Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının başında AK Parti hükümetlerinin hizmetlerini anlattı. Cumhuriyet tarihinin en büyük reformunun gerçekleştirildiği alanlardan birinin Sağlık sektörü olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "19 bin olan yatak sayısını 153 bine çıkardık. Sağlık kurumlarında hizmet verenlerin sayısını 875 bine ulaştırdık. Tıp Fakültelerimizin sayısını da artırma gayretinde olduk. Son olarak şehir hastaneleri projemizi hayata geçiriyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında şunları kaydetti:
Azmettik ve dedik ki bizim ecdadımız Fatih karadan gemileri yürüttüyse bizde onun torunları olarak denizin altından bu işi başarabiliriz. İstanbul Boğazını Marmaray ve Avrasya Tüneli ile denizin altından ilk defa, Yavuz Sultan Selim ile üçüncü kez birleştirdik. Bunlar neyi getiriyor? Bunlar bir yerlere cevap. Sadece Türkiye'ye değil, dünyaya cevap. Uyuyan, yatan bir Türkiye yok. Çalışan, gayret eden bir Türkiye var. Havalimanlarımızın sayısı geldiğimizde 26'ydı şimdi 55... Nerelerden nerelere geldik. Otobüs fiyatının altına düşmüş durumda.İnsanın yanında olan bir iktidar var.
"SENİN KILAVUZUN KARGA"
Ana muhalefetin başındaki zat hala 7 milyon işsiz var diyor. Ya ayıptır ya senin bir defa kılavuzun karga! Kargaya da hakaret olmasın ama...Türkiye ufak tefek yurt dışı spekülasyonlarına rağmen gelişti. Bu tamamen siyasi müdahaledir aşacağız dedik.
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Senin kılavuzun karga"
"ŞEHRİ BİR YERDEN BİR YERE TAŞIYORUZ"
Hidoelektrik santralleri sayımızı 540'a çıkardık. Elhamdülillah. Bu barajların çoğu teröre rağmen inşaa edildi. Hala da devam ediyor. İşte Ilısu barajı.. Şehri taşıyoruz. İşlemler biter bitmez adeta devrim niteliğinde.. Şehrin bir yerden bir yere taşınması suretiyle tarih taşınıyor. İş bu! Bakın şimdi çok önemli. Ekonomide ülkemizi 3 kat büyüterek çok önemli adımlar attık. Özel sektörümüzü ülkemizin lokomotifi haline getirdik. Savunma sanayinde yüzde 80 dışa bağımlı bir ülkeden bugün kendi silahını, füzesini, tankını, helikopterini yapan ve ihraç eden bir ülke haline geldik. Ama ana muhalefet bundan rahatsız. İstediğiniz kadar rahatsız olun. İthal eden bir Türkiye'den ihraç eden bir Türkiye haline geldik, geleceğiz. Terör örgütleriyle ve arkasındaki güçlerle mücadele ederek vatanımıza kem gözle bakanların heveslerini kursaklarında bıraktık. Bu aziz millet bizi bu yolda yalnız bırakmadı. 15 Temmuz'da Allah'a hamdolsun başarısızlığa uğrattık. Milletimize hizmetten başka hiçbir gayemiz olmadı, olmayacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Şehri bir yerden bir yere taşıyoruz"
"ÜÇÜNCÜ SIRADAYIZ"
İlk verilere göre yüzde 5 büyüme oranıyla G20 ülkeleri arasında Çin ve Hindistan'ın ardından üçüncü sırada bulunuyoruz. Aramızda çok fark yok daha iyi bir noktaya geleceğiz Tabi bu vatansever halkımız için mutluluk vesilesi ama aksi olanlar için farklı. Aynı dönemde G7 ülkeleri yüzde 1,8 OECD ülkeleri yüzde 2 büyümüştür. IMF gibi kuruluşların yüzde 3 olarak bekledikleri büyümenin yüzde 5 olması geleceğe güvenimizi artırmıştır. İstihdamda başlattığımız seferberlikle 2 milyonluk bir artış bekledik. Emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum. Kredi notu ile ilgili spekülasyonların siyasi saiklerle bağlantılı olduğunu söylemiştim. Büyüme hızı beklenenin altında çıksaydı kredi notunu düşüreceklerdi. Şimdi ne yapacaklar onu çok merak ediyorum. Bugüne kadar bizi hiç yanıltmayan bir dinamizmle milletimizin her bir ferdine şükranlarımı sunuyorum.
"TERÖR ÖRGÜTÜYLE KOL KOLA YÜRÜYORLAR"
Bunlar İstiklal Caddesinde bölücü örgütle el ele, kol kola yürüyorlar. Biz dış politikaya yeni bir vizyon kazandıracak adımlar atarken onlar eksen kayması üzerinden birilerine mesaj veriyorlardı. Dün akşam İstanbul'da sanatçı ve sporcularımızla iftarımız vardı. Onlara AKM'yi anlattım. Bugüne kadar bitirecektik. Biz Türkiye'ye yakışır bir opera binasını ilk defa Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde inşaa ettik. Ama aslolan İstanbul'a böyle bir yer kazandırmak. AKM, depremden zarar görmüş bir yapı. Yıkılması gerekiyordu, hemen isyan ettiler. Gösteri üzerine gösteriler.. Ne oldu? Şu anda eski Muhsin Ertuğrul'un iki kat büyüğü bir Muhsin Ertuğrul yaptık. Şimdi de AKM'yi, proje tamam bitti... Dev bir opera binasını Taksim Meydanı'nda inşaa edeceğiz. Muhteşem bir proje olacak. Taksim'e 3 dev proje ile zenginlik kazandıracağız. Önümüzü kesemezler. Biz bu millete hizmet ettikten sonra önümüzü kesemezler, üzerine üzerine gideriz.
