Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mandarin Otel'de gerçekleşen "TÜRKEN Vakfı Geleneksel Gala Yemeği"nde konuştu.
Sözlerine bir yıllık aranın ardından TÜRKEN ailesiyle tekrar bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek başlayan Erdoğan, artık geleneksel hale gelen bu yemek vesilesiyle salonda bulunanları bir araya getirenlere teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vakıf geleneğinin New York'taki temsilcisi olarak gördüğü TÜRKEN'in her geçen yıl güçlendiğini, Türkiye ile ABD arasında sağlam bir köprüye dönüştüğünü görmenin bahtiyarlığı içinde olduğunu söyledi.
TÜRKEN Vakfının faaliyetlerini bilhassa da gençlerin eğitimine akademik ve ilmi tekamüllerine yönelik hizmetlerini takdirle izlediğini belirten Erdoğan, vakfın kendini sadece öğrenci yurtlarıyla sınırlandırmayarak dayanışma ve yardım etkinlikleriyle de hizmetlerini sürdürecek olmasının ayrı bir memnuniyet kaynağı olduğunu ifade etti.
Erdoğan, 2014 yılından bu yana geçen kısa sürede böylesine anlamlı hizmetlere imza atan vakfın tüm emektarlarını tebrik ederek, "Bugün aramızda Türk öğrencilerinin yanı sıra diğer toplumlardan öğrenci kardeşlerimizin de bulunduğunu memnuniyetle görüyorum. Bu kardeşlerimizle burada hemhal olan ve adeta bir ümmet bilincinin tezahürü olarak meydana çıkan bu gençlik, gelecekte çok daha farklı yükleri, yüklenmek suretiyle inşallah dünyada ses getirecektir." diye konuştu.
Vakfın, Amerika'da yaşayan diğer ülke öğrencilerine de sağladığı desteklere işaret eden Erdoğan, bu kişilerin, dini ve kültürel değerlerini kazanabilecekleri imkanları sunmaya başlamasının bu alanda ABD'de de önemli bir eksikliğin giderilmesi bakımından da faydalı olduğunu kaydetti.
"ŞU KARDEŞLİK TABLOSUNUN HERKESE ÖRNEK OLMASINI TEMENNİ EDİYORUM"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, salonda bulunanlara, "Bu akşam davete icabet eden, teşrifleriyle bizleri onurlandıran tüm öğrenci kardeşlerime bir kez daha 'hoş geldiniz' diyor, her birine en kalbi selamlarımı sunuyorum. Adeta bir Birleşmiş Milletler Genel Kurulu salonunu andıran şu kardeşlik tablosunun herkese örnek olmasını temenni ediyorum." diye seslendi.
Salonda farklı ülkelerden gelen gençleri kökenine, meşrebine, teninin rengine veya siyasi görüşüne bakmadan bir araya getiren, aynı masa etrafında toplayan bu ruhun en büyük güç kaynakları olduğunu vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sevgili gençler, biz çıkarların, menfaatlerin, kirli hesapların bir araya getirdiği insanlar değiliz. Biz muhabbetin, dayanışmanın, karşılıklı saygının buluşturduğu insanlarız. Biz birbirini Allah için seven, Peygamber Efendimiz'in tabiriyle, bir duvarın tuğlaları gibi diğerine kenetlenmiş, 1,7 milyarlık bir kardeşler topluluğunun temsilcileriyiz.
Bilhassa ayrımcılığın arttığı, kin ve nefret atmosferinin yaygınlaştığı zor bir dönemde sizlerin bu muhabbetinizle herkese örnek olduğunuza inanıyorum. Kişisel ve kurumsal networkünüzü genişleterek, yolunuzda ilerlemenizi temenni ediyorum. Burada edindiğiniz hasretler, kök salan dostluklar bir ömür boyu yolunuzu ve ufkunuzu aydınlatacaktır."
"SABIR, İNSANI MAKSADINA ULAŞTIRAN EN HIZLI KILAVUZDUR"
Erdoğan, gurbette tesis edilen dostlukların hasret, çile ve zorluklarla yoğrularak tıpkı "kor ateşle dövülen demir" gibi çelikleştiğini dile getirdi.
Salondaki gençlere, asla yaptıkları şeyleri ve kurdukları dostlukları küçümsememeleri, edindikleri tecrübeleri de asla hafife almamaları gerektiği çağrısında bulunan Erdoğan, "Bizim inancımızda ibadetin bile az da olsa düzenli, sürekli olanı makbuldür. Burada yapılan çalışmalar kimi zaman meyvelerini 10 yıl sonra, kimi zaman 20 yıl sonra, belki 50 sene sonra verecektir ama bugün sizlerin yaşadığı zorlukları sizlerin çocukları, torunları inşallah yaşamayacaktır." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 40 yıldır siyaset yaptığını, ilk gençlik yıllarından beri hayatının mücadeleyle geçtiğini vurgulayarak, "Bu süreçte şu gerçeğe defaatle şahit oldum. Eğitime, kaliteye ve insani ilişkilere yapılan yatırım, her zaman katlanarak geri döner. Okuyan, araştıran, kendi alanında en iyisi olmak için çaba gösteren biri eninde sonunda hedeflerine ulaşır ve bunun da bahtiyarlığını yaşar. Şunu unutmayın: Sabır, insanı maksadına ulaştıran en hızlı kılavuzdur. Onun için sabreden kimse zafere ulaşır. Niyeti sağlam, istikameti muhkem olanın başaramayacağı hiçbir mücadele yoktur." değerlendirmesinde bulundu.
