Cennet Yiğit (23), Kübra Doğanay (23) ve Gülşah Güler (24)... Üçü de hayatının baharında, yüreği vatan ve millet aşkıyla dolu, gözü karaydı. Birlikte okuyan ve hayallerindeki meslek olan polisliğe birlikte başlayan Özel Harekât'ın üç kahraman kadını Ankara'da FETÖ'cü hainlerin bombalı saldırısında birlikte şehit düştüler. Kayserili olan Kübra Doğanay hemşehrisi olan Cennet Yiğit ile çocukluk arkadaşıydı. Birlikte aynı liseyi okudular. Kayseri Güzel Sanatlar Lisesi'nden mezun olduktan sonra ikisi de Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Resim öğretmenliği bölümünü kazandı. Cennet ve Kübra'nın kader arkadaşları Gülşah'la yolları ise burada kesişti. Hataylı olan Gülşah Güler de Gazi Üniversitesi resim öğretmenliği bölümünde okuyordu. Üçü de çok iyi arkadaştı. Bu arada Kübra yetenek sınavını kazanarak Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İç Mimarlık Bölümü'ne geçiş yaptı. Son sınıftayken üçü de hayallerindeki meslek olan polislik için akademi sınavına girdiler. Sınavı başarıyla kazanıp, polis oldular. Kübra Doğanay, İstanbul Şükrü Balcı Polis Meslek Yüksekokulu'ndan, Cennet ve Gülşah ise Ankara Polis Akademisi'nden mezun oldu. Polis okulundaki eğitimlerini tamamlayan Cennet, Kübra ve Gülşah mesleğe ve vatana olan sevgilerini Özel Harekât bölümünü seçerek gösterdiler. Üçü de Gölbaşı'ndaki Özel Harekat Daire Başkanlığı'nda görev yapıyordu.
AYNI ARAÇLA GİTTİLER
Cennet ve Kübra 10 ay, Gülşah ise bir yıl önce göreve başlamıştı. 15 Temmuz gecesi üç arkadaş Gölbaşı Özel Harekât Daire Başkanlığı'nın bombalandığı haberini alır almaz hiç düşünmeden harekete geçti. 3 arkadaş aynı araçla Özel Harekât'a gittiler. Mühimmat almak için içeriye giren gözü pek üç arkadaş, hainlerin attığı ikinci bomba ile şehit düştü. Özel Harekât'ın 3 kahraman polisi, birlikte çıktıkları yolda birlikte şehadete yürüdüler. Şehit Gülşah Güler memleketi Hatay'da, Cennet Yiğit Kayseri'nin Bünyan ilçesinde, Kübra Doğanay ise Kayseri'nin Yeşilhisar ilçesinde toprağa verildi.
'ŞEHİT HALASININ ADINI TAŞIYOR'
Şehit Gülşah Güler, Ankara Gölbaşı Özel Harekât Daire Başkanlığı'nda Özel Harekât Komiser Yardımcısı olarak çalışıyordu. Ağrı'da görev yapan ve kendisi gibi Özel Harekâtçı olan arkadaşıyla nişanlanacaktı. Gülşah Güler'in annesi Emine Güler darbe girişimi gecesi yaşadıklarını şöyle anlattı: Biz Marmaris'te tatildeydik. Gülşah da bir hafta sonra yanımıza gelecekti. Gülşah'la görüştükten kısa süre sonra yazlığımızın bulunduğu yere yakın bir yere helikopterler inip kalkıyor silah sesleri geliyordu. Önce ne olduğuna anlam veremedik. Televizyonu açınca darbe girişiminden haberdar olduk. Gülşah şehit düştüğünde gelinim Didem 4 aylık hamileydi. Gülşah çok heyecanlıydı, hala olacaktı. Bebeğin cinsiyetini çok merak ediyordu. 15 Temmuz'dan bir hafta sonra bebeğin cinsiyetinin kız olduğunu öğrendik. Ve o anda 'Allah bizden bir Gülşah aldı bir Gülşah verdi' dedik. Şimdi torunumun adını Gülşah koyduk...
