486 sanıktan aralarında sivil imamların ve üst düzey darbeci komutanların olduğu 80 sanık duruşma salonuna tek sıra halinde alındı.
Tek sıra halinde yürüyen sanıklardan Kemal Batmaz, Nurettin Oruç, Hakan Çiçek ve Harun Biniş'in en önde, arkalarından ise asker sanıklar salona alındı.
FETÖ'cü hainler mahkeme salonuna bir bir getirildi. İlk sırada FETÖ'cü hain Kemal Batmaz vardı.
DURUŞMALAR 29 AĞUSTOS'A KADAR SÜRECEK
Terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen, darbe girişiminin kilit isimleri eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk, "sivil imam"lar oldukları bildirilen Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Harun Biniş, Nurettin Oruç ve Hakan Çiçek ile uçaklarıyla çeşitli noktaları bombalayan pilotların da aralarında bulunduğu sanıkların yargılanacağı davada duruşmalar 29 Ağustos'a kadar Sincan Cezaevi'ndeki duruşma salonunda devam edecek.
FİRARİLER
Sanıklardan 461'inin tutuklu bulunduğu davada, adli kontrol şartıyla serbest bırakılan 18 kişi tutuksuz yargılanacak.
Aralarında Gülen ve Öksüz'ün de bulunduğu 7 firari sanık hakkında ise yakalama kararları bulunuyor.
Davanın firari sanıkları arasında, Konutkent'te örgüte ait Empati Danışmanlık şirketi adına kiralanan 3 katlı villada Öksüz başkanlığında darbeye hazırlık toplantılarına katılan ve Akıncı Üssü'ndeki haritalarda parmak izi çıkan eski Jandarma Yarbay Turgay Sökmen de yer alıyor.
Yine darbeye hazırlık toplantılarının yapıldığı Mebusevleri Mahallesi Anıt Caddesi'ndeki evi kiralayan Ahmet Sürmen, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast girişiminin sanıklarından ve Yunanistan'a kaçarak sığınma talebinde bulunan SAT komandosu eski Üstçavuş Fatih Arık ve eski Kıdemli Çavuş Halit Çetin ile darbeye hazırlık toplantıları için kullanılan evleri kiralayan sivil sanık Serkan Aydın da firariler arasında bulunuyor.
ŞEHİT YAKINLARINDAN PROTESTO
Sanıkların duruşma salonuna getirilişi sırasında Türk bayrakları taşıyan vatandaşlar da darbecileri protesto etti.
Tahtadan yaptıkları mankenlere giydirdikleri tek tip kıyafetlerle darbecileri karşılayan vatandaşlar, "Teröristler tek tip kıyafetle yargılansın", "Hainlere idam istiyoruz", "Dursun bu hayasızca akın" yazılı pankartlar, "Şehitler ölmez vatan bölünmez" yazılı dövizler taşıdı. Vatandaşlar, "Akıncı ovası, mücahitler yuvası", "Şehitler ölmez vatan bölünmez", "Devlete uzanan eller kırılsın", "İdam isteriz" ve "Kahrolsun FETÖ" şeklinde sloganlar da attı.
Sanıklar içeri alındığı sırada ise bazı vatandaşlar, "İdam isteriz" sloganı ile ip attı.
DURUŞMA SALONUNDA YOĞUN GÜVENLİK ÖNLEMLERİ
Terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu davada, sivil sanıklar Adil Öksüz iki, Kemal Batmaz ise darbe girişiminin üç numaralı sanığı. Davanın görüleceği Sincan Cezaevi Kampüsünde geniş güvenlik önlemleri alındı. Cezaevine çıkan yollarda güvenlik noktaları oluşturulurken, basın ve personel araçlarının dışındaki araçların cezaevinin bulunduğu noktaya geçişlerine izin verilmiyor. Duruşmanın güvenliği için 250'si komando bin 130 jandarma personeli görev yapıyor. Duruşma salonunun etrafına polis ve jandarma ekipleri konuşlandırılırken, binanın çatısına keskin nişancılar yerleştirildi. Hava savunma sistemleri ile donatılan cezaevi bölgesi, dronelerle de havadan sürekli takip altında tutuluyor. TOMA ve zırhlı araçlar da hazır bekletiliyor.