Salonda bulunan öğrencilere örnek olması için dünyaca meşhur bilim tarihçisi Prof. Dr. Fuat Sezgin'in bir anekdotunu anlatan Erdoğan, Sezgin'in ilim çalışmaları yanında ülkeye kazandırdığı İslam, bilim ve teknoloji tarihi müzesiyle farklı bir konuma sahip olduğunu belirtti.
Erdoğan, salondaki gençlerin sabır, azim ve kararlılıkla çalışmalarına devam edeceklerine inandığını vurguladı.
Konuşmasında, yaklaşık iki asırdır ülke olarak yurt dışına öğrenci gönderildiğini belirten Erdoğan, Osmanlı Devleti'nin son döneminde devletin zayıflamasının önüne geçebilmek için idareciler tarafından Batı'ya öğrenci göndermenin bir çözüm yolu olarak görüldüğünü anlattı.
Buradaki amacın Batı'nın ilmini ve fennini almak, yetişmiş insan kaynağı ile devleti çöküşten kurtarmak olduğunu söyleyen Erdoğan, "Niyet son derece samimidir ancak hedeflenen sonuca bir türlü ulaşılmamıştır." diye konuştu.
İlim ve fen tahsili için Batı'ya gönderilenlerin çoğu zaman Batı'nın sadece kültürünü alarak, benliklerini de kaybederek ülkelerine döndüklerini dile getiren Erdoğan, kendilerinden ülkeleri için kurtuluş reçetesi hazırlaması beklenenlerin Batı'nın gönüllü ajanları haline geldiklerini ifade etti.
"BUNLARIN İHANET EDEMEYECEKLERİ HİÇBİR DEĞER, HİÇBİR İLKE YOKTUR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendi milletine tepeden bakan, kendi değerlerinden tiksinen bu sözde aydınların bize verdikleri zararı emin olun düşman dahi vermemiştir. Çünkü bunlar ülkesinin menfaatleri için çalışmak yerine yabancı şirketlerin, devletlerin, kurum ve kuruluşların çıkarlarına hizmet etmişlerdir. Geçmişte Türkiye'nin sanayi hamlelerini daha emekleme aşamasındayken sabote edenlerin bunlar olduğunu görüyoruz. Bu kesimlerin ülkemizin her açıdan dışa bağımlı olması için özel çaba harcadıklarına da şahit oluyoruz. Bunların ihanet edemeyecekleri hiçbir değer, hiçbir ilke yoktur." değerlendirmesinde bulundu.
"BEYNİNİ PENSİLVANYA'DA YAŞAYAN BİR ŞARLATANA İPOTEK ETMİŞ MANKURTLAR"
"Ne yazık ki dün olduğu gibi bugün de benzer kesimlere medeniyet coğrafyamızda çokça rastlıyoruz." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"15 Temmuz gecesi darbe teşebbüsünün faili olan Fetullahçı Terör Örgütü işte böyle bir güruhtur. Beynini Pensilvanya'da yaşayan bir şarlatana ipotek etmiş bu mankurtların neler yapabileceklerini hep beraber gördük, yaşadık, Bunların içinde proflar da var, bunların içinde multimilyarder zenginler de var ama bunların hiçbiri kar etmiyor. Satmaksa, iradeyi ve aklı kiraya vermekse verdiğin andan itibaren işte tablo bu olacaktır. Ruhunu 1 dolara satışa çıkaran bu insan müsveddeleri 15 Temmuz gecesi bize tarihimizin en büyük ihanetini yaşatmıştır.
Devletin namuslarına emanet ettiği silahları kendi milletine çevirmekten ve gerektiğinde kullanmaktan çekinmediler. İşte bütün video çekimleriyle neler yaptıklarını hep izledik, takip ettik, ediyoruz. Bu hainlerin elebaşılarına baktığınızda birçoğunun iyi eğitim aldığını, iyi okullarda okuduğunu, ülkemizin en kritik kurumlarında görev yaptıklarını görüyorsunuz. Eğitim belki cehaleti alıyor ama hainlik, karaktersizlik, soysuzluk baki kalıyor. Vatanına, milletine, kendi bağrından çıktığı topluma aidiyetini kaybedenin varacağı tek yer, unutmayın, ihanet çukurudur. Hiçbir medeni devlet, darbe teşebbüsü gibi demokrasiye ve milli iradeye yapılan bir saldırıyı cezasız bırakmaz. 15 Temmuz gecesi işlenen bu suçun hesabını da bizler hukuk içinde soruyoruz, soracağız. Bundan geri adım atmak yok. Birileri zaman zaman bize akıl vermeye çalışıyor, onlar bu akıllarını kendilerine saklasınlar."
