İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan tarafından hazırlanan 314 sayfalık davanın iddianamede, sanıklar Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Yakup Çetin, Bünyamin Köseli, Cihan Acar, Abdullah Kılıç, Oğuz Usluer, Atilla Taş, Hüseyin Aydın, Murat Aksoy, Mustafa Erkan, Seyit Kılıç, Yetkin Yıldız ve Ali Akkuş yer alıyor.
İddianamede, sanıklar hakkında ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesinde devam etmekte olan söz konusu yargılama sırasında serbest bırakılmalarına karar verilmesinin ardından haklarında elde edilen ve çözu¨mlemesi yapılan ek deliller uyarınca, terör örgu¨tu¨yle organik bağlarının yoğunluğu ve çeşitliliğine göre eylemlerinin bir bu¨tu¨n olarak mensup oldukları terör örgütünün nihai amacı olan ''Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme'' ve ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme'' suçlarından gözaltına alındığı vurgulandı.
Sevk edildikleri hakimlikçe Ali Akkuş'un serbest bırakıldığı diğer tüm sanıkların ise tutuklandığına yer verilen iddianamede, sanıkların eylemleri tek tek sıralanıp FETÖ'nün yapısı, eylemleri, medya yapılanması ve 15 Temmuz darbe girişimi anlatılıyor.
ÖRGÜTÜN MEDYAYI KULLANMA ŞEKLİ İDDİANAMEDE
İddianamede, örgütün basın-yayın yapılanmasının, halk içerisinde taban kazanmak ve algı operasyonu yapmak amacıyla kullanılan en önemli araçları arasında yer aldığı belirtilerek, basın mensubu ya da STK temsilcisi sıfatıyla sağlanan ifade özgürlüğü ve kısmi dokunulmazlık imkanı ile legal yapının illegalite için hem maske görev sağlayarak gizlenme imkanı yarattığı hem de koruma zırhı sağladığı kaydedildi.
Basın-yayın medya organları vasıtasıyla örgütün kamuoyu nazarında insanlara hizmet etmekten başka bir gayesi olmayan bir yapı olarak gösterilmeye çalışıldığı anlatılan iddianamede, örgütün üst kanadından gelen haberlerin bütün hücrelere ve örgütün kadrolarına tebliğ edilmesinde örgüte bağlı kitlenin harekete geçirilmesi, moral ve motivasyonun yükseltilmesi, bağlılığın artırılması ve örgütün manevra ve hareketlerinin duyurulmasında kullanıldığı belirtildi.
Örgütün kendisinden olmayanı itibarsızlaştırmaya, tasfiye etme, suçlu göstermeye yönelik haberlerle toplumun algısının şekillendirdiği ifade edilen iddianamede, iktidarla TSK'yı, TSK ile halkı ya da halk ile iktidarı karşı karşıya getirmeye yönelik her türlü faaliyeti destekleyerek bizzat organize ettiği anlatıldı.
İddianamede, FETÖ'nün Türkiye'yi Avrupa ülkeleri nazarında suçlu durumunda gösterip Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye baskı uygulaması amacıyla Belçika'da faaliyet gösteren Paris ve Londra'da ofisi ve 20 Avrupa ülkesinde temsilcilikleri bulunan ''AB ulusal politikalar ve medya alanında siyasi danışmanlık, kriz yönetimi, siyasi gelişmeler, AB eğitim programları, uzlaşı, siyasi analizler, medya ilişkileri'' konularında hizmet veren ''G + (Europe)'' isimli etkili danışmanlık/lobi şirketi ile 2014 yılı içerisinde anlaşma yaptığının tespit edildiği kaydedildi.
ASKERİ PERSONELİN ATANMASINDA ROL ALDI
Sanıklara ilişkin suçlamaların tek tek sıralandığı iddianamede, sanık Murat Aksoy'un, Taraf, Millet ve Yeni Hayat gazetelerinde çalıştığı, söz konusu bu gazetelerin FETÖ'nün basın-yayın yapılanmasında yer aldığı ve OHAL kapsamında çıkan KHK ile kapatıldığı anımsatıldı.