DAVA GERGİN BAŞLADI
Akıncı Üssü davası gergin başladı. Şehit yakınları ve gazilerin sanık avukatlarına sinkaflı sözler sarf etmesi üzerine, sanık avukatları oturdukları masalara vurarak tepki gösterdi. Mahkeme Başkanı Selfet Giray araya girerek olayla ilgili tarafları uyardı.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin harekat merkezi olan Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin açılan dava gergin başladı. Şehit yakınları ile gazilerin sanık yakınlarına yönelik sinkaflı sözler sarf etmesi üzerine, sanık avukatları masaya vurarak tepki gösterdi. Mahkeme Başkanı Selfet Giray, "Acınızı, öfkenizi anlıyoruz ama bunu kaldıramayacak kişiler ayrılsınlar. Bu karşılıklı diyalog devam ederse bazılarınızı çıkarmak zorunda kalacağız" diyerek uyardı.
"SONUNDA PİSLİĞİNİZDE BOĞULACAKSINIZ"
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Sincan Cezaevi Kampüsü'ndeki duruşma salonunda görülen dava başladı. Sanıklar, duruşma salonuna cezaevi bahçesinden tek sıra halinde yürütülerek getirildi. Davaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, şehit yakınları ve gaziler ile taraf avukatları katıldı. Kimlik tespiti ile başlayan davada polis yoğun güvenlik önlemi aldı. Şehit yakınları ve gaziler ile sanıklar arasına adeta etten duvar örüldü. Şehit yakınları ve aileler sık sık sanıklara tepki gösterirken, sanık avukatlarına da sinkaflı sözler sarf etti. Bu olaylar üzerine sanık avukatları oturdukları masalara vurarak tepki gösterdi. Bir şehit yakını ise "Bizim soyumuz var oldukça, barınamazsınız, var olamazsınız, sonunda pisliğinizde boğulacaksınız" dedi.
MAHKEME BAŞKANI GİRAY ARAYA GİRDİ
Mahkeme Başkanı Selfet Giray, gerekli uyarıları yapacaklarını belirterek, "Burada Türk milleti adına, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre yargılama yapıyoruz. Acınızı, öfkenizi anlıyoruz ama bunu kaldıramayacak kişiler ayrılsınlar. Bu karşılıklı diyalog devam ederse bazılarınızı çıkarmak zorunda kalacağız. Sağlıklı bir yargılama yapabilmemiz için mahkeme düzenine herkesin uyması gerekiyor" ifadelerini kullandı. Duruşma, kimlik tespitlerinin alınmasıyla devam ediyor.
AK PARTİ MYK ÜYELERİ DAVAYI İZLİYOR
Darbe girişiminde komuta merkezi olarak kullanılan Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 sanığın yargılanmasına başlandı. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı ve beraberindeki isimler, bu davayı yakından takip ediyor.
AK Parti'nin Akıncı Üssü Davasına müdahil olduğunu açıklayan Yazıcı, "Ümit ediyor ve bekliyoruz ki Türk adaleti adil yargılamayla ki öyle devam ediyor, bu davaları fazla uzatmadan, uluslararası hukukun kurallarını gözetmek suretiyle ve Türkiye Cumhuriyeti Devletine egemen, hukuk devleti müktesebatı içinde bu yargılamaları sürdürüyor. İnşallah bu yargılamalar bitince, sanıklar, failler, darbeciler elbette ki hak ettikleri cezayı alacak. Yargılamanın tek amacı var, haksıza haddini bildirmek, haklıya da hakkını vermek. Şehit yakınları başta olmak üzere Türk milletinin bütünü mağdur durumda" ifadelerini kullandı.
"TEK TİP KIYAFET ÜZERİNDE ÇALIŞMA VAR"
Yazıcı, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Cezaevlerinde tek tip kıyafet uygulamasına ilişkin soru üzerine Yazıcı, "Yargılama süresi ile bağlantılı bu örgütün belli yerlerden talimat almak suretiyle birtakım unsurları propaganda aracı olarak kullandığını görmekteyiz. Bunun çok yakın örneği, 'Hero' diye nitelenen tişörtü giyerek salona gelmiş olmaları. Bundan da hareketle, sanık durumunda olan, şüpheli durumunda olan bu faillerin tek tip elbise giymelerine ilişkin bir tartışma devam ediyor. Elbette ki dünyadaki örnekleri, bunun yansımalarını da dikkate almak suretiyle bu konu üzerinde çalışılıyor. Esas olan şu, tep tip elbisenin ötesinde, hiçbir failin terör örgütü mensubu irtibatlısı olarak yargı önüne çıkan, hiçbir bireyin propaganda görüntüsü verecek materyal kullanmasına, görselliği sergilemesine izin vermeyeceğiz. Konu ile alakalı Adalet Bakanlığımız gerekli önlemleri aldı, bu hassasiyet içerisinde süreçleri yönetiyoruz, idare ediyoruz."
ORGENERAL AKAR'DAN AKINCI ÜSSÜ DAVASINA MÜDAHİLLİK TALEBİ
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 sanığın yargılandığı davaya müdahillik talebinde bulundu.
