordu. Yanımda vuruldu. Unimog'un altına girdim. Sabaha kadar orada saklandım" diye konuştu.
Kimseye ateş etmediğini ve suçsuz olduğunu savunan Kıztanır'a mahkeme başkanı Taner Akıncı, halka ateş edenlerin kimler olduğunu sordu. Abdullah Kıztanır kimseyi görmediğini söyleyince Akıncı, "Sabaha kadar çatışma oluyor ve sen bir şey görmüyorsun öyle mi?" diye konuştu.
'KAÇAN OLURSA KAFASINA SIKILACAK'
Tutuklu Er Ahmet Işık ise, Kuleli Askeri Lisesi Okul Komutanı Albay Mürsel Çıkrıkçı'nın "Akşam tatbikat yapılacak, kaçan olursa kafasına sıkılacak" dediğini, Binbaşı Ahmet Taştan'ın "Sıkıyönetim ilan edildi" dediğini aktardı. Sanık Işık da gece boyunca Unimog aracın altında saklandığını, ateş edenlerin kimler olduğunu görmediğini öne sürdü. Bunun üzerine müşteki avukatlarından Yasin Şanlı, "Size cezaevinde böyle ifade vermenizi mi söylüyorlar?" diye sordu.
'BU KAHRAMANLAR UYUMADI AMA'
Er Ahmet Turan Çiftçi ise havaya ateş edenleri gördüğünü ancak halka ateş edenleri görmediğini savundu. Köprüde iki polisi Binbaşı Ahmet Taştan'ın kelepçelediğini belirten Çiftçi şunları söyledi: "Bir bayan üzerimize doğru geliyordu. Ahmet Taştan 'Git buradan' diye bağırdı. Havaya ateş etti ve telefonunu alıp attı. Halk üzerimize doğru geldi. Bir motosikletçi üzerimize gelirken canlı bomba diye bağırdılar. Motosikletlinin yere düştüğünü gördüm. Ben havaya ateş ettim. Kimseyi vurmadım." Çiftçi, Er Kurtuluş Kaya vurulunca komutanın "Bu arkadaşınız ateş etmediği için öldü" dediğini, ancak bunu hangi komutanın söylediğini de bilmediğini savundu.
Sanık Er Çiftçi'nin, Unimog aracın içinde uyuduğunu söylemesine sert tepki gösteren mahkeme başkanı Taner Akıncı ise "O gece kimse uyumadı. Buradaki kahramanlar uyumadı, bazı kişiler kahve içerek televizyon izledi ama onlar da uyumuyorlardı. Sen uyudun öyle mi?" dedi.
Motosikletiyle yaralıları taşırken şehit Yılmaz Ercan'ın babası Melih Fuat Ercan da, "Çocuğumun üzerinde 9 mermi çıktı. Benim çocuğum o gece 30-40 tane çocuğumuzun hayatını kurtardı. Benim oğlum 10 yıl önce Şırnak'ta askerlik yaparken sizin yaşamanız uğruna mermi yemişti. Benim çocuğuma mermi sıkanı, bu arkadaş ve yanındaki köpekler biliyor" diyerek oğlunu kimin vurduğunu sordu. Er Çiftçi ise motosikletli şehidi vuranı da bilmediğini iddia etti.
Söz alan gazi Sebahattin Ünal, "Savaş anında bile yaşlılara, sabilere silah sıkılmaz. Biz tekbir getiriyorduk, elimizde de bayrak vardı" dedi. Mahkeme başkanı Taner Akıncı'nın, "O dediklerin Türk askeri için geçerli. Bunlar tekbir ve Türk bayrağı görünce vuruyor" sözleri salonda alkışlandı. Gazi Bayram Aydın ise, kedisinin de askerde keskin nişancı olduğunu, sanık erlerin halkın üzerine hedef alıp ateş ettiklerini söyledi.
'EN AĞIR CEZAYI ALSINLAR'
Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda tutuklu sanık kısa dönem er matematik öğretmeni Ali Alanay, ağlayarak ifade verdi. Ahmet Taştan'ın kovboy gibi davrandığını söyleyen Alanay, "Yaşananların sorumlusu Ahmet Taştan ve Turgay Ödemiştir. Askerliğimin bitmesine bir hafta kalmıştı. Evlenecektim Başımızdaki komutanların en ağır cezayı almasını istiyorum" dedi.
KÖPRÜ SALLANIYORDU ONU DA MI DUYMADIN?
Er Ahmet Turan Çiftçi'ye sorusu olduğunu söyleyerek söz alan gazi Safiye Bayat şöyle dedi: "Ben köprüye ilk çıkan ve askerlerle konuşan kişiyim. Benim yanağımın üzerinden ateş edildi. 2 çocuğumu evde bırakıp geldiğimi anlatıyordum. 'Öldürelim mi komutanım' dediniz. Ben köprüye giderken tanktan ateş ediliyordu. 'Hiçbir şey görmedik duymadık' diyorlar. Köprü ayağımın altında sallanıyordu. Bunu da mı duymadın? Ahmet Taştan'ın bana 'Seni vururum git' dediğini de mi duymadım" Sanık Er Çiftçi sorulara "Bilmiyorum, görmedim" diye cevap vermekle yetindi.