Söz konusu bu gazetelerin bazılarında Balyoz davasıyla ilgili sahte belgeler yayınlandığı, yayınlanan sahte belgelerle emniyet ve yargıdaki FETÖ mensubu kamu görevlilerince kumpas olduğu tespit edilen davaların açılmasına, dolasıyla TSK'nın tasfiye edilmesine, akabinde TSK'da boşalan kadrolarına FETÖ mensubu askeri personelin atanması olaylarında rol alındığı vurgulandı.
İddianamede, sanık Murat Aksoy'un kendi kullandığı telefonundan, 2008-2011 yılları arasında örgütün basın-yayın yapılanması ve tüm medya faaliyetlerinden sorumlu olduğu ve hakkında birden çok yakalama kararı bulunan Önder Aytaç ile 36 kez görüştüğüne vurgu yapılarak, Aksoy'un ''Fuatavni'' isimli hesabın kurucusu olduğu belirtilen Said Sefa ve yine ByLock kullanıcısı olan ve FETÖ soruşturmasında adı geçen 7 şüpheli ile irtibatlı olduğu anlatıldı.
FETÖ YÖNETİCİLERİNİN ÇOĞUYLA İRTİBATLI
Sanıklardan Mustafa Erkan Acar'ın ise kapatılan Zaman, Bugün ve Özgür Düşünce gazetelerinde çalıştığı, bu gazetelerin örgütün basın-yayın yapılanmasında yer aldığı belirtilen iddianamede, Acar'ın Ufuk yayınlarından çıkan ''Kod Adı Köroğlu: Kaşif Kozinoğlu'' ve Timaş yayınlarından çıkan ''Karanlık Oda'' isimli iki kitabının bulunduğu belirtildi.
Acar'ın FETÖ'ye iltisaklı olduğu gerekçesiyle kapatılan PAK Medya İşçileri Sendikası ile Medya Etik Konseyi Derneğine üye olduğu, Bank Asya'daki hesabında 2013-2016 yılları arasında toplam 1 milyon 743 bin lira para girişi ve 1 milyon 758 bin 388 lira para çıkışı yapıldığı kaydedildi.
Acar'ın, örgütün üst düzey yöneticileri olduğu belirlenen sözde Türkiye imamı Mustafa Özcan, örgütün istişare heyeti üyesi Alaeddin Kaya, sözde polis memurları imamı Süleyman Uysal, örgütün istişare heyeti üyesi Harun Tokak, örgütün sözde mollalarından Hamdullah Bayram Öztürk, örgütün istişare heyeti üyesi Halit Esendir, sözde medya imamı Hidayet Karaca, sözde medya imam yardımcısı Ekrem Dumanlı, Önder Aytaç ile çok sayıda telefon irtibatının bulunduğu vurgulanan iddianamede, sanık Acar'ın aralarında Bylock kullanıcısı ve meslekten ihraç edilen 7 savcı-hakim ile 20 Eylül 2013 tarihinde aynı saatte Atatürk Havalimanı'ndan Türkiye'ye giriş yaptıklarına dikkat çekildi.
AYDOĞAN VATANDAŞ İLE İRTİBATLI
İddianamede, sanık Acar'ın ayrıca ByLock kullanıcısı bir kısmı firari 84 kişi ile irtibatının bulunduğu anlatılarak, Acar'ın örgüte yönelik 25 Aralık 2013'den sonra düzenlenen tüm operasyonlarda adliye çevresinden telefonun baz istasyonundan sinyal verdiği belirtildi.
Sanıklardan Seyyid Kılıç'ın ise kapatılan Samanyolu TV ile TRT Haber'de çalıştığı, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin ardından meslekten ihraç edildiği anlatılan iddianamede, Kılıç'ın 2013-2015 yılları arasında Bank Asya'daki hesabında para artışı olduğuna yer verildi.
