Gökova Körfezi'nde bugün saat 01.31'de meydana gelen 6.5 büyüklüğünde depremle ilgili açıklama yapan deprem uzmanı Prof. Dr. Zafer Akçığ, bölgedeki fay hatlarının aktif olmasından dolayı depremi 'beklenen deprem' olarak yorumladı. Deprem sonrasında yaşanan artçı sarsıntılar için vatandaşları uyaran Prof. Dr. Akçığ, "Bu deprem için 'sürpriz' denemez. Beklenen bir depremdi, çünkü bölgede aktivite son yıllarda fazlaydı.
Gökova Körfezi'ndeki fayın kırılmamış son parçasıydı. Batı'da kalan parçayı kırarak, evrimi tamamlanmış durumda. Tam kesinleşmedi büyüklük, 6.2 ile 6.8 arasında söyleniyor. O bölge için daha büyük bir deprem bekleyemeyiz. Bundan sonra depremden 1 saat sonra başlayan artçı depremleri bekleyebiliriz. Bunlar da genellikle, 4 ve 5.3 arası artçı depremler meydana olur. Zaten depremden sonra 5.3 şiddetinde deprem oldu. Bu artçılar hissetmediğimiz düzeyde olanlarla birlikte 1 ay boyunca sürebilir, dikkatli olmak gerekir" dedi.
"BU FAY HATTI ÇEVRESİNDEKİ FAYLARI ETKİLEMEZ"
Gökova Körfezi'ndeki fay hattının çevresindeki fayları etkilemeyeceği belirten Prof. Dr. Akçığ, "Bu fay hattının çevresinde etkileyeceği tetikleyeceği bir fay yok. Onlar daha kuzeyde kalıyor. Bu düşey atımlı fay olduğu için başka fayları etkileyeceğini düşünmüyorum. Haziran'da Ege Denizi'nde deprem meydana geldi. Bunlar birbirlerinden bağımsız faylar" diye konuştu.
'MİNİ TSUNAMİ'
Kandilli Rasathanesi'nden yapılan 40 santimetrelik tsunami açıklamasına da değinen Prof. Dr. Akçığ, "Deniz dibindeki 40 santimetrelik çökmeden dolayı tsunami oluşmuş. Buna 'mini tsunami' demek daha doğru olur. Deniz 20 metre geri çekilip 1 metre dalga boyuyla 100 metre kadar karanın içine girmiş. Önüne ne geldiyse silip süpürmüş. Ege Bölgesi'ne baktığımızda tarihte tsunami örnekleri görmek mümkün. Bu kadar çok zarar vermesinin sebebi ise çekilmeden ve deniz yüzeyindeki kırılmadan dolayı, faylar düşey hareket ettiği için su ters dönerek güçlü bir şekilde kıyıya vurmuş. Araçlar ve tekneler zarar görmüş. Şansımıza bu küçük bir deprem. O yüzden buna 'mini tsunami' demek daha doğru. Dönemlere baktığımızda Milas-Bodrum Havalimanı yapılırken zemin çalışmalarında deniz kökenli malzemelere rastlanmıştır. Bu da daha önceki dönemlerde o malzemelerin tsunamiyle gittiğini gösterir. Bu depremdeki en büyük şansımız Bodrum'un kaya zemin üzerine inşaa edilmiş olmasıdır. Bir önemli etken de Bodrum'daki binaların usulüne uygun alarak inşaa edilmesidir. Kurallara uygun yapıldığı için binalar zarar görmedi. 'Depremden korkma geç kalmaktan kork' diyoruz. Sağlam zemini bulup kuralına uygun yaparsanız evinizde gönül rahatlığıyla oturabilirsiniz" dedi.
'EVLERİNDE HASAR OLUŞANLAR MUTLAKA AFAD YETKİLİLERİNE HABER VERMELİ'
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir ise yaşanan depremle ilgili olarak, "Bu deprem Batı Anadolu tektoniği içinde değerlendirilmesi gereken bir deprem. Yani Ayvacık- Midilli ve Manisa'daki depremlerle ilişkilendirmek daha doğru olur. Batı Anadolu'daki son 7 ayda meydana gelen depremler gerilim farkı oluşturuyor. Kabukta çok sayıda fay olduğu ve kabuk heterojen davrandığı için. Bu nedenle yeni ana şoklar gelişebilir ve bunlar deprem fırtınası yaratabilir. Burada önemli olan şey halk açısından evlerinde hasar oluşanlar mutlaka AFAD yetkililerine haber vermeli. Küçük ölçekli tsunami gelişti evet. Bu nedenle kıyıda yanal yayılma dediğimiz çatlak ve göçükler gelişmiş olabilir. Sarsıntının şiddeti, kırılan fay zonu ve deprem dış merkezine yakınlık, gelişen küçük ölçekli tsunami ve yanal yayılma tümü birlikte çalışarak zararı arttırıyor" dedi.