Atatürk'ün söylemlerinde de var. Musul vilayeti Misak-ı Milli'nin içerisindeydi. Ancak yeni dayatmalar nedeniyle Lozan'da bu konu çözülemedi. Çünkü yorgun ve güçsüzdük o dönemde.
Savaştan yeni çıkmıştık. 1923'te Kerkük ve Musul'u da kapsayan bu bölgede bir halk oylaması yapılması gündeme geldi. O dönemde Kerkük ve Musul'da nüfus olarak büyük oranda Türkmen ağırlığı vardı. Ayrıca Kürtler ve Araplar da Türkiye'yi istiyordu.
Bu yüzden referandum yapılmasın istendi. Birleşmiş Milletler bir hat çizdi ve Kerkük ve Musul Irak'a bırakıldı.
KERKÜK MİSAK-I MİLLİ SINIRLARI İÇİNDE
Türkiye niye bu konuda ısrarcı olmadı?
Savaştan yeni çıkılmıştı. Yeni bir ülke kuruluyordu. Belki de Musul ve Kerkük için bir savaşa girmek gerekiyordu. O ortamda bütün bunlar göze alınamadı. Hatta Atatürk bir konuşmasında "şimdi güçlenelim, sonra kıyam ederiz" diyordu. Ömrü vefa etmedi. 1926'da Ankara anlaşması ile Musul vilayeti tamamen Irak'a bırakıldı. O zaman Irak İngiliz mandası altındaydı.
Türkiye Musul ve Kerkük konusunda elimiz kolumuz bağlı mı? İkili anlaşmalar bize hiçbir hak tanımıyor mu?
Şimdi bu konuyu konuşuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuya vurgu yapıyor. MGK'da ikili ve uluslararası anlaşmalara vurgu yapıldı. Nedir bu referans. 1926 ve 1946 yıllarında Irak ile anlaşmalar yapıldı. Ankara Anlaşması'nın 5. Maddesinde "bu sınırların aynen kalmasını ve korunmasını taahhüd ederler" diyor. Türkiye bu anlaşmanın hükümlerini yerine getirdi. Fakat bölgede Kürdistan devleti kurulursa bu Irak devletinin sorunudur. Çünkü Irak Hükümeti uluslararası anlaşmalarla bağlayıcı olan görevini yerine getirmemiştir. Bölgede kurulacak olan bir Kürdistan devletine müdahale etme görevi Irak devletinindir ve bu görevi yerine getirmesi gerekir. Türkiye ile yapılan anlaşma hükümleri çiğnenmiştir. Artık bizim de müdahale etme hakkımız vardır. Sayın Başbakanımızın da söylediği gibi askeri müdahale dahil her şey masadadır. Bizim Kürtlerle bir sorunumuz yok. Hepsi kardeşimizdir. Ancak bu konu bir milli güvenlik meselesidir.
ERTUĞRUL ÖZKÖK YANILIYOR
Ertuğrul Özkök Cumartesi günü bir yazı yazdı ve "Türkiye Kürdistan'a karışırsa bütün dünya kamuoyunu karşısına alır" dedi. Durum gerçekten böyle mi?
Özkök'e şunu söylemek istiyorum. Irak ile 350 kilometre, Suriye ile 912 kilometre sınırımız var. Türkiye'nin hiç mi hakkı yok bu konuda. Uluslararası anlaşmaları nereye koyacağız? Peki 10 bin kilometre uzaktan gelip Irak'a müdahale eden küresel güçlere neden bir şey denilmiyor? Neden bütün dünya onların karşısında durmuyor? BM dahi işgal gücü olarak kabul etti.
Bütün dünya itiraz ederken İsrail'den Barzani'ye destek mesajları geliyor. Bunun sebebi nedir sizce?
İsrail güçlü bir Irak olmasını hiçbir zaman istemez. İsrail ile olan her savaşta Irak'tan 2-3 ordu destek verdi. Mesut Barzani zamanında başladı İsrail ile ilişkiler. Erbil'deki gösterilerde İsrail bayrakları sallandırılıyor. Barzani ailesi İsrail ile ilişkisini hiçbir zaman gizlemedi ki.
ABD'nin referandum konusundaki açıklamalarını samimi buluyor musunuz?
ABD bu meselede ikili oynuyor. Suriye'de de aynı şekildi Türkiye'yi bu meselede yalnız bıraktı. PYD meselesinde de benzer bir politika izliyor.
Pazartesi günü (bugün) bir geri adım bekliyor musunuz?
Sayın Cumhurbaşkanı'mızın ve Başbakan'ın dediği gibi bu konuda aklı selimin galip gelip bir geri adım atılmasını hala bekliyorum ama şu saatten sonra biraz zor görünüyor.
TÜRKİYE'YE RAĞMEN O ÜLKE YAŞAYAMAZ
Peki geri adım atılmazsa ne olur?
Herkes radarlarını açmış bir müdahale bekliyor. Referandum olursa bunun resmi sonuçlarının çıkması bir zaman alır. Bu bir süreç. Uluslararası kamuoyuna bunu açıklamaları zor. Yakın tarihte bağımsız bir devlet gibi bir gelişme beklemiyorum. Celal Talabani yıllar önce söylemişti. Kürdistan devleti bir rüyadır ve bunun gerçekleşmesi imkansız demişti. Barzani yönetimi mevcut kazanımlarını riske atmamalı. Irak Federal devleti içerisinde Türkiye ile iyi ilişkilerini güçlendirerek sürdürmesi onların da menfaatine.
Türkiye'ye rağmen bölgede bağımsız bir Kürdistan devleti yaşayabilir mi?
İmkansız. Bu bölgenin etrafından İran, Irak, Suriye ve Türkiye var. Yaşama hakkı tanınmaz. Bakın Habur kapısı bir can damarıdır. İranlılar hudutunu kapatma kararı aldı. Bugün Irak'ın Genelkurmay Başkanı Ankara'da. İran Genelkurmay Başkanı da geldi. Bölgede bu konuda görüş birliği var. Barzani referandum yapsa da buradan bir sonuç çıkacağını zannetmiyorum.
IRAK TÜRKMENLERİ ONURLU BİR YAŞAM İSTİYOR
Irak Türkmenleri son gelişmeleri nasıl değerlendiriyor?
Biz Irak toprakları içerisinde huzur ve güven içerisinde yaşamak istiyoruz. Devleti biz yönetelim gibi bir beklentimiz yok. Haysiyetimizle yaşamak istiyoruz. Çocuklarımıza kendi lisanımızı öğretelim. Diğer unsurlar gibi saygı görelim. Kerkük'te 2 Türkmen yönetici var. Diğer 40 müdürün tamamı Kürt kökenli. Bu nasıl oluyor? Hani beraber yaşayacaktık? Kerkük'te asil ve hakiki Kürtler var. Onlar da Irak'tan kopmaya karşı çıkıyor.