İddianamede, Bylock kullanıcısı olduğu belirlenen Kılıç'ın örgüt elebaşısı Gülen'in onursal başkanlığını yaptığı Gazeteci Yazarlar Vakfı Başkanı Cemal Uşak ile irtibatının bulunduğu, yine ByLock kullanıcısı olduğu tespit edilen 11 şahıs ile de irtibatlı olduğu anlatıldı.
Sanık Oğuz Usluer'in ise 15 Temmuz Darbe girişiminin firari sanığı Adil Öksüz 'u¨n kaçışına yardımcı olduğu gerekçesiyle tutuklanan Erdal Şen adına kayıtlı telefon ile irtibatlı olduğu vurgulanan iddianamede, hem Usluer'in hem de eşinin ByLock kullanıcısı olduğu, Fuat Avni isimli Twitter hesabının kullanıcısı olduğu değerlendirilen ve ABD'de ikamet eden Aydoğan Vatandaş ile irtibatlı olduğu belirtildi.
Sanıklardan Atilla Taş'ın, FETÖ'den aranan firari Ekrem Dumanlı, 15 Temmuz Darbe girişiminin firari sanığı Adil Öksüz 'ün kaçışına yardımcı olduğu gerekçesiyle tutuklanan Erdal Şen, "fuatavni" hesabının kurucusu olduğu değerlendirilen Said Sefa ile irtibatlı olduğu, ayrıca medya yapılanması davasında yargılanan ve Bylock kullanıcısı olduğu tespit edilen birçok sanık ile de iletişim halinde bulunduğu vurgulandı.
ÇULHAOĞLU SOLCU GÖRÜNÜMLÜ FETÖ'CÜ
İddianamede, Ulusal Parti Genel Başkanı ve Türk Solu gazetesinin yazarı Gökçe Fırat Çulhaoğlu'nun örgüte yönelik operasyonlardan sonra Çağlayan'daki adliye önündeki eylemlere katıldığı anlatılarak, Çulhaoğlu'nun örgüt lehine sosyal medyadaki tüm paylaşımlarına yer verildi.
İddianamede, Çulhaoğlu'nun FETÖ soruşturmalarının firarisi Ekrem Dumanlı ile beraber hareket ettiği vurgulanarak, Çulhaoğlu hakkında ''Sosyalist / solcu görünümlü FETÖ/PDY tetikçisi'' ifadesine yer verildi.
İddianamede, tüm sanıkların ''Selam Tevhid'de kumpas, Yasa dışı dinleme, 25 Aralık darbeye teşebbüs ve Tahşiyecilere kumpas'' operasyonlarına karşı örgüt tarafından yapılan tüm eylemlere katıldıkları, yine bir kısım sanığın da Zaman gazetesine kayyum atanması, kamuoyunda ''korsan tahliye'' olarak bilinen süreçlere ilişkin yine örgüt tarafından yapılan tüm çağrılara iştirak ettiklerinin tespit edildiği vurgulandı.
'FUAT AVNİ' DAVASI 25.AĞIR CEZA MAHKEMESİNE GÖNDERİLDİ
İddianamede, sanıklar Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Yakup Çetin, Bünyamin Köseli, Cihan Acar, Abdullah Kılıç, Oğuz Usluer, Atilla Taş, Hüseyin Aydın, Murat Aksoy, Mustafa Erkan, Seyit Kılıç, Yetkin Yıldız ve Ali Akkuş hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs" suçlarından ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılması talep edildi.
Başsavcılık, iddianameyi, FETÖ'nün medya yapılanmasına ilişkin aralarında "fuatavni" hesabının kurucusu olduğu tespit edilen firari sanık Said Sefa'nın da yer aldığı 29 sanığın yargılandığı dava ile birleştirme talebiyle İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi.
İddianameyi kabul eden mahkeme heyeti, ilk duruşmanın 16 ve 17 Ağustos'ta Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayında yapılmasına karar verdi. Mahkeme, birleştirme talebini ise sanıkların savunmalarının alınmasının ardından karara bağlayacak.