AYBÜKE ÖĞRETMENİMİZ İÇİN KILLARINI KIPIRDATTILAR MI?
Terör örgütüne gösterdikleri sempatiyi kendi insanına göstermediler. Sembolleştirdikleri şahsiyetlerin geçmişine baktığınızda göreceğiniz tek şey ölüm tarlaları ve kuru kafa kuleleridir. Bunları sembolleştiriyorlar. Şehit edilen Aybüke öğretmenimiz için kıllarını kıpırdattılar mı? Bunların tek derdi terör örgütünün kalemşorlüğünü yapmaktır. Bu gerçek ortada. Aybüke öğretmen oraya çıktı geldi. Hizmet için geldi. Aldığı maaşla orada bir de laboratuvar hazırladı. Ama bu yavrumuzu orada katlettiler. Ben inanıyorum ki Güneydoğu ve Doğulu kardeşlerim bundan sonra siyasi kararını bu ülkeye ve kendilerine hizmet eden Ak Parti'ye vereceklerine inanıyorum. Ülkesine ve milletine ihanet içine girenlerin maskelerini düşürmeye devam edeceğiz. Bölgemizdeki krizler ve gerilimler malesef şu mübarek Ramazan günlerinde tırmanarak devam ediyor. Suriye ve Irak'ta sivillerin zarar gördüğü saldırıların haberlerini alıyoruz. Ülkemizde de PKK'nın üstelik iftar saatlerinde güvenlik güçlerimize yönelik saldırılarda verdiğimiz şehitlerin acıları yüreklerimizi dağlıyor. Türkiye olarak Katar krizinde tavrımızı net bir şekilde ortaya koyduk.
"BİRBİRİMİZİ ALDATMAYALIM"
Özellikle Irak'ta Kuzey Irak ile ilgili yapılan açıklama bizi derinden üzmüştür. Böyle bir adım yanlış bir adımdır. Temenni ederdim ki bu işler istişare yoluyla yapılsın. Bu bölgede Kuzey Irak yalnız değildir. Musul'da Araplar, Kerkük'te Türkmenler birlikte yaşıyorlar. Biz barış içerisinde bu adımların atılmasını ve Irak'ın bütünlüğünü hep savunduk. Kuzey Irak'ın bağımsızlığı ile ilgili bir adım atmak, Irak'ın toprak bütünlüğüne bir tehdittir ve yanlış bir adımdır. Biz bunları savunurken maalesef orada zaman zaman ipin ucunun kaçtığını gördük. Bu kritik süreçte bu adımın atılması kimsenin yararına değildir. Ayrıca Katar'daki gelişmelerin ardına bakttığımızda çok ciddi bir yanlışı görüyoruz. Bir ülkenin vatandaşını tecrit etmek insani ve islami değildir. Katar teröre destek veren değil terör örgütü DEAŞ'a karşı Türkiye ile birlikte en kararlı duruşu gösteren ülkedir. Birbirimizi aldatmayalım. Katar'ı bir suçlu gibi göstermenin kimseye faydası yoktur. YPG ve PYD'ye sahip çıkanlar bu aldıkları kararla bedeli ödenmeyecek yanlış bir adım atıyorlar. PYD ve YPG, PKK'nın düşük çocuklarıdır. Hepsine söyledik, yanlış yapıyorsunuz dedik.
"FRANSA CUMHURBAŞKANI VE KATAR EMİRİ İLE GÖRÜŞECEĞİZ"
Şu anda PYD ve YPG'ye verilen silahların benim ülkeme tehdit olmayacağının garantisini kim verebilir? Körfezde oynanan oyunların ardından bu aktörlerin olduğunu biliyoruz. Mısır'daki darbeyi yapan Mursi'nin Savunma Bakanı'ydı. Demokrasi darbeler sistemiyse bize tanımlayın da bizde bilelim. Şayet Türkiye ve Katar'ı sadece doğal kaynaklarıyla zengin bir ülke olarak görmemek gerekiyor. Katar, kendi politikalarını oluşturabilen bir ülkedir. Bugün bir telekonferansla Fransa Cumhurbaşkanı, Katar Emiri ile üçlü bir görüşme yapacağız. Suudi Arabistan Kralı'nın bu iş için gerekli adımları atması gerektiğini düşünüyorum. Uçuş alanlarını kapatmakla karşı karşıya kalan bir ülke var. Düne kadar birbiri ile samimi, hatta akrabalık bağları olanlar da var. Bu olacak iş değil.
Bugün neler oldu? (13 Haziran 2017)