TBMM'de düzenlenen adli yıl açılış resepsiyonuna katılan Başbakan Binali Yıldırım, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Kuzey Irak'taki referandumla ilgili açıklamasına ilişkin bir soru üzerine Yıldırım şunları söyledi? "Sayın Bahçeli ile bu konuları biz konuşuyoruz. Cümle alemin içinde anlatmaya lüzum yok. Aramızda bir görüş farklılığı yok. Bölgesel yönetiminin Kuzey Irak'ta yapmaya çalıştığı referandum kararının çok vahim bir hata olacağını hep söyledik. Bölgede sorunlar hat safhada yeni bir sorun ilave etmenin ne bölgeye, ne de bölge ülkelerine getireceği katkı yok." Başbakan Yıldırım'ın diğer konulardaki değerlendirmeleri ise şöyle:
GETİRİSİNE GÖTÜRÜSÜNE BAKILACAK: (Vatandaşlıktan çıkartma süreci) 3 aylık süreden sonra otomatik vatandaşlıktan çıkma diye bir şey yok. Eğer bir karar alınırsa çıkma yönünde o geçerli olacak. Alınmasa o süre devam edecek. Hukuken Türkiye'ye getirisine, götürüsüne bakılacak. Neticede bu vatandaşlıktan çıkartmakla işledikleri suçun üzerlerine atılı suçtan dolayı lehlerine bir durum ortaya çıkıyorsa ona izin vermememiz lazım. Aksi halde o yönde bir karar alınabilir. Hukuki açıdan hepsinin dosyasının incelenmesi lazım.
PROGRAMIMIZ DENK DÜŞERSE GÖRÜŞECEĞİZ (ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ile yapmayı planladığı görüşmeye ilişkin) Arkadaşlar teknik düzeyde karşılıklı çalışıyorlar. Ne zaman ikimizin programı denk düşerse planlanmış olacak.
DÜNYANIN GELECEĞİ ÇILGIN HAREKETLERE BIRAKILMAMALI: (Kuzey Kore'deki gelişmeler) Dünya ne kadar endişeliyse Türkiye de aynı oranda endişelidir. Hiçbir şekilde dünyanın geleceği bir takım çılgın hareketlere, çılgın davranışlara bırakılmamalı. Onun için BM başta olmak üzere uluslararası toplum üzerine düşen bütün sorumluluğu alarak hem Kuzey Kore hem Arakan hem başka bölgelerde yaşanan insanlık suçlarına karşı daha duyarlı, daha keskin bir duruş sergilemesi icap eder.
AKILDAN ZİYADE DUYGU ÖN PLANDA: (Türkiye ile Almanya arasında yaşanan kriz) Almanya seçimleri yaklaştı. Seçim üzeri fazla yorum yapmaya gerek yok. Çünkü akıldan ziyade duygu ön planda. Şu anda söylenen her şey Almanya ve Türkiye ilişkilerine olumlu katkı yapmadığı gibi iki toplumun yıllara dayanan dostluğuna ve güvenine zarar verir.
ARSLAN: KİMSENİN ÖNÜNDE EĞİLMEM
O FOTOĞRAF GERÇEĞİ YANSITMIYOR: Resepsiyonda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan da, 30 Ağustos'ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önünde eğildiğine dair fotoğraf karelerini değerlendirdi. Arslan, "O fotoğraf gerçeği yansıtmıyor. Üzerinde çalışılmış, kadraj oyunuyla manipülasyonun çirkin bir örneği. O videoyu izlediğinizde zaten normal bir tokalaşma olayı olduğunu, ama o fotoğrafın üretilmiş, üzerinde çalışılmış, belli bir imaja yönelik bir kare olduğunu anlarsınız. Ben Anayasa Mahkemesi Başkanı olarak ve daha önce de mesleki hayatımın hiçbir döneminde Allah'tan başka hiçbir gücün önünde eğilmedim, eğilmemde. Bunun aksine ne görürseniz inanmayın. O fotoğrafta bunun aksini göstermeye çalışan bir imaj çalışması, bir kadraj oyunu mevcut" dedi.
50'DEN FAZLA CEZAEVİ YAPILIYOR Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan İpek de cezaevlerindeki kapasite yoğunluğu ışığında şu anda 50'den fazla cezaevinde inşaatın sürdüğünü belirtti. Her biri bin kişilik olan cezaevlerinin yanı sıra Sincan yerleşkesine 5 yeni duruşma salonun da inşasına devam edildiğini kaydeden İpek, bu salonların duruşmalar için kullanılacağını kaydetti.
İADE ETMEMEK TERÖRE DESTEK
Yeni
Adli Yıl, Yargıtay'da düzenlenen törenle başladı. Başbakan Binali Yıldırım'ın da katıldığı törende konuşan Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit'in mesajlarını ağırlıklı olarak FETÖ ile ulusal ve uluslararası düzeyde mücadele konuları oluşturdu. Yargıya olan güvenin yeniden sağlanması için adil yargılama sözü veren Cirit, özetle şunları kaydetti:
MÜCADELEMİZ MEŞRU: Ülkemiz bugün PKK, YPG, PYD, FETÖ, DHKP-C, DEAŞ ve bunlar gibi terör örgütleri ile mücadele etmekte. Bu terör örgütlerinin en karakteristik özelliği taşeron olarak aynı kuklacıların hizmetindeki kuklalar olmaları. Ülkemizdeki terör dış destekli olarak varlığını sürdürmekte olup, teröre karşı mücadele ülkemizin en doğal ve meşru hakkıdır.
ELEBAŞILARININ İADE EDİLMEMESİ ANLAMLI: Söz konusu (FETÖ) terör örgütünün elebaşlarının yurtdışına kaçmaları ve bulundukları devletlerin bu örgüt üyelerini suçluların iadesine ilişkin kuralları hiçe sayarak iade etmemeleri meselenin oldukça farklı ve derin boyutlarını da ortaya koymakta. Firari FETÖ mensuplarının iade edilmemesi soruşturmalarda gerçeğin ortaya çıkması konusunda bazı engeller oluşturmakta.
NUTUK DEĞİL HUKUK LAZIM: Adil yargılanmadan söz eden bazı uluslararası kuruluşların ve devletlerin öncelikle Türk adaletine yardımcı olmaları gerekir. Bir yandan şüphelileri iade etmeyerek adil yargılamaya engel olurken, diğer yandan adalet ve hukuk nutukları atanların samimiyetleri son derece sorunlu görünmekte. Kanun kaçaklarını iade etmeyen, aksine onları himaye eden devletlerin, öncelikle kendilerinin hukuka saygı duyması gerekir.
GEREKLİ CEZAYA ÇARPTIRILACAKLAR:
Emanete ihanet ederek kamu görevini ve özellikle yargı yetkisini belli bir örgütün amaçları doğrultusunda kullananlara adaletten başka bir borcumuz bulunmamakta. Bu kişilerin adil bir şekilde yargılanması, hukukumuzda öngörülen cezalara çarptırılması ve sarsılan kamu düzeninin yeniden tesisi kuşkusuz sağlanacak.