Önceki gün, bir kez daha BM salonundaydı ve bu kez çok daha net bir öneriyle dünyaya seslendi:
"Yaşanan insani trajediler, Türkiye olarak 'Dünya 5'ten büyüktür' diyerek sembolleştirdiğimiz BM Güvenlik Konseyi'nin yeniden yapılandırılması çağrımızın haklılığını teyit ediyor. (...) Artık 2. Dünya Savaşı sonrası dünya yok, dünya çok değişti. Öyleyse sadece 5 daimi üyeyle idare edilen bir dünya değil, tüm dünya ülkelerinin görev aldığı dünya ülkeleriyle idare edilenbir BM Güvenlik Konseyi'nin insanlığın vicdanı olacağına inanıyoruz."
BM, sadece Deli Dumrul gibi hareket eden Güvenlik Konseyi'nin 5 üyesi nedeniyle değil, insanlık suçları işlenirken pasif kalması, aldığı kararların arkasında durmaması hatta etik değerleri yitirmesi nedeniyle tartışılıyor, meşruiyeti sorgulanıyor.
Bunu da dünya ülkeleri arasında yüksek sesle dile getiren tek ülke Türkiye.
YALNIZCA TRUMP "DEĞİŞİM" DEDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM'nin reforme edilmesi gerektiğini söylerken, dünya ülkelerini bekleyen tehlikelere de dikkat çekti:
"Tüm dünyanın temsilcileri sıfatıyla bu çatı altında bir araya gelen bizler, terör örgütlerinin cinayetlerine, insani krizlere ve mağduriyetlere engel olacak bir irade ortaya koyamazsak, o zaman herkes başının çaresine bakmanın yollarını arar. Bu anlayışın yaygınlaşması halinde dünyamız yeni bir kaos ve zulüm fırtınasının içine sürüklenir."İlginçtir, bu konuda farklı da olsa yeni bir şey söyleyen ABD Başkanı Trump oldu. Trump, BM'nin bürokratik yapısı ve mali durumunda reform yapılmasını istedi. Bu bile önemli. Peki diğer ülkeler neden suskun? Sadece o ülkeler ve siyasi aktörler değil, aydınlar, savaş karşıtı aktivistler, çevreciler de suskun.
Suskun, çünkü Musa Eroğlu'nun dediği gibi "Bu dünyanın merhameti, yüreği yok." İnsanlığı asıl kaygılandıran da bu. Bu değişmedikçe dünyada ne adaletsizlik ne de zulüm biter.