Akar'ın avukatları Cihat Haykır ve Samet Can Olgaç, müvekkilleri adına hazırlanan dilekçeyi, davayı gören Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesine verdi.
Dilekçede "atılı suçları işledikleri sabit olan sanıkların en ağır şekilde cezalandırılması" talep edilerek, "Sanıkların işlemiş olduğu suçlardan doğrudan zarar gören Türk Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar adına tüm sanıklardan şikayetçi olduğumuzu, CMK'nın 237. ve diğer maddelerine göre kamu davasına katılma talebimizin olduğunu arz ve talep ederim." ifadeleri kullanıldı.
MÜDAHİLLİK TALEPLERİ ART ARDA GELDİ
Ajanslara düşen son dakika bilgisine göre, Başbakanlık, TBMM, Maliye Hazinesi, Emniyet Genel Müdürlüğü, Milli Savunma Bakanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri, İçişleri Bakanlığı, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı, CHP, bir grup CHP'li milletvekili, HDP ve Olçok ailesi Akıncı Üssü davasına müdahillik talebinde bulundu.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, AKINCI ÜSSÜ DAVASINA MÜDAHİLLİK TALEBİNDE BULUNDU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı belirlenen Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 sanığın yargılandığı davaya müdahillik talebinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi'ndeki duruşma salonunda görülen Akıncı Üssü davasında, müdahillik talebine ilişkin dilekçe verdi.
MASUM KİTLELERİ HASTALIKLI BİR ZİHNİYETE DÖNÜŞTÜRÜYOR
Dilekçede, FETÖ'nün insanların tertemiz inançlarını, dini ve milli duygularını istismar ederek, sözde dini söylemlerinde İslam'ın temel bilgi kaynaklarından çok rüyalar, gizemli hikayelerle masum kitlelerin aldatılıp efsunlanarak, hastalıklı bir zihniyet oluşturduğu belirtilerek, örgütün kendini gizleme, olduğundan farklı görünme, ikiyüzlü davranma, çift dilli konuşma, takiyye gereği helal-haram gözetmeme, kod adı kullanma, bulunduğu ortamda inandığından farklı yaşama, yalan söyleme, tecessüste bulunma, mahremiyeti ihlal etme, şantaj yapma, kayırmacılık, kötü emeller için örgütlü dayanışma gibi yöntemler ile yetiştirilen örgüt üyelerini aile ve millet bağlarından kopararak FETÖ'nün amaçları için robot haline getirdiği kaydedildi.
YILLARDIR SİNSİCE KURUMLARA YERLEŞTİLER
Örgütün bürokrasi, üniversiteler, yargı teşkilatı, emniyet teşkilatı, silahlı kuvvetler ve devletin diğer organlarına üyelerini sistematik olarak yerleştirdiği, yahut yerleşmiş olan kişileri örgüte katarak güç elde ettiği vurgulanan dilekçede, FETÖ'nün mülkiye, adliye, emniyet, eğitim ve ordu içerisinde kendi özel hiyerarşisi ile illegal şekilde kadrolaştıkları, devletin tüm kurumlarına uzun yıllardır sinsice yerleştikleri anlatıldı.
FETÖ/PDY terör örgütünün gerçek yüzünün ortaya çıkmasının ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde etkin ve kararlı bir mücadeleye başlandığına işaret edilen dilekçede, mücadelenin başlanılmasıyla örgütün mevcut kadrolarını korumakta zorlandığı, tasfiye sürecine giren, ekonomik ve siyasi yönden zayıflayan örgütün yok olmasını önlemek için de devlet içindeki en stratejik kuvvetlerini harekete geçirmek suretiyle darbeye teşebbüs ettiği belirtildi.
249 KİŞİNİN KATİLİ
Dilekçede, 15 Temmuz'da FETÖ'nün Türkiye'deki darbe teşebbüsüne yönelik faaliyetlerine değinilerek, FETÖ'nün darbe teşebbüsünde 249 kişinin şehit olduğu, 2 bin 186 kişinin de yaralandığı anımsatıldı.
"O meşum gecede darbeciler tarafından aziz milletimize reva görülen muamele, düşman bir devletin ülkeyi işgale teşebbüs etmesi halinde dahi aklına getirmeyeceği düzeyde alçakça ve acımazsızca bir muameledir." ifadesi kullanılan dilekçede, şunlar kaydedildi:
SİNSİ DARBE TEŞEBBÜSÜ AKAMETE UĞRATILMIŞTIR
"Bu kapsamda, cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye yahut Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs eden Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde yapılanmış FETÖ/PDY terör örgütü mensuplarının yıllarca üzerinde çalıştıkları sinsi darbe teşebbüsü, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliği ve aziz milletimizin ülkenin dört bir yanında gösterdiği eşsiz kahramanlıkları ile akamete uğratılmıştır.
