7 Şubat talimatı Gülen'den
Bu durumu kendisinden sorumlu Arif isimli imama sorduğunu belirten Dolar, Arif'in kendisine "konunun gerçekten Amerika'da istişare edildiğini, Fethullah Gülen'in talimat verdiğini söylediğini belirtti.
İstanbul eski Güvenlik Şube Müdürü Yunus Dolar Fethullahçı Terör Örgütü'ne yönelik yürütülen bir soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla verdiği ifadesinde müthiş bir itirafta bulundu. 7 Şubat kumpasının tezgahlandığı İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde o dönem görev yapan Dolar, müsteşarın ifadeye çağırılmasına Pensilvanya'daki Gülen'in karar verdiğini bunu da kendisine FETÖ'cü gazeteci Ercan Gün'ün söylediğini ifade etti.
FETULLAH GÜLEN KARAR VERDİ
Yunus Dolar ifadesinde şunları söyledi:
"7 Şubat krizi olarak bilinen MİT Müsteşarımızın İstanbul DGM'ye çağrılması ve akabindeki gelişmeler beni çok sarstı. Bu esnada komiser yardımcılığından beri tanıdığım Zaman Gazetesi'nin polis muhabiri olan daha sonra FOX TV'de geçen askeri okuldan atılma gazeteci Ercan Gün bu olaylardan yakın bir süre sonra beni ziyarete geldiğinde işin mantıksız olduğunu ve çizginin aşıldığını kendisine ifade ettiğimde 'niye bu kadar dert ediyorsun ki bu konu Amerika'da Fetullah Gülen'in de içinde bulunduğu 12 kişi tarafından istişare edilmiş, üç kişi hayır demiş, dokuz kişi evet demiş, Fetullah Gülen'de Evet diyenler arasında imiş' diye bir şey söyledi. Ben de kendisine bu işin çok mantıksız olduğunu, on iki kişi ile bu kadar önemli bir konunun değerlendirilmesinin bana mantıklı gelmediğini söyledim. Fakat aklımdaki soru işaretlerini netleştirmek için bir süre sonra görüştüğüm Marmara Bölgesi Emniyet İmamı olan ve bizim takma ismini Arif olarak bildiğimiz şahsa sordum. Böyle bir şey nasıl olabilir dedim. O da bana bu konunun gerçekten Amerika'da istişare edildiğini, Fetullah Gülen'in muhayyer kaldığını, dosya sağlam mı diye sorduğunu, ilgililerin de sağlam demesi üzerine 'peki' dediğini ifade etti. Bu iki gelişme bütün yapılanların Fetullah Gülen'in bilgisi dahilinde yapıldığı fikrini bende kesin gale getirdi ve açıktan muhalefetimi ifade etmeye devam ettim."
ERCAN GÜN'Ü GÖNDERİP TEHDİT ETTİ
"Bu durumdan Erol Demirhan ve diğer operasyon yapan birimdeki cemaatçiler rahatsız oldular. Hatta Organize Şube Müdürü Nazmi Ardıç, Ercan Gün'ü bana göndererek beni gözaltı yapabileceği şeklinde bir mesaj iletti. Müdür yardımcılığına terfi edeceğim sene İl Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'a toplumsal olaylardan çok yorulduğumu ve operasyonel birimlerde çalışmak istediğimi ilettim. Bu da hem sivil hem de resmi cemaatçileri rahatsız etti ve beni Vatan Caddesi'ndeki yerleşkeden uzaklaştırmak için Anadolu Yakası'nda bir kısım ilçelerden sorumlu müdür yardımcısı olarak atanmamı sağladılar. 17-25 Aralık operasyonları yapıldığında da Vatan Caddesi'nden uzaktaydım.
Fakat bunu da cemaatin yaptığı fikri kafamda netti. O ana kadar 81 vilayetin yarısından fazlasının il emniyet müdürü cemaatçiydi. 81 ilin Teknik Takip ve Dinleme yetkisine sahip İstihbarat, TEM, Kaçakçılık, birimlerinin de tamamına yakını cemaate aitti. Anladım ki cemaat en az iki, iki buçuk yıldan beri tüm resmi görevlerinin yanında hükümeti devirmek içi bu konuya yoğunlaşmışlar. Daha sonraki bir kısım görüşmelerden edindiğim izlenime göre operasyonun 2014 yılında yapılacağı fakat o zamanki kaçakçılık daire başkanının İstanbul'a gelerek İl Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ı KOM birimlerinde tüm cemaatçi müdürlerin görevden alınmasını Sayın Başbakanımızın talep ettiği hususunu iletmesi bilgisini alır almaz alel acele bu operasyonu yaptıkları kanaatine vardım."