AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, CHP'nin Adalet Kurultayı sonuç bildirgesiyle ilgili, "Kurultayın sonuç belgesi, adalet, ekonomi, inanç özgürlüğü, eğitim, farklı yaşam tarzlarının güvence altına alınması, medya çeşitliliği konularında AK Parti iktidarlarının sağladığı yüksek başarıları inkar etmenin yanında, belgedeki asıl amacın 'Türkiye'de hukuk yok' mesajı ile uluslararası alanda FETÖ davalarını hükümsüz kılmak olduğu açıkça görülmektedir" ifadelerini kullandı.
Ünal, yaptığı yazılı açıklamada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dün açıkladığı Adalet Kurultayı'nın sonuç bildirgesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"Sözde Adalet Kurultayı"nın ardından, "Adalet mefhumunu istismar etme tarzıyla siyaset tarihe utanç belgesi olarak geçecek sonuç bildirgesi" yayımladığını ifade eden Ünal, "Kurultayın sonuç belgesi, adalet, ekonomi, inanç özgürlüğü, eğitim, farklı yaşam tarzlarının güvence altına alınması, medya çeşitliliği konularında AK Parti iktidarlarının sağladığı yüksek başarıları inkar etmenin yanında, belgedeki asıl amacın 'Türkiye'de hukuk yok' mesajıyla uluslararası alanda FETÖ davalarını hükümsüz kılmak olduğu açıkça görülmektedir." ifadesini kullandı.
Ünal, bildirgenin temel hedefinin, "Adalet istencini istismar ederek uluslararası alanda Türkiye'ye saldıran kesimlere altlık oluşturma ve onlar adına uluslararası kamuoyuna içeriden seslenme" olduğunu belirtti.
Ülkedeki tüm siyasi partilerin, her konuda görüşlerini ifade edebileceğini, bu minvalde sorunlu gördükleri konulara ilişkin öneri ve eleştirilerini dile getirebileceğini hatırlatan Ünal, adalet mücadelesinin ise tüm tartışmaların ötesinde, meşruluğu tartışma konusu dahi yapılamayacak kadar kutsal bir mücadele olduğuna dikkati çekti.
"FETÖ'CÜLERİN DOĞRUDAN AİHM'E BAŞVURU YOLLARI AÇILMAYA ÇALIŞILIYOR"
AK Parti hükümetlerinin, 2002'den bu yana adalet mücadelesini meşru zeminde, millet adına en etkin şekilde yapabildiği için milletin takdirine mazhar olduğunu belirten Ünal, şu ifadeleri kullandı:
"Kılıçdaroğlu CHP'si, böylesine kutsal bir mücadeleyi meşruiyet zemininde yürütmek yerine devletin, anayasanın, mahkemelerin meşruiyeti olmadığını ifade etmektedir. Ağır bir darbe girişimi yaşamış ve bunun sonuçlarını yönetmeye çalışan, terör örgütleri ile zorlu bir mücadele verilen ülkemizde devletin çöktüğünü söylemekle ne yapılmak istendiği gayet açıktır. 'Türkiye'de hukuk yok, mahkemelerde adalet yok, hakimler iktidardan talimat almaktadır' açıklamalarıyla iç hukuk yolları yok sayılmakta, bu yolla FETÖ'cülerin doğrudan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru yolları açılmaya çalışılmaktadır. Keza yargılamalar sonuçlandıktan sonra ise AİHM'e bu açıklamalar ile yargı kararlarını bozmak için bir altlık sunulmaktadır.
FETÖ'nün düzenlendiği MİT tırları operasyonu üzerinden Türkiye'yi yargılatmayı amaçlayan büyük kumpasın bir parçası olan Kılıçdaroğlu, bugün Türk yargısına saldırarak 15 Temmuz işgalcisi FETÖ'cülerin yargılanmasını uluslararası alanda hükümsüz kılacak bir girişim içindedir. Ahlaki ve siyasi meşruiyeti gözeten bir adalet mücadelesi, Anayasayı 'gayrimeşru', seçilmiş hükümeti 'sivil dikta', seçilmiş cumhurbaşkanını 'diktatör' ilan ederek sokak ve örtülü isyan çağrısı yaparak yapılmaz. Kılıçdaroğlu'nun CHP'si hangi Anayasal düzen içerisinde adalet aradığını topluma açıklamak durumundadır. Devam eden yargı süreçlerine bu kadar aleni bir şekilde saldıran Kılıçdaroğlu'nun bu tutumu Anayasa'nın 138. maddesine uygun mudur? Bunu da aziz milletimizin takdirine bırakıyoruz."