İnsanlık tarihindeki yerini her zaman şerefle, onurla ve kahramanlıklarla almış olan aziz milletimiz, binlerce yıllık devlet geleneğinde pek çok ihanetler, komplolar, iç dış tehditler ve savaşlar görmüş olmakla birlikte 15 Temmuz 2016 tarihinde emsali görülmemiş ve hiçbir devletin maruz kalmadığı ölçekteki bir ihaneti yaşamak durumunda kalmıştır. Ancak aziz milletimiz, yüksek maneviyatı, eşsiz kahramanlık tabiatı ve destansı cesareti ile bu ihaneti de bertaraf etmiş, emperyalist güçlerle maşalarına hiç kimsenin unutmayacağı bir mesajı vermek suretiyle tarihteki müstesna yerini tahkim etmiştir."
HEDEF SESSİZCE HÜKÜMET DEVİRMEK VE TOPLUMU ELE GEÇİRMEK
Dilekçede, 15 Temmuz darbe girişiminin faillerinin hedefinin sadece hükümeti devirmek, yönetimi ele geçirmek olmadığı aynı zamanda toplumu da ele geçirmek, Türkiye'yi işgal etmek olduğu ifade edilerek, milletin bu büyük tehlikeyi, kalkışmanın ilk saatlerinde fark ettiği, siyasi görüş farklılıklarını bir kenara bırakarak kenetlenmek suretiyle darbe girişimine karşı çıktığı belirtildi.
Türkiye'de son 3 yılda yaşanan pek çok olayın şifresinin 15 Temmuz'da en vasat zihinlerin bile anlayabileceği şekilde çözüldüğü kaydedilen dilekçede, "Bu uyanış günlük siyasi çekişmelerin, polemiklerin, rekabetin ötesinde ve üzerinde bir birlikteliği, dayanışmayı, bütünleşmeyi beraberinde getirmiştir. Milletimiz söz konusu vatan olduğunda diğer her şeyi teferruat haline getiren bir şuuru ortaya koyacağını dosta düşmana göstermiştir." vurgusu yapıldı.
FETÖ MENSUPLARI TÜRK MİLLETİNİN VARLIĞINA VE DEVLETİN BEKASINA KAST ETTİ
Sanıkların, Türk milletini ve Türkiye Cumhuriyeti devletini korumakla yükümlü olmalarına, bu doğrultuda eğitilmelerine ve bu çerçevede teçhiz edilmiş olmalarına rağmen, aldıkları tüm eğitimlere ve üzerinde yemin ettikleri tüm kutsal değere ihanet ettiklerine işaret edilen dilekçede, FETÖ mensuplarının Türk milletinin varlığına Türkiye Cumhuriyeti devletinin bekasına kast ettikleri vurgulandı.
Dilekçede, Anayasa'nın 104. maddesine göre cumhurbaşkanının devletin başı olduğu ve bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk milletinin birliğini temsil ettiği hatırlatılarak, "Sayın Cumhurbaşkanımız, 15 Temmuz darbe girişimi kapsamında şahsına yönelik olarak planlanan ve işlenen suçların yanında deruhte ettiği Cumhurbaşkanlığı makamının temsil ettiği Türk milletin birliğine ve diğer değerlere yönelik işlenen suçlar nedeniyle de zarar görmüş olup işbu davaya müdahil olmak talebinde bulunmak gerekmiştir." ifadesi kullanıldı.
AKINCI ÜSSÜ DAVASININ İLK GÜNÜ TAMAMLANDI
Darbe girişiminin merkez üssü olarak kullanılan ve derdest edilen komutanların tutulduğu Akıncı Üssü'ndeki faaliyetlere yönelik açılan ve 486 sanığın yargılandığı davanın ilk günü tamamlandı.
Sincan Ceza ve İnfaz Kurumu içerisindeki duruşma salonunda, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen duruşmada sanıkların tek tek kimlik tespiti yapıldı.
Kimlik tespitinin tamamlanmasının ardından Mahkeme Başkanı Selfet Giray, aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Başbakanlık, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), İçişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Maliye Hazinesi, Emniyet Genel Müdürlüğü, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı ve eşi Nursel Aksakallı, bir grup CHP'li milletvekili, Olçok ailesiyle birçok kurum ve kişinin müdahillik talebi için mahkemeye gönderdiği dilekçeleri okudu. Mahkemeye gelen diğer yazı ve talepleri de okuyan mahkeme başkanı, yarın saat 09.30'da devam etmek üzere duruşmaya ara verdi.