Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde Kara Havacılık Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 152'si asker, 3'ü sivil 155 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumlarındaki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.
Ankara Emniyet Müdürlüğü ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi civarındahelikopterden vatandaşların üzerine ateş ettiği öne sürülen sanıklardan eski yarbay Eyüp Ünal, savunmasında, 17 Temmuz sabahı askeri inzibat tarafından Kara Kuvvetler Komutanlığı 12 İkmal Merkezi Komutanlığındaki kamera kayıtlarına istinaden gözaltına alındığını söyledi.
Darbe girişimi sırasında taarruz helikopterlerini yönlendirerek, Ankara'daki birçok yerin bombalanması talimatını verdiği öne sürülen ve 13 ay sonra Antalya'da yakalanan eski pilot yarbay Özcan Karacan'ın 23 yıllık arkadaşı olduğunu belirten Ünal, Karacan ile birlikte mezun olup aynı yerlerde görev aldıklarını ve zamanla aile dostu olduklarını anlattı.
15 Temmuz günü öğleden sonra mesaiye giderek envantere katılması planlanan helikopterlerle ilgili işlerle ilgilendiğini savunan Ünal, sanıklardan Murat Polat'ı bu işle ilgili görüşmek üzere ziyaret ettiğini, Polat'ın odasında bulunan Özcan Karacan'ın görüşmenin ardından kendisini odasına davet ettiğini öne sürdü.
Karacan'a yardım etmek için kışlada kaldığını öne süren Ünal, bu sırada eski Yarbay Erdal Başlar'ın yanına gelerek, Atak ile Malatya'dan uçan pilotların yorgun olduğunu belirtip kendisine silahçı olarak birlikte uçma teklifinde bulunduğunu iddia etti.
Görevin ne olduğunu sorduğu Başlar'ın "Görevi havada alacağız. Diğerleri de aynı şekilde yaptı." diye karşılık verdiğini öne süren Ünal, "Tüm garipliklere rağmen oradaki ekibe güvenerek helikoptere bindim. Ama asla darbecilerle beraber ve darbe niyetiyle havalanmadım." dedi.
"DÖNÜŞ ESNASINDA VURULDUK"
1007 kuyruk numaralı Atak ile havalandıktan kısa süre sonra telsizden emniyet güçlerine ait araçlara ateş edilmesi yönünde bir emir duyduğunu dile getiren Ünal, o andan itibaren helikopteri yere indirmenin yollarını aradığını savundu.
Daha önce test uçuşlarına katıldığı Atak helikopterdeki teknik bir eksikliği kullanarak silah sistemini arızaya geçirdiğini, böylece birinci pilotun da dönmek zorunda kaldığını öne süren Eyüp Ünal, "Silah sistemi vurulduğumuz için arıza yapmadı. Biz arıza yaptık, dönüşe geçildi, dönüş esnasında vurulduk." dedi.
Yere indikten sonra odasına döndüğünü anlatan Ünal, odada sandalyede uyuduğunu, sabah 06.00'da bir başçavuşun kendisini uyandırdığını, personelinden olaylara karışan olup olmadığını kontrol ederken bir helikopterden ateş edildiğini, bunun üzerine sığınağa indiklerini ve sabah 08.00'e kadar burada kaldıklarını söyledi.
FETÖ mensubu olmadığını öne süren Ünal, tahliye ve beraat istedi.
"HELİKOPTERLE GEZMEYE Mİ ÇIKTINIZ?"
Mahkeme başkanı Oğuz Dik, çapraz sorgu sırasında Ünal'a helikopterle havalandıktan sonra kendilerine hangi görevin verildiğini, nereye gönderildiklerini sordu.
Ünal'ın, hiçbir görev almadıklarını öne sürmesi üzerine Mahkeme Başka Dik, "Helikopterle gezmeye mi çıktınız?" diye sanığa tepki gösterdi. Bunun üzerine Ünal, Anadolu Bulvarı ile meydan üzerinde daireler çizdiklerini kaydetti.
Tümgeneral Atınç'ın emir astsubayı savunma yaptı
Kara Havacılık Komutanı Tümgeneral Hakan Atınç'ın eski emir astsubayı sanık Fatih Karagöz de savunma yaptı.
Karagöz'ün savunmasını yaparken açıklamalarını sürekli tekrarlaması üzerine Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, "Kapat, kapat." diyerek kayıt sistemini kapattırdı.
Dik, sanığın savunmasına devam etmek üzere duruşmayı yarına erteledi.