"ALLAH'IN AFFETMEDİĞİNİ KUL OLARAK BİZİM AFFETME YETKİMİZ YOKTUR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin huzuruna kastedenlere, yaptıklarının hesabını sormaya devam edeceklerini vurguladı.
Yaşanan ihanetin milletin yüreğinde açtığı derin yaraya rağmen infiale kapılmadan, intikam hissi gütmeden adaletin tecellisi için sabırla çalıştıklarını anlatan Erdoğan, "Parlamentomuzu bombalayan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni bombalayan, emniyet teşkilatımızın en önemli harekat merkezini bombalayan ve buralarda onlarca, yüzlerce vatan evladının şehit olmasına zemin hazırlayanları kusura bakmasınlar bizler affedemeyiz, Allah'ın affetmediğini kul olarak bizim affetme yetkimiz yoktur." değerlendirmesini yaptı.
İhanetin kimsenin yanına kar kalmayacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türk adaletinden firar ettiklerini düşünen korkaklar bir gün mutlaka döktükleri kanın hesabını vereceklerdir. Yıllarca dünyanın her köşesinde 'hizmet, himmet, diyalog' diyerek örgütlenen bu ihanet şebekesinin foyası ortaya çıkmıştır. Birçok ülke kimi açıktan ve doğrudan, kimi de örtülü olarak Feto konusunda gerekli tedbirleri almaktadır. Elbette dost bildiğimiz kimi ülkelerin sırf Türkiye'ye zarar vermek için örgütü kullanmaya devam ettiğini biz gayet iyi biliyoruz. Nerede, kim, neler yapıyor bunları gayet iyi biliyoruz ama öyle durum var ki sabretmek bizim için bir mecburiyet oluyor. Bugün kısa vadeli çıkarları için örgüte kol kanat gerenlerin yarın bu ihtiyaç ortadan kalktığında neler yapacağını hep birlikte göreceğiz. Çünkü herkes bilir ki akrebin karakteri sokmak, hainin karakteri de ihanet etmektir. Fetocular kimin eteğine yapışırsa yapışsınlar, dünyanın neresine kaçarsa kaçsınlar kullanılma sürelerinin ne zaman dolacağının endişesiyle daima korku içinde, zelil bir şekilde yaşayacaklardır."
Erdoğan, "Doğru yerinden kalkana kadar yalan dünyayı dolaşır." atasözünü hatırlattı.
Söz konusu terör örgütünün yalanlarına değinen Erdoğan, "Bugün birileri şahsıma, AK Parti'ye ve ülkemize düşmanlıkları hasebiyle Fetonun yalanlarının yayılmasına destek veriyor. Örgüt kara propaganda faaliyetlerine hem Amerika'da hem de dünyanın farklı coğrafyalarında tüm hızıyla devam ediyor. Yalanın panzehiri elbette hakikattir. Hakikat güneşinin ışıklarına direnebilecek hiçbir karanlık yoktur." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, bu anlayışla çalışmalarını yürütmeleri gerektiğini belirtti.
Salonda bulunan katılımcılara seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sizlerden bir taraftan derslerinize, eğitiminize eğilirken diğer taraftan da ümmetin ve insanlığın geleceği için tehdit oluşturan bu ve bu tür yapılara karşı mücadele etmenizi özellikle rica ediyorum. Fetonun DEAŞ'tan veya PKK'dan bir farkının olmadığını herkesin görmesi, anlaması gerekiyor. Feto milletimize çektirdiği acılar yanında Amerika'da birçok sahtekarlığa ve usulsüzlüğe de imza atıyor. İşte charter schoolları üzerinden yapılan vurgunun buz dağının sadece görülen yüzü olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Sadece bunu Amerikalı dostlarımız hala anlamadılar veya anlamak istemiyorlar. Bu okullarda yapılan hırsızlıkların da yavaş yavaş ifşa olmaya, basında ve kamuoyunda tartışılmaya başlandığını görüyoruz. Amerikalı dostlarımızın çok uzak olmayan bir gelecekte bu örgütü gerçek yüzüyle göreceklerine inanıyorum. Allah'ın yardımı, milletimizin desteği, sizlerin ve bizlerin ortak çabasıyla bu tehdidin de üstesinden hep birlikte inşallah geleceğiz."
Öğrencilere öğretim hayatı ve vakıf çalışmalarında başarı dileyen ve vakıfta emeği geçenleri tebrik eden Erdoğan, inşası başlayacak hizmet ve yurt binasının öğrenciler için eğitim ve öğretimde bir harekat merkezi olmasını temenni etti.
NOTLAR
Erdoğan'a konuşmasının ardından TÜRKEN Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Behram Turan ile ABD'li öğrenci Sarah Elsayed tarafından tablo hediye edildi.
Hediye takdiminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, vakfın yönetim kurulu üyeleri ve hayırseverlerle aile fotoğrafı çektirdi.