'YEDİKLERİ İÇTİKLERİ AYRI GİTMEZDİ'
Anne Güler "Biz Gülşah'la ne zaman konuşsak 'Anne Cennet'le yemekteyiz, Cennet'le çalışıyoruz, Cennet'le geziyoruz' derdi. Onlar çok iyi arkadaştı. Yedikleri içtikleri ayrı gitmezdi. Üniversitede birlikte aynı bölümde okuyup, resim öğretmeni oldular. Sonra da yine birlikte Özel Harekâtçı oldular. Onların arkadaşlıklarını artık aileleri olarak bizler sürdürüyoruz. Cennet'in anne ve babasıyla sürekli görüşüyoruz. Kızım Cennet'ini de alıp cennete gitti. Arkadaşlarını bırakmadı. Şehitlik sanki kızımın içine doğmuştu. Bizlere ve arkadaşlarına şehit olacağını söylerdi. O babasının kara kızıydı. Dediği gibi de oldu adını herkes duydu güzelliğini herkes gördü. Kızım bize şeref ve gurur bıraktı. Gurur onun acısını bastırıyor. Kızımızın artık doğum günü 15 Temmuz'dur" dedi.
"SUR'DA OLDUĞUNU BİZE SÖYLEMEDİ"
Kayseri'de
yaşayan Kübra Doğanay'ın annesi Hikmet Doğanay, kızıyla 15 Temmuz günü yaptığı son konuşmasını anlatırken gözyaşlarını tutamadı: Kızımın ilk görev yeri Diyarbakır'ın Sur ilçesiymiş. Ama 'endişelenmeyelim' diye bunu söylemedi. Yaklaşık 8 ay boyunca Sur'da operasyonlara katılmış. 15 Temmuz gecesi benimle vedalaşır gibi konuştu. Ben çok huzursuzdum. Namazımı kılıp yattım. Gece yarısı telefon çaldı. Arkadaşımız olan Başçavuş Harun abi aradı. Ankara'da Özel Harekât'ta patlama olduğunu söyledi. Eşim televizyonu açtı ve görüntüleri izledik. Sürekli Kübra'yı aradık ama ulaşamadık. İkinci patlamadan kısa süre önce Kübra ablasıyla konuşmuş. Ablası Kübra'ya 'bol bol dua et' demiş. Bir gün sonra da kuzumun şehit olduğu haberini aldık. Biz çok gururluyuz. Kübra ile Cennet yakın arkadaştı, sırdaştı. Kızım çok cesurdu, korkusuzdu ve hırslıydı" dedi.
'ANNEANNE BEN ŞEHİT OLACAĞIM' DİYEREK GİTMİŞTİ
Nişanlanmasına
bir ay kala şehit düşen Cennet'in Kayseri'de yaşayan babası Yahya Kemal Yiğit," Evlatsız olunur vatansız olunmaz" diyor. Baba Yiğit, kızını şu sözlerle anlattı: 'Kızıma sen yapamazsın Özel Harekâtçı olma' diye yalvardım. Kızım bana 'Baba benim şehit olmamı istemiyor musun' dedi. O cümleden sonra konuşamadım. En son şehit olmadan 10 gün önce beraberdik. En son anneannesinin boynuna sarılıp 'Anneanne ben şehit olup seni yanıma alacağım' dedi. Kimse bir şey diyemedi. Ve yavrum gitti 10 gün sonra şehadet şerbeti içti" Anne Huriye Yiğit, Cennet'in hasretini kızının Özel Harekât üniformasını koklayarak gidermeye çalışıyor. Cennet'in patlama sonrası parçalanan telefonu ve Cennet'i şehit eden şarapnel parçalarını evdeki vitrininde saklıyor.