Bangladeş ve Myanmar'ı birbirinden ayıran Naf nehri, katliamdan kaçan Arakanlı Müslümanlara hayat veriyor. Muson yağmurlarıyla bataklığa dönen çamurlu yollarda ölüm kalım mücadelesi veren Müslümanlar, kilometrelerce uzunluğundaki yollarda, kurtarabildikleri eşyalarıyla birlikte umuda doğru yürüyor.
ÖLÜMÜ GÖZE ALIYORLAR
Arakanlılar'ın, yağmur altında aç ve susuz başlayan zorlu yolculuğu, 2 ülke arasında dağlık araziler ve pirinç tarlaları arasında devam ediyor. Yanlarına kurtarabildikleri eşyaları da alan Arakanlılar'ın yürüyüşü günler sürüyor. 2 ülke arasındaki sınırı oluşturan Naf Nehri'ni geçmek için sal ya da küçük botlar kullanılıyor. Derme çatma tekneler sık sık alabora oluyor. Naf Nehri'den mülteci geçişleri devam ederken, sınıra yakın dağlık alanlarda binlerce Arakanlı daha sınırı geçmek için bekliyor.
5 GÜNDÜR AÇ SUSUZ
Uzun bir yolculuğun ardından ailesiyle birlikte Arakan'dan Bangledeş'e sığınan Amir Usman da yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Evimizi yaktılar, binlerce Müslümanı katlettiler. Bangladeş'e geçmek için daha güvenli diye havanın kararmasını bekledik. Karşıya geçerken boğulan çocuklar var. Ormanları aşıp gelenler var. Buraya gelenler de canlarını kurtardı ama 5 gündür tek bir lokma bile yemeyen insanlar var. Yardıma ihtiyacımız var." Arakan'da 25 Ağustos'ta başlayan katliamın ardından Myanmar'dan kaçarak Bangledeş'e sığınan Müslümanlar'ın sayısı 300 bin sınırına dayandı. Gelenlerin yaklaşık 25 bin kadarı bebek... Myanmar-Bangladeş sınırında Arakanlı Müslümanların geçiş noktasına yerleştirilen mayının patlaması sonucu ise 3 sığınmacı hayatını kaybetti. Naf Nehri'ni aşarak Bangladeş'e sığınan mülteciler de Teknaff bölgesinde yol kenarlarında kendilerine ulaştırılacak yardımları bekliyor.
İHH'DAN SICAK YEMEK
İHH İnsani Yardım Vakfı, 45 bin kişiye yardım ulaştırdı. Saldırıların başladığı günden itibaren bölgedeki kamplarda yardım dağıtımı gerçekleştirdi. İHH her gün yaklaşık 2 bin kişiye de sıcak yemek servis ediyor.
Evlerimizi ateşe verdiler
Arakan'da Myanmar ordusunun zulmünden kaçmayı başaranlar, maruz kaldıkları insanlık dışı muameleyi AFP haber ajansına anlattı. Askerlerin camileri kapattığını, sivil görünüşlü, palalı ve molotof kokteylli kişilerin ise katliam gerçekleştirdiğini anlatan 53 yaşındaki öğretmen Master Kemal, "Evlerimizi yaktılar. Canımızı kurtarmak için kaçtık" dedi. Anwara Begum ise kucağında 4 ve 5 yaşındaki çocuklarla birlikte, askerlerin kendisine ateş ettiğini ve kendisini Bangladeş- Myanmar sınırındaki nehre bıraktığını ifade etti. Myanmar'da Müslümanlara yapılan işkence görüntüler de sosyal medya hızla yayılıyor. Aralarında Budist rahiplerin de olduğu radikaller, Müslümanlar'ın gözlerini korkutmak için öldürdüklerini parçalıyor ya da diri diri yakıyor. DIŞ HABERLER
Bir aylık ateşkes...
Myanmar ordusunun, operasyonlara bahane gösterdiği Arakan Rohingya Kurtuluş Ordusu (ARSA), Myanmar'daki eylemlerini bir aylığına durdurma kararı aldıklarını açıkladı. Dün yapılan açıklamada, "Arakan'a insani yardımların ulaştırılması için Maungdaw, Buthiadaung ve Rathedeung şehirlerinde geçici ateşkes ilan ediyoruz. Ateşkes boyunca, bölgedeki krizin kurbanlarına yardımcı olmaları için tüm duyarlı aktörlerin ve yardım kuruluşlarının Arakan'daki girişimlerini destekliyoruz" denildi. Öte yandan Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ da Arakan'da yaşanan insani krize ilişkin açıklamalar yaptı. Bütün dünyayı vazifeye çağırdıklarını belirten Akdağ, şöyle konuştu: "Birleşmiş Milletler'i toplantıya çağırdık. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, onlarca devlet başkanıyla görüştü ama bunların ötesinde yapacaklarımız ve yapabileceklerimiz var. Cumhurbaşkanımız iki gün önce bana talimat verdi. Biz Başbakanlık Afet ve Acil Durum Başkanlığı (AFAD) ve Kızılay olarak kampanya başlatıyoruz. Diğer bazı sivil toplum kuruluşları da kampanya başlattı."